13 Nisan hem açelyaların çiçek açtığı hem de benim doğduğum zaman. Ama Emir'in doğum günüm olduğundan haberi yok. Ayrıca acil bir işi çıktığı için şehir dışına çıktı. Onsuz doğum günümü geçirmek canımı sıkıyor. Ama moralimi düzelten şey abimlerin evime gelmesi. Minik aşkım doğum günüm için bana resim çizmiş. Onu görmek iyi geldi. Bir süreliğine de olsa onun acısını unutmamı sağladı. Onlar gittikten sonra kendime film açmaya karar vermiştim. Uzun zaman sonra kendime iki gün ayırabilecektim. Aslında cumartesi günleri çalışsam da kendime bir günlük izin vermiştim. İzleyeceğim filmi seçmeye çalışırken Aslı aradı.
"Açelya nasılsın?"
"İyiyim canım sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Seni çok özledim."
"Aşkın mı kabardı bana hayırdır?"
"Dalga geçme. Sana bir şey söyleyeceğim. Bize gelsene canım sıkıldı."
"Senin niyetin şimdi anlaşıldı."
"Geliyor musun, gelmiyor musun?"
"Hazırlanıp evden çıkıyorum."
"Tamam çabuk ol."
"Emredersiniz Aslı Hanım."
"Ben kapatıyorum. Sen de o poponu kaldırıp hemen hazırlan." deyip telefonu gerçekten kapattı.
"Deli kız." diye söylenirken giyinmeye gittim.
Aslıların evine gelince arabadan inip kapıyı çaldım. Mucize'yi görmemle
"Bebeğim." Sesler çıkartıp bana gelmeye çalıştı. Onu kucağıma alıp öptüm.
"Mucize seni özledim teyzem. Sen de beni özledin mi?" Yine bir şeyler mırıldanınca
"Sen teyzeye cevap mı veriyorsun?" Aslı, Mucize'yle olan konuşmamızı bölüp
"İçeride devam edin aşkınızı yaşamaya hadi." deyip bizi azarladı resmen. Salona geçip oturduktan sonra Mucize'yi beşiğine koyup Aslı'nın yanına oturdum.
"Birileri kıskandı anlaşılan."
"Kimse beni özlemiyor zaten. Ben kimim ki?" Bunu söylerken gözleri dolmuştu. Ona sarılıp
"Nereden çıkarıyorsun bunları?"
"Ben kimsenin umurunda değilim ki."
"Aslı saçmalıyorsun."
"Doğruları söylüyorum. Beni kendi ailem sevmemiş başkası neden sevsin ki zaten?" Onunla bir bende ağlamaya başladım. Sevdiklerimin gözyaşına asla dayanamıyordum. Hem onun ağlaması, hem söylediği şeyler, hem Emir'in yokluğu derken çok dolmuştum.
"Aslı güzel bir evliliğin var. Seni seven kocan ve güzeller güzeli bir kızın var. Sen hayata bir sıfır geride başlamışsın ama şu an çok güzel bir ailen var. Ayrıca ben varım. Ne olursa olsun senin yanındayım. Benim kardeşim yalnız değil." Ona söylediklerimle biraz sakinleşmişti. Mucize ağlamaya başlayınca Aslı kalkıp onu kucağına aldı. Yanıma oturunca benim ağladığımı görüp güldü.
"Sen niye ağlıyorsun?" Omuz silktim sadece. Konuşursam sesimin titreyeceğine emindim.
"Hani kardeştik. Onlar her şeylerini paylaşmazlar mı?"
"Emir'i özledim sadece." Benim sözlerime gülüp
"Gören de uzun zamandır görüşmüyorsunuz sanacak."
"En son geçen hafta buluştuk Aslı. Onunla güzel bir yere gitmiştik."
"Nereye gittiniz?"
"Bir kafeye. Doğanın içinde bir restoran tarzı bir yerdi. Biz kahvaltıya gittik. Kahvaltısı çok güzeldi. Ama mekânı daha güzel."
