Esneyerek uyandığımda Denki yanımda yoktu, biraz doğrulduğumda odaya bakındım ve gözlerim hemen onu gördü, odamdaki küçük kitaplığın yanında yere oturmuş elindeki kitabı kurcalıyordu, bende işte burada prensimi izliyordum, o sadece elektrik halkının prensi değil benimde prensimdi..
Uyandığımı belli etmek için öksürme numarası yaptığımda oturduğu yerden kafasını bana çevirdi, gözlerinin içi gülüyordu resmen. Ayağa kalktı elindeki kitapla beraber bana doğru kıkırdayarak yürüdü
"Günaydın Hitoshi, bu arada annenin üzerine kusman hiç güzel bir davranış değil"
Bi dakika ne alaka? Ne demeye çalıştığını düşünürken elindekini gösterdi, baktığı şey fotoğraf albümüymüş.. Bu yüzden gülüyormuş.. hepsini görmesin.. en karanlık geçmişim.."Ne zamandır ayaktasın denki?"
"Hm, albümün tümüne 3 kez bakma fırsatı bulucak kadar süredir"
Öleyim ben.
Elinden albümü çekip aldım ve yataktan indim, dolabın önüne gelip albümü dolabın üstüne attım ve ona döndüm, o da ayaklandı ve kenardan aldığı sandalyeyi hızlıca dolabın önüne koyup üstüne çıktı, elini almak için yukarı doğru uzatınca onu tuttum"Hayır denki izin vermem olmaz"
"Alıcam ve dördüncü kez bakıcam!"
"3 kere bakmışsın yeter!"
"Hayır çok tatlıydı yetmez!"
Tatlı dediğinde bir anlık gönlümü feth etti tabiki ama yine de bırakmadım onu, bir kolumu dizlerinin arkasına diğerini de kolunun altından sırtına doğru hızlıca götürüp onu çektim ve yatağın üstüne attım
"HİTOSHİ!"
Hemen ayaklandı tabi bende önüne dikildim beni itmeye çalıştı ama başaramadı, başaramayınca geriye birkaç adım attı, pes etti sanmıştım.. üzerime koşup omzuyla göğsüme sertçe vurunca pes etmediğini anladım, geç te olsa
"Ah!"
Sandalyeye çıkacakken ayağımla sandalyeyi ittim, ayağı takıldığı için düştü ve sağ yanağını sertçe dolaba çarptı..
"Denki! iyi misin!"
Denki kendini sırt üstü yere atıp sağ yanağının üstüne elini koyup gülmeye başladı, dizlerimin üstünde yavaşça yanına gidip bende aynı şekilde yattım ve kafamı ona çevirdim
"Çok komik düştüm"
"Canın yandı mı?"
"onu sana benim sormam lazım, birazcık omuz attım ya"
"Omuz değil de sanki mermi atmışsın gibiydi, sen bu kadar güçlü müydün?"
"Ne yani illa seni mi dövelim güçlü olduğumuzu göstermek için"
"İstiyorsan döv"
Kafasını bana çevirip gülümseyerek baktı sonra elini uzatıp alnıma koydu, gülümsemesi biraz azaldı ve doğrulup oturduğu yerde bana döndü
"Hitoshi, bi duş mu alsan?"
"Sen de geleceksen olur"
"Tamam, beklerim kapıda çıkana kadar"
Anlamadı. Ben açıktım oysaki.
"öyle değil, yanıma gel diyorum, beraber diyorum"
"Bende kapıda diyorum, anca kapıya kadar diyorum, fazlasını da rüyanda görürsün diyorum"
Anlamış. Dalga geçiyor. O da haklı anca rüyamda görebileceğim bir güzellik.
"Sende haklısın bi tanem, bende gitmem o zaman"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴡᴏ ᴘʀɪɴᴄᴇs
Fanfiction« ɪᴋɪ ᴘʀᴇɴs » shinkami BxB Barışın sağlanması için yapılan anlaşmanın tamamlanması için büyümeleri beklenen, ve uzun zaman sonra büyüyen iki prens. İkisinin istekleri ve duyguları başka , bambaşka . Hey! bu ikisi anlaşabilecek mi!?