17

157 22 19
                                    

Daisuke ile Kaede dik dik ama ağabeylerinin zaferinden memnuniyet duyarak Tokunaga'ya bakarken Kazutora ayağa kalktı, ayaklarıyla çocuğun sırtını mesaj verircesine çiğneyerek kardeşi gibi bildiği Daisuke'nin yanında durdu.

"Görünen o ki burada hala patron benim. Şanslısın yine de, herkesi kendi haline bıraktım. Her çocuğun özgür olması gerektiğini düşünüyorum çünkü zaten ıslah evinde kalarak yeterince esiriz."

Konuşmasını yaptıktan sonra diğer iki çocuğu da alarak hücreyi terk etti Kazutora. Aklı hala zorlanarak kazandığı kavgadaydı ve sinirlenmişti. "Bu dayak ona öyle herkese dayılanmamayı öğretir. Belasını arayan tiplere artık iyice ayar olmaya başladım."

"Ağabey," dedi Daisuke, bir yandan arkasını kontrol ederek. "Sence sana karşılık verir mi tekrar? Seni iyi zorladı, bir sonraki sefer belki o kadar şanslı olmazsın. Onunla tekrar kavga etmeni istemiyorum."

"Ben de kavga etmek istemiyorum." Kazutora bunu söyledikten sonra iç geçirdi. "Bir daha kimseyle kavga etmek istemiyorum ama rezalet bir yerde yaşıyoruz. Kimin sana ne zaman meydan okuyacağı belli olmaz. O yarrak kafalı rahat dursa iyi eder."

"Kombo küfür ediyorsun." dedi Kaede, mırıldanır gibi bir ses tonuyla. Normalde de zaten konuşmazdı ama konuştuğunda insanlar onu zar zor duyardı. "Seni iyi kızdırmış... Ama haklısın. Gördüğüm en boş elemanlardan biri. Baş belası olmadan haddini bildirmene sevindim."

"Neyse," Kazutora kendi kendini soğumaya bıraktı. "götü kalkık yeni velet yüzünden günümün kalanını rezil edemem. Siz bugün nerede olacaksınız? Ben sınıftayım. Derse gireceğim."

Kaede merdivenin başında durdu. "Ben çamaşırhane görevi aldım. Geldiğimden beri çamaşırhaneyi işgal ettim zaten. Yalnız kalmak için en güzel yer."

Kazutora nedensizce bu bilgiyi beynine yazdı. Kaede'den ayrıldıktan sonra ellerini Daisuke'nin omuzlarına koyarak onunla birlikte sınıfların bulunduğu koridora yürüdü. Onu on dört yaş grubunun sınıfına bıraktıktan sonra kendisi de on sekiz, on dokuz ve yirmi yaş grubunun birleştirildiği, koridorun sonundaki sınıfına geçti.

Çoğu kişi yirmi yaşına kadar tahliye olduğu için bu grup birleştirilmiş olmasına rağmen ıslah evinin mevcudu en düşük sınıfıydı. Dar sınıfın karşılıklı iki duvarında arka arkaya altı sıra diziliydi ve hepsinde bir kişi oturuyordu. Sınıf bugün tamdı.

Kimse kimseyle konuşmuyordu, yeryüzünün en ruhsuz ve mutsuz sınıfı olabilirdi. Sadece dersten önce değil, ders sırasında da böylelerdi ve artık bıkkınlıktan ödev de yapmadıklarından öğretmenleri ödev vermeyi ve sunum yaptırmayı bırakmıştı.

"Hanemiya-kun!" Kazutora karşı duvardan adını seslenen çocuğa baktı ve uzanarak yoklama kağıdını aldı. Tam adını yazıp, kağıdı öne göndermişti ki birisi bir hışımla içeri girerek kürsüye geçti. "Günaydın, sınıf!"

Çocuklar kafa karışıklığıyla daha önce hiç görmedikleri bu erkek öğretmene bön bön bakarlarken içlerinden biri sordu. "Burası Sasaki-sensei'nin sınıfı. On sekiz, on dokuz ve yirmi yaş grubu."

"Biliyorum." diyerek yanıtladı adam. Uzun boyluydu, saçları kısaydı ve kaslıydı. Bir öğrenmenden ziyade gardiyana benzer gibi bir hali vardı. "Üç gün önce ıslah evi müdürü emekli oldu. Nazik bir adamdı ama size çok tolerans göstermiş, kim olduğunuzu unutmuşsunuz. Yaşından kaynaklı olsa gerek, siz çocuklara kıyamamış. Dün akşamüstü yeni müdürümüz atandı ve o da kendi kadrosunu kurdu. İlk olarak bütün öğretmenler görevinden alındı, yeni gardiyanlar geldi ama arada tanıdık yüzler de göreceksiniz. Doktorlar ve terapist sizi iyi tanıdıkları için değişmedi."

Days Are Numbered 卍 Kazutora HanemiyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin