-
Nare hiçbir tepki veremiyordu. Ne duyuyor, ne de herhangi bir şeyi algılıyordu. Çenesi birbirine değiyordu. Elleri buz tutmuştu. Kuzey ona doğru geldiğinde çöktüğü yerde, mümkünmüş gibi sırtını geriye verdi.Yaklaştığı her adımda Nare kendini geri çekiyordu.
"Nare, kendine gel güzelim."
Bu adam az önce birini öldürdü!
Birini öldürdü!
Bir katille yan yanaydı.
Sesler beyninin içinde dönüyor, artıyor, ona tehlikeyi söylüyordu.
"Git..." sesi güçsüz çıkıyordu. Kuzey ona eğildiğinde sesi yükseldi.
"Git burdan!"
"Sadece korkuyorsun. Küçük bir şok yaşadın. Kucağıma gel."
Ona dokunmak istediğinde Nare'nin çığlığı kulakları rahatsız edecek tondaydı.
"Dokunma! Dokunma! Katilsin sen!" diye tekrarlıyor, dinlemek, onu görmek istemiyordu. Kuzey Nare'yi zaptetmeye çalıştıkça Nare daha fazla direniyor, çırpınıyordu.
"Mahvettin sen! Hayatımı mahvettin! Sana güvendim!"
Sanki bu zamana kadarki tüm suskunlukları bir anda patlak vermiş gibiydi.
"Nefret ediyorum... Aç kulağını iyi dinle... Ben senden nefret ediyorum!"
Nare'nin dedikleri Kuzey'in yüzündeki anlayışlı ifadeyi silip süpürdü. Artık gözlerinde duygu barındırmıyordu. Kızın dediklerini umursamadı. Daha sonra düşüneceği kesindi ama şimdilik hafıza raflarından birine kaldırmıştı. Kızı kolundan kavraması saniye bile sürmemişti. Nare susmuyor, bağırıyor, çırpınıyordu. Üst kata çıktıklarında hep onlara yemek hazırlayan Selin Hanım'ı gördü. İçine küçük de olsa bir umut doğdu.
"Yardım edin bana! Lütfen! Bu adam katil!"
Kadın sanki bunca şeyi duymamış, normal bir şeymişcesine işine devam ediyordu. Bu sırada Kuzey'in Nare'nin kolunda olan eli sıkılaşmaya, morartacak kadar sertleşmeye başlamıştı.
"Beni benim adamıma mı şikayet ediyorsun küçüğüm?"
Laflarıyla iğrendiğini hissetti. Gözüne o kan dolu anlar geliyor, kusma isteğini bastıramıyordu. Yeniden bulantı gelince saniyelik durdu, Kuzey'in kolunu tutuşunun sertliği azalınca hızla çekti. Merdivenleri hızlıca çıkmaya başladı. Tek dilediği midesini boşaltmaktı. Kuzey'in odasına gelince hızla kapıyı açtı ve odadaki tuvalete girdi. Klozetin yanına çömelip kusmaya başladı. Her gözünü kapatışında Denizin son hali gözlerinin önüne geliyordu.
Bir süre sonra gözünün karardığını hissetti. Sonrasını ise hatırlamıyordu.
3 saat sonra...
Sesler duyuyordu. Algılamıyordu ama yanında 2 ses duyduğu kesindi. Biri tanıdıktı. Bir diğeriyse kadın sesiydi. İsminin geçtiğini duydu ilk. Onu çağırıyorlardı. Sanki gözierinde tonlarca ağırlık vardı. Ya da kendisi açmak istemiyordu.
Kabus olmasını diliyordu. Olanların, geçmişin, hatta kendi hayatının. Gözlerini bir kundakta açmak için her şeyini verebilirdi. Gür ve uzun kirpikleri aralandığında görüş açısına ilk Kuzey girdi. Bir melek gibi başına dikilmişti.
Fakat Nare çok iyi biliyordu ki, Azrail de bir melekti. Sanki canını almak istermiş gibi gözlerine bakıyordu.
Boğulmak için beş parmağın boynunda olmasına ihtiyaç yoktu.
Göz kontağını hızlıca başını yana çevirerek bozdu. O an genç bir kadın gördü. Elinde bir kaç dosya vardı ve muhtemelen bir doktordu. Etrafına baktığındaysa bir hastane odasında olduğunu farketti. Esmer kadın, Nare'ye durumu açıklama ihtiyacı duydu. Hafifçe öksürüp sesini temizledi.
"Merhaba Nare Hanım, bir kaç saat önce bayıldınız, stresten. Bir kliniktesiniz ve ortalama 3 saattir buradasınız. Serum bittiğinde çıkabilirsiniz."
Nare hiçbir şey demeden koluna baktı. Serumun iğnesi derisinden çıkmasın diye bantla yapıştırılmıştı. Gözünü bile kırpmadan kolundaki bantı iğneyle birlikte söktü. Kolunda birkaç delik daha vardı. Elinde de yara bandı olduğunu görünce ondan kan testi alındığını anladı.
Damarı zor bulunan biriydi.
"Serumun bitmesini falan bekleyemem. Çıkıyorum."
"O serum bitecek Nare."
"Bitmeyecek. Sen, Kuzey Yener, beni buradan hemen çıkarıyorsun."
Sesi kendinden emin, duruşu dikti.
***
Nare özünde asi bir karakter. Onu bir nevi size tanıtmak için giriş verdiğim bir bölümdü.
Özgür olmak sadece etrafında kafesin olmaması değil, kendisinin kendine kafes olmaması, kendini kısıtlamamandır aslında. Yani bu kısım sende biter.
Bu bölümü aşırı derecede yerde olan morelimle yazdım. İçime hem sindi, hem sinmedi. Umarım beğenirsiniz.
-Sanem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE +18 B×B G×G B×G +
JugendliteraturKar beyazı teni tüm zerafetiyle karşısında dururken mantıklı düşünmekten anı anına uzaklaşıyordu. İçinde ona karşı büyüyen bir arzu vardı ve bu yok sayılabilecek türden değildi. Arkasından sarıldığında Poyraz irkilmiş ama itmemişti onu. Dudaklarını...