"Beraber de gidelim bir gün."
"Kesinlikle. Bayılacağına eminim. Emir dönünce gidelim. Hem sana da iyi gelir biraz dışarı çıkmak."
"Tamam canım ayarlarız. Anlat bakalım aranız nasıl?"
"İyi bir problemimiz yok."
"Cidden mi yapma ama."
"Yani gerçekten hiç tartışmadık. Çünkü ben de sen gibiyim. Sadece bir kere beni kıskandığı için tartıştık o kadar."
"Ne zaman oldu kızım? Detaylı anlatsana. Tek tek sordurma."
"Tamam be ne kızıyorsun anlatacağım. Giydiğim bir kıyafete kızdı. Hafif göğüs dekoltesi vardı sadece. Bunu çıkar deyince hayatıma karışamazsın dedim. Erkekler neden onların himayesi altında olduğumuzu düşünüyorlar anlamıyorum. Benim özgür iradem var, aklım var, ne giyeceğime karar verebilirim yani. Çok sinirlendim. Emir de gitmeyeceğim deyince sen bilirsin deyip evden çıktım. Mecburen beni öyle bırakmak istemediği için de peşimden geldi. Onunla bütün gün konuşmayınca hatasını anlayıp özür diledi."
"Hak etmiş. Keşke daha fazla süründürseydin."
"Abartma canım. O kadar da büyütülecek bir şey değil. Neyse benden konuştuğumuz yeter. Sen anlat biraz da evlilik nasıl gidiyor?"
"Güzel, iyi." Aslı'nın sesini taklit ederek
"Cidden mi yapma ama."
"Hey! Benim laflarımı bana satma."
"Dökül."
"Bu aralar işleri yoğun. Bizimle çok ilgilenmiyor."
"Kızım adam ne yapsın? İşleri yoğunsa onun suçu değil ya."
"Eskiden böyle değildi. Toplantısı şehir dışında olduğu zaman bittiği an yanıma gelirdi. Saat kaç olursa olsun eve gelir yanıma yatardı. Ama şimdi sürekli şehir dışına gidiyor. Gittiği her yerde kalıyor. Geldiği zaman benimle ilgilenmiyor. Mucize ile biraz ilgileniyor ama hayal ettiğim gibi değil. Mucize zor bir bebek. Geceleri kaç defa ona kalkıyorum. Doğru düzgün uyku uyuduğum yok. Ama Ege Bey kalkıp da bir kere ilgilenmiyor. O kadar yoruldum ki anlatamam Açelya. Onun da kendini geri çekmesine çok üzülüyorum. Üzüldüğüm için de sütüm gelmiyor. Sütüm gelmeyince de daha çok üzülüyorum."
"Kıyamam sana." deyip sarıldım. Mucize tekrar ağlamaya başlayınca bu sefer ben kucağıma aldım.
"Sen öyle durmaktan mı sıkıldın bakalım?"
"Her gün böyle Açelya. Asla kucaktan inmiyor. Gece de çok sık uyanıyor."
"Doktora sordun mu bu durumu?
"Sordum. Geçer zamanla dedi." Ben içimden Ege'ye söverken Aslı'nın telefonuna mesaj geldi. Telefonuna bakıp
"Hadi git artık sen."
"Beni evinden mi kovuyorsun?" Mucize'yi kucağımdan alıp
"Evet kovuyorum."
"Ne karıştırıyorsun sen?" deyip ona baktım.
"Ne karıştıracağım Açelya. Çok yorgunum sadece dinlenmek istiyorum."
"İnanmadım ama öyle olsun bakalım." Onlarla vedalaştıktan sonra arabama binip yola koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
RomanceKendini karanlığa hapseden bir adam. Hayatını insanlara yardım etmeye adayan bir psikiyatrist. Peki bu adam babasının zoruyla gittiği psikiyatriste aşık olursa ve aşkının karşılıksız olmadığını fark ederse? Kadın adamı hayata döndürse ve aşkları içi...