Eğlenceler sabaha kadar sürmüş, hem şehirde hem sarayda herkes durmadan dans etmişti. Yeni krallarının ve eşinin şerefine halk defalarca havai fişek patlatmıştı.
Gökteki o renkli ışıkları hayatında ilk defa gören Hyunjin çok etkilenmişti. Chan ise omegasının gözlerinden yansıyan parıltılara bakmakla meşguldü.
"Chan bunlar da ne?"
Büyüğünün koynuna iyice sokularak sormuştu.
"Havai fişek. Beğendin mi?"
"Çok güzeller..."
"Evet öylesin"Hyunjin ilk başta alfanın ne demek istediğini anlayamamıştı. Kavradıktan sonra gözlerini, gülümseyerek onu izleyen gözlere yöneltip kahkahasını duyurdu.
Chan için önemli olan tek şey Hyunjin'i mutlu ve güvende görmekti. Bu yüzden o gün hayatındaki en güzel günüydü.
Şenlik sona erdiğinde herkes çok yorgundu. Özellikle de Chan ve Hyunjin. Küçüğünün kapanan gözleri, ağır ağır hareketleri ve sık sık esnemesi Chan'a çok tatlı geliyordu. Daha fazla yorulmasını istemediğinden kalan son birkaç soylu davetliyi umursamadan Hyunjin'i kucağına aldı. Uykusu bir anda açılan beden ani hareketden ötürü gülmeye başlamıştı.
"Chan! Ne oluyor?"
"Uyumaya gidiyoruz!"İkisi de gülüştüler. Hyunjin kollarını Chan'ın boynuna doladı. Küçüğünü kolaylıkla taşıyabilmesi odaya hızla varmalarını sağlamıştı.
"Senin odana mı?"
Omega hayretle sormuştu. Daha önce yalnızca Chan'ın çalışma odasına girmişti. Sarayın o tarafına hiç gitmemişti.
"Bizim odamız. "
Hyunjin duyduğuyla başını geniş omza yeniden koydu dudaklarında beliren gülümsemeyle.
Odanın başında bekleyen nöbetçilerin kapıyı açmalarıyla içeri girdiler. Chan kolları arasındaki bedeni siyah ipek çarşaflı ve kırmızı örtülü yatağa yavaşça bıraktı.
Küçüğü odanın genişliğini ve ihtişamını izlerken o küçüğünü izliyordu.
Yatağın hemen kenarına diz çöküp başını Hyunjin'in bacaklarına yatırdı ve ellerini beline götürdü. Küçüğünün narin parmakları vakit kaybetmeden saçlarıyla oynamaya başlamıştı.
"Seni çok seviyorum sevgilim"
Hyunjin kıkırdadıktan sonra gülen yüzüyle yanıtladı.
"Ben seni daha çok seviyorum"
Chan başını kaldırıp hizzasına geçerek dolgun dudakların sahibine bir öbücük verdi. Ardından fısıldadı.
"İnan bana ben daha çok seviyorum seni."
"Hayır Channie, ben"
Dudaklarını yeniden buluşturdular. Ayrıldıklarında Chan küçüğünün alnına bir öpücük daha kondurdu.
"Uyuyalım mı sevgilim?"
"Evet, çok yorgunum."
"Tamamdır o zaman"Yavaşça küçüğünü kıyafetlerinden kurtarmaya başladı alfa. Hyunjin'in kızaran yanakları ona göre o kadar tatlıydı ki.
Güzel vücuda bakmaya bile kıyamıyordu Chan. Kırılacağından korkuyordu.
Yatağın üstündeki siyah ince geceliği de omegasına giydirdikten sonra kendi de kıyafetlerini çıkardı.
İkisi de ilk defa birbirlerinin bedenlerini görüyorlardı ve ikisini de utangaçlıkla sarmalanmış tatlı bir heyecan alıp götürmüştü.
Yatağın kendi tarafında duran, odayı zorla aydınlatan mumları da üflediler ve birbirlerine iyice sokuldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Tears | Hyunchan
FanfictionHyunjin, omega olduğunun öğrenilmesiyle hayatı mahvolan bir prensti. Bilmediği şey, karşı krallığın veliaht prensi Chris'in hayatına aniden girmesiyle her şeyin değişeceğiydi. Kehanet, savaş, ihanet ve kayıplarla dolu bir hikaye. Aşklar ve arkadaşlı...