Ekip hep birlikte eve gelmiştir, herkes içeri geçer ve Ali'yi uzun koltuğa oturturlar ve başının altına yastık koyarlar
Selvi: Oğlum rahat etmediysen bir yastık daha koyalım mı
Ferda: Anne bu yastık çok yüksek olmadı mı ya
Nazlı: Canım sen nasıl hissediyorsun, rahat mısın öyle
Açelya: Bence ayaklarının altına da yastık koyalım
Selvi: Evet evet, ayaklarının altına da koyalım
Beliz: Herkes bir sakin olabilir mi (gülerek)
Ali: Valla Beliz abla, yemin ederim aklımı okudun (gülerek)
Adil: Sen sus
Ali: Off, şirket işleri de yarım kaldı
Ferda: Bu halde bile iş düşünüyorsun ya, pes yani
Ali: Ne var halimde
Ferman: Ne yok diyelim biz ona. Dua et bir kaç yara ile atlattın
Ali: Bu olay nasıl oldu
Demir: Hatırlamıyor musun
Ali: Yani, en son bowling oynamaya gitmiştik, sonra ben lavaboya diye yanınızdan ayrıldım, sonra (şimdi hatırlar. Lavaboya gitmiştir, lavabodan çıktıktan sonra karşısında Akın ve adamları çıkmıştır, sonra boğuşma olmuştur) Şimdi hatırladım, Akın ve adamları ile kavga etmiştim, onlar benden sayıca üstün oldukları için, fazla bir şey yapamadım
Beliz: Ben hemen gerekli işlemleri başlatıyorum
Selvi: Oğlum açmısın, yemek hazırlayalım mı
Ali: Valla sultanım, senin yemeklerini özledim. Hastane yemekleri bana çok garip geldi
Selvi: O zaman, kızlar hadi mutfağa
Ferman: (kızlar mutfağa geçer, Ferman ise Ali'nin yanına oturur) Nasıl hissediyorsun kendini
Ali: Önce ki güne göre daha iyiyim
Doruk: Tabiki de iyisin lan, Ali Cefa'dan bahsediyoruz burda
Ali: Cefa ne lan (hafiften gülüyordur)
Doruk: Bundan sonra sana Cefam diyecem
Ali: Öyle bir şey yap, seni şirkete sokmam
Demir: Tehdit kokusu alıyorum sanki. Abi sen en iyisi boşver, uğraşma Ali'yle
Doruk: Ben şu an tek başımayım yani öylemi
Adil: (az uzaktan alfer ve dordemi izliyordur, hepsi gülerek sohbet ediyordu) Siz hep böyle olun, ben başka bir şey istemiyorum (o sırada Adil'in telefonu çalar arayan Savaş'dır)
Savaş: Adil merhaba
Adil: Merhaba Savaş, bir sorun mu var
Savaş: Müsait misin, karakola kadar gelmen gerekiyor
Adil: Savaş ne oldu
Savaş: Geldiğin zaman anlatırım
Adil: Tamam geliyorum (Adil önce alfer ve dordeme bakar, sonra mutfak kapısına bakar, sonra evden çıkar ve kendi arabasına binip karakola doğru yola çıkar... Bir süre sonra karakola varmıştır, araçtan iner ve karakola girer ve Savaş'ın odasına gider, kapıyı çalıp içeri girer) Merhaba Savaş
Savaş: Merhaba Adil, hoşgeldin
Adil: Hoşbuldum, apar topar çağırdın beni, ne oldu
Savaş: Haberler kötü Adil
Adil: Savaş, Allah rızası için bilmece gibi konuşma
Savaş: Eren
Adil: Ne olmuş Eren'e
Savaş: (derin bir nefes alır, bu haberi verecek olmak o kadar zor gelir ki Savaş'a, ama söylemesi gerekiyordur) Eren beraat etmiş
Adil: (gözleri kocaman olmuştur, daha önce hiç bu kadar sinirlendiğini hatırlamıyordur)
Savaş sen ne dediğinin farkında mısın, nasıl çıkar cezaevinden, nasıl beraat eder
Savaş: İnan nasıl oldu bende bilmiyorum Adil, bende bugün öğrendim
Adil: Savaş, Ali bunu öğrenirse darmadağın olur. Daha yeni yeni toparlıyor kendini
Savaş: Bu arada Ali'yi ziyarete gelemedim işlerden dolayı, özür dilerim
Adil: Saçmalama lütfen Savaş, bunun özrümü olur
Savaş: Adil çok dikkatli olun, özellikle Ali çok dikkatli olsun
Adil: Haber verdiğin için teşekkür ederim Savaş
Savaş: Rica ederim Adil
