Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dün olanlardan sonra hiçbişey düşünemeye karar verip uyumuştum kalıtımındaysa hisar evde yoktu muhtemelen erkenden çıkmıştı. Bende üzerime uygun kıyafetler giyindim uzun saçlarımı ise ensemde hafif dağnık bi topuz yapmıştım.
Son dokunuş olarak topuzunda küçük inci bi toka taktım ve elimle kahküllerimi düzelttim. Bugün hazal ban batak ı getirecekti ne olursa olsun bi süre burda kalmam gerekiyordu ve burayı tanımak benim en doğal halkımdı.
Derin bir nefes aldım ve aynadaki yansımama son bi bakış atıp dışarı çıktım. Çıktım çıkmasında ben şimdi ne yapacağım tek başıma biyerlere gitmeye kalksam kesin kaybolurdum burası en belalı sokaklar listesinin başında geliyordu. En iyisinin burda hazalı beklemek olduğuna inanıyordum.
Bi süre bekledikten sonra karşıdan bana doğru gelen hazalı gördüm bana içten bi gülümseme ile bakıyordu bende ona en içten gülümsememi sundum ve bi adım ona doğru yaklaştım.
Hazal " benimi bekliyosun çok beklettimmi?" Dedi bende hemen kafamı iki yana salladım ve " hayır bende zaten yeni çıkmıştım" dedim üzerine askılı bi badi altına ise yırtık jean giymişti. Beni baştan aşşağı şöyle bi süzdü ayağımda çok az topuklu bilekten bağlamalı bi ayakkabım vardı üzerimde etek kısımları beyaz fırfırlı diz kapağından bir karış aşşagıda biten geniş beyaz yakalı siyah bi elbise ve kulağımdan boynuma doğru sarkan inci küpelerim.
Kısacası ben herzamanki halimleydim ama onlardan çok farklı görünüyordum sonunda hazalın gözleri gözlerime çıktı ve " hadi o zaman sana batak ı gezdirmeye başlayayım".
Yanımdaki hazalla birlikte sokağın derinliklerine doğru ilerlerken hazal eliyle bana biyer gösterdi üç katlı yıpranmış bi binanın bodrumuna doğru giden kaldırımda bi merdiven vardı üzerindeyse let ışıklarla süslenmiş bissürü yazı vardı "burası batak ın dövüş kulübü burayı as üyelerinden cenk yönetiyor kendiside mükemmel bi dövüşçüdür oldukça yüksek ödülleri var"
Dedi ve tepkimi ölçmek istercesine yüzüme baktı burası resmen ben illeğalim diye bağırıyordu ve oldukça ürkütücüydü tebessüm ederek başımı salladım " güzelmiş" gözlerimi sokakta gezdirmeye devam ettim oldukça fazla kalabalıktı top oynayan küçük çocuklar köşelerdeki gençler dükkanların önüde bekleyen insanalar ve kapıların önünde çekirdek yiyen kadınlar.
Ve bana olan garip bakışları "hadi gel biz devam edelim dedi ve beni yönlendirdi " eeee sen neler yapmaktan hoşlanırsın belki seninde hoşuna gidebilecek bi aktivite bulabilir ha ne dersin" dedi. " Ben aslında güzel keman çalarım ve piyano" dedim hevesle yüzüne bakarak "tamam bildiğim müzk aletleri satan bi dükkan var eğer istersen başka bi zaman seni oraya götüre bilirim olurmu " evet çok güzel olur" dedim dudaklarımdaki içten gülümsememle
" şimdi ahi bizden farklı bi yaşantım olduğu apaçık ortada hisar seni bu konu hakkında uyarmamı istedi bildiğin üzere burası öyle çok temiz yerler deyil burada birçok legal olamayan iş yapılıyor" dedi Kafamı evet anlamında salladım bunu biliyordum.
"Batakin kendine ait bazı kuralları vardır batak kendine ihanet edeni asla affetmez o yüzden olurda burda şahit olduğun bi şeyi bize karşı kullanırsan bu senin için hiç iyi olmaz" dedi bunların zaten ben farkındaydım bunları öyle temiz insan olarak zaten görmüyordum.
" merak etmeyin böyle bişeyla asla karşılaşmayacaksınız zaten bu iş bittiğinde iki tarafta kazançlı bi şekilde ayrılmak ve bidaha birbirimizi görmeyeceğiz" dedim bi süre yüzüme baktı ve " beni yanlış anlama sadece seni uyarmak istiyorum başına bu tarz kötü bişeyin gelmesini istemeyiz inan bana" Başımı salladım ama açıkçası şuan biraz aydınlanmıştım.
" merak etme seni yanlış anlam..." sözümü yarıda kesen şey az ileriden gelen oldukça fazla silah sesiydi herkez bi anda çığlıklar atarak bi o tarafa bi bu tarafa koşmaya başlamıştı ve yanımda hazal yoktu bu kargaşada onu kaybetmiştim ve silah sesleri gelmeye devam ediyordu kalbim çok hızlı atıyordu ne yapacaktım şimdi ben
Burası hiç güvenli deyildi seslerin aksi yönünde ilerlemeye başladım şuan tek istediğim oradan uzklaşmaktı. Nereye gittiğimi bilmeden koştum.
