Bölüm 13: "Kırık Kalp"
"Günlerden Cumartesi. Küçük bir kız çocuğu hayallerimi çalarak yerine daha güzellerini koydu. Hayallerimizi kıskandım. Adı Eylül. Sonbaharın getirisi Eylül."
***
Alperen Sancak'tan,
Küçükken uyuyamadığımda odama dadanan bir babam vardı. Annesizliği hissetmememiz için elinden geleni yaparken onun ne kadar yıprandığını o küçük yaşımda bile fark ederdim. Bu yüzden onu öper, yalnız hissetmemesi için elimden geleni yapardım ve yüzünde oluşan yarım, eksik gülümsemeye her zaman kanardım.
Babam, ben daha beş yaşlarındayken uyuyamadığım her gün odama gelip saçlarımı okşayarak bana masallar anlatırdı. Bir varmış ve bir yokmuş ile başlayan tüm masalların sonunun mutlu bitmeyeceğini kanıtlamak ister gibi hep mutsuz bitirirken hikayeleri, karakterlerin mutsuzluğuna ne kadar üzüldüğümü bir türlü gözü görmezdi. Babam bizi severdi ama gözü görmezdi. Ne haldeydik ne yapıyorduk dönüp bakardı ve her seferinde ufak bir tebessüme kanardı. Benim beş yaşında onun sahte gülümsemelerine kandığım gibi. Belki de kanmaya mecburdu.
Belki de içi ancak böyle rahatlıyordu. Yok sayarak.
Maalesef bu konuda babam gibi değildim. En ufak bir hataya, duygu yoğunluğuna, yalana, sözlerimle kalbini kırdığım insanlara hiçbir şey olmamış gibi sırtımı dönemezdim. Babam o masalın sonunu her mutsuz bitirişinde kalbimde oluşan kırıklığa şimdi daha büyük anlamlar yüklemeye başlamıştım. Bunu durduramıyordum. Yok sayamıyordum. Neden çocukluğuma karşı hep beni mutsuz eden anılar daha baskın bir şekilde aklımda kalıyordu?
Tek başına, eve doğru yavaş adımlarla ilerleyen adamı pencereden izlerken bu hallerine bir anlam vermek için kıvrandım. Aklım almıyordu, babam en son kızı bir kez daha elleri arasından kayıp gittiğinde bu kadar tükenmiş görünmüştü gözüme. Aramıştı, çok aramıştı ama kaç kere eli boş gelmişti sayamamıştım bile. Büyüdükçe yanına gidip öpememiştim de onu, acısı geçsin diye. Çünkü bir kere daha sahte tebessümüne kanamazdım. Büyümek, belki de bu yüzden sinirlerimi bozuyordu. Ne vardı küçük bir oğlan çocuğu olarak kalsaydım?
Annesi tarafından terk edilirken, dönüp arkasında ne bıraktığına bile bakılmayacak kadar değeri olmayan bir oğlan çocuğu.
Bir derdi vardı, biliyordum. Ama artık yardımcı olabileceğimi sanmıyordum. En azından kendi iyiliğim için. Başını yerden kaldırmadan eve doğru gelişini izledim. Onu, yanında hiçbir adamı olmadan görmek garip hissettirmişti. Belki de artık, canına değer vermediğinin kanıtıydı bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müphem Hayatlar
Teen FictionBazen kurduğun hayallerden de zarar gelir. Unutma. Öz ailesine yıllar sonra kavuşan genç bir kızın hikayesi. Yıllarca bir çok acıdan muzdarip olan Sancak ailesinin öz kızlarını bulmasıyla bir araya gelen bir aile... Kızlarının bir anda yaşadığı hab...