Adil Savaş'ın odasından çıkar, kendini bulduğu boş bir koltuğa bırakır, tek düşündüğü şey, bunu Ali'ye nasıl söyleyecektir. Eğer bu haberi Ali'ye söylemezse Ali'nin ona olan güveni kırılacaktır. Hızlı bir şekilde kendini toparlar ve dışarı çıkar, derin bir nefes alır ve arabaya biner, sonra eve doğru gitmeye başlar. Kafasında yüzlerce soru vardır Adil'in, Eren nasıl çıkar, nasıl beraat eder, bu işin arkasında kim vardır. Bunları bulmadan rahat etmeyecektir Adil... Adil bu düşüncelerle birlikte eve varmıştır, arabadan iner ve kapının önüne gelir, anahtar ile kapıyı açar ve eve girer
Selvi: Canım sen nereye kayboldun öyle
Ferda: Baba iyimisin
Ferman: Adil amca, suratın bembeyaz olmuş, kötü bir şey mi oldu
Adil: (Adil'in bu haberi vermesi gerekiyordur) Size bir şey anlatmam gerekiyor
Ali: Baba, ne oldu, ne anlatacaksın bize
Adil: (derin bir nefes alır) Savaş beni yanına çağırdı
Ali: Savaş abi hastaneye gelmemişti, nasıl gelsin ki zaten, adamın işi başından aşkın
Adil: Selamı vardı sana
Ali: Aleyküm selam, sağolsun... Da baba başka bir şey olmuş
Adil: Eren
Ali: (Adil Eren deyince Ali'nin yüzü o tanıdık hale, yani öfkeye dönüşmüştür. Dişlerini sıkarak konuşur) Bu sefer ne yaptı
Adil: Söyleyecem, ama önce sakin olacaksınız, özellikle Ali sen. Daha yeni iyileşiyorsun, bir delilik yapmayacaksın
Beliz: Adil amca (Selvi Adil'in elinden tutar, herkes şu an diken üstündeydi) Konu bizimle alakalı mı
Adil: (pat diye söyler) Eren beraat etmiş
Ali duyduğu şeyle olduğu yerde kala kalmıştır, Adil az önce Eren beraat etmiş demişti
Ali: (öfkeden suratı kıpkırmızı olmuştur ve yine alnındaki damar ortaya çıkmıştır) N... Ne olmuş ne olmuş, beraat etmiş Eren, öyle mi
Ferda: Ablacım sakin ol
Nazlı: Canım, bak sinirlenme hemen, sakin ol tamam mı
Ali şu an kimseyi duymuyordur, sadece kafasının içinde o kelimeler yankılanıyordu "Eren beraat etmiş" kelimesi yankılanıyordu... Kamera cezaevi kapısından çıkan Eren'i gösterir, yüzüne her zaman koyduğu kötü gülümsemesini yerleştirir
Eren: Eee Ali Vefa Erinç, geri döndüm, senin için geri döndüm
Eren'in önüne siyah bir araba yanaşır
Eren: Nerde kaldın
X: Anca gelebildim, kusura bakma
Eren: Tamam kes, bir an önce gidelim burdan
Eren: (Eren ve x kişisi yola çıkar, Eren yolda giderken kendi kendine) bekle Ali Vefa Erinç, bekle. Sana acıların en büyüğünü yaşatacam
Ali hala hiç bir şekilde tepki vermiyordu, Ferman'ın elini omzunda hissedince irkilir
Ali: Nasıl beraat etmiş, nasıl çıkmış içerden
Adil: Savaş araştırıyor, bir gelişme olursa hemen haber verecek
Ali derin derin nefes alıp veriyordur, gözlerini sıkıca kapatır, sakinleşmeye çalışır, ama nafile, bu durumda sakin kalması şu an için pek de mümkün değildir
Ali: B... Bir bardak soğuk su getirir misiniz
Nazlı hemen mutfağa gider ve bir bardak su ile geri döner ve suyu Ali'ye verir, Ali sinirden titreyen elleriyle suyu alır ve içer
Selvi: Oğlum sakin ol, sakin ol Ali, topla kendini. Derin derin nefes al, beraber yapalım (Selvi derin bir nefes alır ve geri verir) hadi tekrarla oğlum
Alsel karşılıklı olarak nefes alıp vermeye başlarlar... Ali sakinleşmiştir
Ali: Eren'in ilk hedefi haline gelen benim, Eren benden intikam almak isteyecek. Herkes temkinli olacak, kimse... Açık... Vermeyecek (Demir ve Doruk'a döner) Cafenin önündeki ve kızların evin önündeki korumaların sayısını arttırın. Markete dahi gitmek istiyen olursa tek başına gitmeyecek. Eren'i az çok tanıdınız, neler yapabileceğini gördünüz, açi, Nazlı özellikle ikiniz çok dikkatli olacaksınız. Buraya dahi gelmek istediğiniz zaman tek başınıza gelmeyeceksiniz. Hatta bir kaç gün bizde kalın
