Vote ve yorum unutmayınız!
-
"Yetkili biriyle.."dedi valizini otelin locasında sürükleyen Uygar titrek bambi gözleriyle. "Görüşebilmem mümkün mü ?"
Resepsiyondaki sarışın kız kalabalıktan bunalmış halde sahte bir gülücükle "bir işareti" yaptı ve gülümsemeye devam etti Uygar ile Tayfun'a. Kutay ise alayla eşofmanının üzerine çekip içine sokuşturduğu çoraplarını sallayıp sırıtıyor,açıkçası da zevkten dört köşe halde yüzle mors olmuş hallerine bakınıyordu.
"Çocuklar hadi."diye gürledi keltoş babasına koştuğu müdür yardımcısı ise. "Burası...Elit bir kurum! Ses yapmayın."
"Oda numaralarında bir hata olmuş ?"dedi Tayfun adamı tersçe süzüp göz devirirken.
"Sanane Tayfun,yatak var mı var işte!"diye carladı sevgilisi huzursuzca ayaklarını yere vururken. "Uyuyup uyanacaksınız dört gece beş gün?"
"Ya güzelim bir dur."diye tısladı Tayfun. "Biz odaları Uygar ile aynı almıştık? Ben tanımadığım biriyle kalmam."
"Ben de."diye atıldı Uygar sinirle. "Lütfen ilgilenebilir mi biri bizimle?"
"Yav değişirsiniz sabahleyin!"dedi her daim hamile olan İngilizce hocası tümsekli karnını tutup. "Hadi evladım, bir kaç saate kahvaltı var. Orada halledersiniz."
"Ama.."dedi Uygar hüzünle Tayfun'a bakıp. "Taygar gecesi ?"
"Hallederiz canısı."dedi Tayfun sinirle ikinci kattaki odasına ilerlemek üzere sevgilisine bakarken. "Sen kaçtasın aşkım?"
"Üçteyim."dedi kız yorgunca. "Ve uykusuzluktan delireceğim hadi yerleşelim Tayfun!"
Kalabalık dağılırken Bambi'nin dolu dolu bakan ceylan gözleri, titreyen alt dudağı ve çenesine bakındı Kutay dudaklarını ısırıp.
Otobüse bindiğinden inene dek ağlamıştı.Otelde bir daha ağlamaya devam ediyordu.
Kutay omuz silkip sırıttı. "Birazdan daha da ağlatacağım seni yaralı ceylan..Gezme bu otelde.."diye ıslık çala çala odaya çıkıp uzandı hafifçe.
---------------------------------------------------------------------
Gecenin ilerleyen saatlerinde Tayfun'un odasından gelen ve eşyalarını bırakmak üzere adımlayan Uygar valizi bir kenara bırakırken yatağa oturdu.
Odasında kim vardı bilmiyordu ama duştan gelen hoş kokuya ve çoktan boşalmış valize bakılırsa bu kişi çoktan gelip yerleşmişti. Umarım ki anlaşabileceği ve oda değişikliğine razı olabilecek biridir diye geçiriyordu Uygar içinden ve yavaşça üzerindeki kalın montu çıkarıp hırkasının ucuyla gözlerini kuruladı.
Sisli banyonun içerisinden belindeki siyah havluyla ıslık çala çala kumral teninden süzülen damlacıklarla dikilen Kutay'ı görmek en son istediği şey değildi.Siyah saçları alnına yapışmışken sudan kızaran lacivertleri ve kasıklarına süzülen damlalarla adımladı Kutay.
"S-Sen!"dedi Uygar çığırıcasına."SEN BENİ Mİ TAKİP EDİYORSUN."
"He.."dedi Kutay sırıtıp. "Tek sapık sen misin ?"
"Odadan...Git. Bir sürü arkadaşın var sen git Tayfun gelecek!"diye inledi Uygar sitemle. "Lütfen!"
"Sen git Tayfun'un odasına. Manitasını da benim odama yolla hadi."diye gülümsedi ona doğru yürüyen Kutay. "Tayfun da manita çok zaten birini ham yapsak eksikliğini hissetmez,ha?"
"Kutay git!"
"Bana emir verirsen ağzını sikerim senin."diye fısıldadı ve oğlanın çenesini sertçe kavradı Kutay ellerinin arasında sıkıştırırken kelepçe gibi. "Seni öyle bir ağlatırım ki Yaralı Ceylan, barajlar dolar. Anladın mı ? Sikerim senin ağzını."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Perde
Romance"Hiç sevilmemişsin,sevdiğin ise meçhul!"diye gürledi ceylan gözleriyle. Sevmek ve sevilmek nedir özenle ince ince öğreteceğini bilmeden...