Çok okuyanımız yok ama atalım bölümleri, taslakta kalmasın. İyi okumalar~~
✾
✾
Yer: Lincoln/ Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı
Zaman: 1785
Uyumaya çalışmanın beyhude bir çaba olduğunu nihayetinde idrak edince doğruldum yataktan. Pekâlâ yatak çok rahattı, yetimhanedeki battaniye parçasıyla kıyaslanamazdı bile. Belki de bu rahatlığı yadırgamıştım, bilmiyorum. O incecik şilteye alıştıktan sonra ranzanın üstündeki yumuşacık döşek bir tuhaf gelmişti gözüme. Çok farklıydı yetimhanedekinden. Ancak orayla bura arasında ortak noktalar da vardı elbet; iki yerin de buz gibi olması mesela.
Anlamıyordum ki koskoca Kontların kaldığı bir yer nasıl bu kadar soğuk olabilirdi? Şato devasa büyüklükte olduğundan ısıtması zordur diye düşünmüştüm sonra. Belki de hizmetçilerin odası soğuktur yalnızca. Kontların kaldıkları odalarda soba vardır muhakkak.
Henüz saatlerdir vardı akşam olmasına ve boş durdukça insan, zaman da onunla beraber duruyordu sanki. Biz harekete geçinceyse akmaya devam ediyordu. "Kitap okurum ben de." dedim kendi kendime. Otuz kez okuduğum kitabı okurum yine, her bir cümlesini ezbere bilsem de. Birkaç parça kıyafetin ve kitaplarımın olduğu çantayı açtım. Yetimhanede Noel'den Noel'e verilen harçlıklarla almıştın hepsini; 2 gömlek, 2 pantolon, 1 entari ve 10 kitap.
Giyim kuşama pek para harcamazdım, zaten hiçbir yere gitmediğimizden -ayda bir olan iki saatlik çarşı iznimiz müstesna- boş yere kıyafet almazdım. Alanlarınkini de çalıyorlardı, almamak daha kârlıydı bu yüzden. Kitap alırdım kenarda köşede birikmiş paramla. Romanlardan ziyade şiir ve tiyatro metinlerini içeren kitapları alırdım. Tam bir Shakespeare müptelâsıydım, onun dışındaki İngiliz yazar ve şairleri pek ilgimi çekmiyordu.
Nedenini bilmem ama evvelden beri yasak olan her şeye karşı konulamaz bir arzu duyardım. Fransız edebiyatı da bunlardan biriydi. Bütün dünya bilir ülkelerimiz arasındaki rekabete dayalı çatışmayı. André'den bahsederken de söylemiştim, Fransızlardan nefret etmeleri bir yana, kitaplarının okunması dahi yasaktı. Fransız asıllı bir İngiliz olan Bay Herman-bu bilgi aramızda çünkü herkes onu has İngiliz sanıyor- okumaya olan tutkumu ve André'ye olan sevgimi görünce tezgah altından yürüttüğü kitap satış işini bana söylemişti. Ve şimdilerde sıkıldıkça kendimi tiyatrolarını canlandırırken bulduğum Moliére ile tanışmamı sağlamıştı. Dışarıdan bakan bir insana göre elinde bir kitapla saçmasapan hareketler yapan bir mecnun olabilirdim ama hayal dünyamda fevkaladenin fevkinde bir oyuncuydum. Bir tiyatro gösterisinde rol almak en büyük hayallerimden biriydi.
" Öldürücü yaralar bunlar, Kötülüklere çanak tutulduğunu görmek. Kimi zaman içime öyle şeyler doğuyor ki birden, İnsanlardan kaçıp çöle düşmek istiyorum ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camarilla | Hyunlix
Fanfiction'Ve sen Felicia, tıpkı adın gibi uğur getirdin heder olmuş asırlarıma...'