Nazlı: Canım, kalmasına kalırız da, kıyafetimiz yok
Ali: Halledilir o Nazlım, sen sıkma canını (derin bir nefes alır ve karşıya bakar) Eren ile asıl savaşımız şimdi başlıyor
Kamera siyah bir arabayı gösterir, Eren ve x kişisi arabadan iner, bir evin önüne gelmişlerdir
Eren: Demek burda kalıyorlar, güzel. Görevlendirdiğim adam ne durumda
X: Bizden haber bekliyor
Eren: Hazırlıklara başlasın
X: Tamam
Eren: (kendi kendine) Sana acıların en büyüğünü yaşatacam demiştim Ali Vefa Erinç, seni darmadağın edecem (Eren ve x kişisi biraz daha ev hakkında konuştuktan sonra arabaya binerler ve giderler)
Ali: Ben odama çıkıyorum, yarın sakin kafayla bir şeyler yaparız
Ali, Nazlı'nın da yardımıyla odasına çıkar, yatağına uzanır, Nazlı'da Ali'nin yanına uzanır ve dikkatli bir şekilde başını Ali'nin göğsüne koyar. İkisini de uyku tutmuyor dur
Nazlı: (sesi titrer) Alim
Ali: (Nazlı'nın sesinin titrediğini anlar, dişlerini sıkar) Sormak istediğin şeyi anladım. Ama ailemden hiç kimseye, özellikle sana zarar gelmesine asla ama asla izin vermem Nazlım
Nazlı: (daha da sıkı sarılır Ali'ye) Beni bırakma Alim, beni asla sensiz bırakma, beni senden mahrum etme
Ali: Ben nefes aldığım sürece hep senin yanında olacağım
Nazlı başını kaldırıp Ali'ye bakar, alnaz sadece birbirinin gözlerinin içine bakıyordur, konuşmuyorlar. Zaten konuşmalarına gerek yoktu, gözler her şeyi fazlasıyla anlatıyordu zaten. Alnaz artık daha fazla dayanamaz ve kendilerini uykuya bırakırlar
(SABAH)
İlk uyanan Nazlı olur, önce Ali'yi izler bir süre, sonra elini Ali'nin kıvırcık saçlarına götürür ve okşamaya başlar, yüzünde bir tebessüm oluşur. Biraz daha Ali'yi izledikten sonra yataktan kalkar ve günlük işlerini halleder, sonra aşağıya iner. Mutfaktan gelen tıkırtı seslerine yönelir, mutfağa gider ve Selvi kahvaltı hazırlıyordu
Nazlı: Günaydın Selvi abla
Selvi: Birincisi sana da günaydın kızım, ikincisi ise, bana abla deme, anne demen yeterli olur. Bu jesti Buse'ye bile yapmadım kızım, değerini bil (göz kırpar) hadi şimdi yardım et bana kahvaltıyı hazırlayalım (Nazlı kendi annesinden görmediği değeri, Selvi'den görmüştür, gözlerini dolmuştur Nazlı'nın. Selvi ona bana anne de demişti) hadi Nazlı
Nazlı: Ta.. Tamam Selvi (utanarak) anne
Nazsel kahvaltıyı hazırlamıştır, evdeki herkesi kaldırırlar, Nazlı Ali'nin yanına çıkar ve yatağın kenarına oturur ve Ali'nin elini tutar önce
Nazlı: (kendi kendine) Sen beni yeniden hayata bağladın Ali, ben kendime çok kızardım, yaşamak nedir, aşık olmak nedir, sevmek nedir bilmezken, sonra karşıma sen çıktın ve beni o dipsiz kuyudan çıkardın. Bunların hepsi senin sayende oldu Alim
Nazlı Ali'yi uyandırır. Ali kalkmıştır, banyoya gider ve günlük işlerini halleder sonra aşağıya iner ve kahvaltı masasına oturur... Ekip kahvaltısını yaptıktan sonra evden çıkar. Açnaz cafeye, alfer ve dordem ise şirkete doğru yola çıkarlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)
ActionGeçmişi yüzünden kendisini aşka kapatan bir adam. Ve o adamın hayatını değiştirecek bir kadın. Ali Vefa kendisini ve kalbini aşka kapatmış biridir, ama hayatına girecek olan kadın her şeyi değiştirecektir. Alnaz'ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır...