Keyifli okumalar
💜
1 hafta sonra...
Her zaman antreman yaptığımız spor salonuna girdim. Bugün bir değişiklik yaparak yanımda Taehyung'u getirmiştim. Benim için oldukça stresli ve yorucu bir haftaydı. Çoğu şey istediğim şekilde ilerlemediği için kendimi hala kötü hissediyordum ve birazda sinirliydim. Jimin'in de öyle olduğunu biliyordum.
Jung Woo'nun dosyası intihar şeklinde kapatılmıştı.
Elimizde ki deliler bu olayın tamamen intihar olduğu yönünde olduğundan dosya kapatıldı. İçimde bir yerlerde hala bu durumla alakalı oturmamış,beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Kendimi bir türlü rahat hissedemiyorum. Elimden gelse bir şeyler yapacaktım fakat emir büyük yerden olunca bizim için her şey sona eriyordu.
"Buraya çok sık geliyor musunuz?" Taehyung spor salonunun içine girer girmez aramızdaki sessizliği bozdu. Onunla kesinlikle fazla yakın değildim. Bugün ilk defa benden rica ettiği için onuda buraya getirmiştim.
"Bazen çok yoğun oluyoruz ama sıklıkla gelmeye çalışıyoruz." Diyerek açıklamada bulundum. Taehyung başını anladım anlamında sallayıp beni onaylamıştı.
"Bana bir kaç savunma hareketi göstermeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim. Umarım polis arkadaşın benimde burada olmama bozulmaz. Haber vermedik."
Jimin'den bahsettiğinde suratıma bir gülümseme geldi. Birazdan onunda burada olacağını biliyordum. Jiminle genelde buraya gelip, kendi aramızda ufak dövüşler yapıp kendimizi geliştirmeye çalışıyorduk. Bugün ise farklı olarak Taehyung buradaydı.
"Merak etme Jimin o tarz bir insan değil. Sorun edeceğini sanmıyorum. Ayrıca biz komşuyuz birbirimize yardım etmemiz gerekir." Bunu dediğimde güldüğünü işittim. Bende gülümsedim ve elimle gideceğimiz yönü işaret ettim. "Aşağı ineceğiz. Hadi gel."
Ben yürümeye başladığımda Taehyung'da hiçbir şey söylemeden beni takibe koyulmuştu. Merdivenlerden inerek en aşağı kata ulaştık. Sol taraf dolu olduğu için sağa doğru yol aldım.
"Jimin'i bekleyelim o gelince başlarız." Elimdeki çantayı kenara koydum. Ardından üzerimdeki ceketi çıkarıp yalnızca sıfır kollu siyah sporcu üstümle kalmıştım. Taehyung'un bakışlarının üzerimde olduğunu fark ettiğimde ona odaklandım. Sanki yanlış bir şey yapmış gibi hızla gözlerini kaçırdı. Bu haline gülmeden edemedim.
"Sürekli siyah giyiyorsun. Bir sebebi var mı?" O bunu söyleyince bakışlarım istemeden de olsa vücuduma kaydı.
"Aslında sürekli siyah giymiyorum. Sanırım sen hep siyah giydiğim zamanlara denk gelmişsin." Elini ensesine koyarak kaşıdı. Başı yere bakmasına rağmen gülümsediğini fark ettim.
"Olabilir." Dedikten sonra bana bakmıştı. "Siyah sana baya yakışıyor." Taehyung biraz çekingen bir tipe benziyordu. Yani, şu an bakışları öyle görünmüyordu ama ses tonunda biraz gerginlik mevcuttu.
Ortamı garip bir havaya sokmamak adına gülümsemeyi tercih ettim. "Teşekkür ederim." Bunu söylememin ardından elimde tuttuğum ceketimi çantamın üzerine bıraktım.
"Bugün sana basit bir kaç temel hareket gösteririm. Zamanla daha zor hareketlere çalışırız. Bu arada..." ona doğru dönüp konuşmama kaldığım yerden devam ettim. "Devam etmek istiyor musun yoksa yalnızca bir kaç hareket öğrenip bırakmak mı istersin?"