Alone~

44 5 14
                                    

İyi okumalar:)

Tek bir kelime. Tek bir sözcük. Yalnız. Yalnızsın... Bunu ben seçmiştim, yani yanlız olmayı. Bu herkesin iyiliği içindi. Hastalığımı bile tam tanımlayamıyorum. Kişilik bozukluğu diyip geçiyorum. Ama benim hastalığım kişilik bozukluğundan farklı.

Yıllarca, yıllarca düzgün bir psikolog bulmak için uğraştım. Ama gittiğim herkes bunu kafamda kurduğumu, böyle bir hastalığımın olmadığını söyledi. Ama biliyorum. Yada bilmiyorum. Benim bildiğim tek bir şey varsa o'da hastalıklı olduğum.

İnsanlar bana hastalıklı deli dedikten sonra deli olmadığımı söyledi. Şimdi ise herşeye karıştıkları gibi hislerime de karışıyorlar.

Yalnızlık güzeldir. Kimseler sana karışamaz. Kimse umrunda olmaz. Ağladığın zaman kimse seni yargılamaz. Ölmek isteyeceğin zaman düşünmen gerekmez...

Jeon... Jeon Jungkook. Son konuşmamızın üstünden 1 hafta geçti. Evet yalnızdım. Çünkü bunu ben istedim. Samimiyetsiz kişilerle konuşmaktansa tek kalmayı tercih ederim. Zaten yalnızda değilim. Jimin bana yeter de artar.

Jeon'un bunu nereden çıkardığını sormadım. Eğer yalnız olduğumu anlayacak kadar zeki ise elbette bu soruya bir cevap vermeyecektir. Jimin'den öğrendiğim kadarıyla üniversiteyi başarısından dolayı sınıf atlayarak bitirmiş. Belliydi zaten zeki olduğu.

Ben hiç okuyamadım. Daha doğrusu ilkokuldan sonra okumayı bırakmak zorunda kaldım. Çalışmam gerekiyordu. Hemde çok.. Babam 10 yaşımdan sonra eve ayda bir gelmeye başladı. O da yaşıyor muyum diye bakmaya.

Hep düşünürdüm. Eve geldiğinde beni ölü bulsa ne yapardı. Bence hiç umrunda olmazdı. Zaten öldüğümü bile anlamazdı. Ayyaş herifin tekiydi. O benden zorla aldığı paralar ile içki alıp, hayat kadınlarına yedirirken ben çalışıyordum.

Bunun nasıl hissettirdiğini biliyor musunuz? Hayatta tek bir varlığınız yok. Yapayalnız. Kimsesiz. Her okul çıkışı, sokaklarda oyuncak satarken bana nasıl baktıklarını gördünüz mü? Peki, bunun nasıl hissettirdiğini biliyor musunuz?

İnsanların iğrenerek bakmaları kadar kötü bir şey yoktu benim için. Sanki dünyanın suçunu işlemişim de hapise girmek yerine sokaklarda dolaşıyorum. Oysaki sadece hayatta kalmak için çabalıyordum.

Birgün yine çok çalıştığım zaman biraz dinlenmek istedim. Ara caddedeki kaldırıma oturdum. Sonra birisi önüme para atmaya başladı. Sonra birisi daha, birisi daha, birisi daha... Beni dilenci sandılar. Hayır, hayır yanlış anlamayın. Dilencilik yapanları tabii ki küçümsemiyorum. Ama insanların o 2 kuruşu atarken ki yüz ifadeleri aklımdan çıkmak bilmiyor. Onlarda mı böyle hissediyordu..?

Sonra bir anne ve çocuğu önümden geçti annesi çocuğuna " Bak okumazsan sende bunun gibi dilencilik yaparsın." dedi ve bana iğrenerek bakıp gittiler. O an Tanrı şahidim olsun ki yerin dibine girip ölmek istedim. Ne yani herkesin gözünde böyle birisi miydim?

Kıyafetim yırtık, yüzüm kirli, saçlarım dağınık diye böyle bir muamele görmemeliydim, görmemeliydik.

Evde bunaldığım için kumsala gidip hava almaya çıktım. Ellerim olması gereken yerde, cebimdeydi. Acaba bir gün bu elleri sonsuza kadar tutabilecek birisi gelir mi? Kafamda montumun başlığı altında ise bomboş ve bir o kadar da dopdolu beyin vardı.

Denize yaklaştığımı hissettim. Ferah kokusu beni her zaman iyi düşüncelere yöneltmiştir. Her zaman ki yerime oturdum. Gözlerimi kapattım. Derin bir nefes aldım. O nefesi geri vermek istemedim, hep içimde kalsın istedim. Nefessiz kaldığım zaman bana nefes olsun istedim...

İly<3/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin