---
"Kollarımı göğsümde birleştirdim. Meraklı gözlerle ona bakarken, derin bir nefes aldım.
"Ya sana bir şey soracağım."
Dirhan, adım adım bana doğru ilerlerken, kendinden emin bir şekilde konuştu.
"Sor bakalım Nil, ne soracaksan? Merak ettim."
Elimle ona ‘dur’ işareti yaparak geriye çekildim.
"Uzaklaş! Ne diye, hangi hakla dibime giriyorsun sen?!"
Kaşlarımı çattım, iki adım daha geriledim.
"Nereden ve kimden bu aptal cesaret? Yoksa… O dev egonu okşamak için sana taktıkları ‘Asil Prens’ lakabından mı? Ah, acıyorum sana, biliyor musun?"
Alaycı bir tavırla dudaklarımı büzdüm, gözlerimde sahte bir üzüntüyle ona baktım. Peki o ne yaptı? Kendinden emin duruşu ve koyu yeşil, hafif çekik gözlerini daha da derinlemesine bana dikti. Ses tonu bile değişmedi.
"Bana soracağın şey, neden bana Asil Prens dendiği... Yanlış mıyım?"
Sinirle gözlerimi devirdim.
"Tepeden tırnağa yanlış olsan da, sadece ama bak sadece bu konuda doğrusun."
Dirhan kaşlarını kaldırıp hafifçe gülümsedi.
"Bunu anlaman zaman almayacak," dedi ve bana göz kırptı.
Kaşlarımı çatıp ona diklendim.
"Bana bak! Ne saçmaladığını anladım. Belli ki bir şey isteyeceksin. Söyle de kurtulalım birbirimizden, Dirhan. Hadi!"
Dirhan, dudaklarının köşesini kıvırarak fısıldadı:
"Portakal."
Şaşkınlıkla ona baktım.
"Ne?"
---
"Selamlarrr! :)
"Yes, yine ben! ;)
"Nasılsınız görüşmeyeli bakalım? Umarım iyisinizdir. :)
elifdiyebilirsin3
Bebeğime bu müthiş isim için çok çok çok teşekkür ederim. İyi ki varsın Elif’im. Hep de ol❤ Seni çok seviyorum bebeğim❤
Tanıtım sizde merak uyandırmayı başardı mı?
Sizce neden sadece 'Portakal' istedi?
Yorumlarda buluşalım mı?
Not: Kapak geçicidir. :)
Veee, son olarak Portakal renkteki yıldıza da basarsanız çok mutlu olurum! :)"
---
