~1~

5.5K 221 62
                                    

Her zaman birşeylerden kaçarak hayatımı sürdürdüm.

Daha ilk okuldayken bile 5 okul değiştirmem bunun göstergesiydi. Zorda olsa ilk okulu bitirip liseli olma yolunda bir adım daha atmıştım.

Lisenin ilk günü,

Isteksizce yatağımda dönerek sol tarafımda kalan komidinin üstündeki alarmı kapatıp tekrar huzurlu uykuma dönmek için kafamı yastığa gömdüm.

Aradan çok geçmeden pencerenin güneşliği açılmasıyla gözlerime dolan güneş ışıkları, gözlerimin kapalı olmasına rahmen beni uykumdan etmişti.

"Kalk bakalım hayta, okulun ilk günü geç gitmek olmaz." Annem yine okulların açılması ile duygusuz olan kimliğine bürünmüştü.

Bir çocuğun uykusunu bölmek için duygusuz olmak gerekirdi.

Anneme cevap vermeden, yatağımda yüz üstü dönerek kafamı yastığa gömüp karanlık bir ortam yarattım kendime.

Annemin üzerimden yorganı çekmesi ile az olan uykumun tamamen yok olması bir olmuştu.

Yorgan üzerimden masumca çekildiği anda doğrulup anneme kaşlarımı çatıp baktım.

"Hiç öyle bakmıyorsun beyfendi, kahvaltı hazır 5 dakikaya aşağıda bekliyorum!" Annemin otoriter yapısınıda sabahın köründe gördükten sonra itiraz etmeme bile fırsat vermeden odamdan çıkıp aşağı indi.

Pff layarak yatağımdan kalkıp banyoya yöneldim. Ayaklarımı yerde sürterek banyoya ulaştığımda aynanın karşısına geçip kendime baktım.

Sarı ve burnuma kadar uzanan saçlarım dağınık yatmanın etkisi ile bir birlerine girmişlerdi. Gözlerim geç yatmanın etkisi ile şişmiş ve mavi olan rengini kaybetmiş gibilerdi.

Kendimi beğenmediğimi itiraf etmeliyim cılız bir vücuda sahibim boyumda uzun denicek kadar fazla değildi. En son ölçtüğüme göre 177cmdi.

Musluğu açıp avuçlarıma bolca su doldurup iki kere yüzüme vurdum. Saçlarımı arkaya doğru atarak havluyla kurulandıktan sonra tekrar odama geçip üzerime en sevdiğim gri düz t shirtümü giyip altımada siyah pantalonumu giyip hızlıca aşağı inmek için merdivenlere yöneldim.

Bu merdivenleri inip çıkarken bile insan yoruluyordu. Her zaman alt katta bir oda istememe rağmen isteğim hiç bir zaman yerine getirilmemişti.

Salona yönelip masadaki yerimi aldım. Babam her zamanki gibi baş köşeye geçmiş elindeki gazeteye bakıyordu. Benim masaya oturmamla gazetesini katlayıp yanına koydu.

"Günaydın Isaac" gülümseyerek bana bakıp konuştu.

"Sabah sabah bu kadar mutlu olmayı nasıl başarabiliyorlar" içimden geçirip babamı sahte bir gülüş takınarak cevapladım "günaydın baba"

Annem çayları doldururken ben önümdeki tabaha yiyebileceğim kadar kahvaltılık doldurmuştum bile.

Annemin bana çayımı vermesiyle hızlı bir kahvaltı yaptım. Içimdeki hayata küsmüş Isaac bugünün çok boktan geçiceğini söylüyordu bana.

Ben hiç bir zaman sosyal bir çocuk olamamıştım. Daha çok evden dışarı çıkmayıp durmadan oyun oynayan bir tiptim. Odamda bilgisayar masamın üstünde bir sürü kahve bardağı olması bunu açıklıyordu.

Aklıma masamın üstü gelince "bir ara orayı temizlemeliyim yoksa annem canıma okuyacak" diye iç geçirdim.

Kahvaltımı bitirir bitirmez. Sandalyemden kalktım, babam gözlerimin içine bakıyordu. Birşey unutmadın mı dermişcesine bakan gözlere daha fazla dayanamayıp babamın beklediği cümleleri söyledim
"Ellerine sağlık anne herşey çok güzeldi, size afiyet olsun" zorla konuştuktan sonra babama arkamı döndüğüm anda gözlerimi sonuna kadar açıp içimden isyan ettim.

Son AlfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin