Nil'den
"Adım Nil. 24 Yaşındayım. Burada yani Antalya da ailemle yaşıyorum Ada isminde bir kız kardeşim var. Annem, babam ve Ada, minicik mütevazi bir ailem ve hayatım var. Yani en azından 4 gün öncesine kadar öyleydi...
"Herşey, babamın yani bizim manavımızın önünde, ben portakalları dizerken bir arabanın durmasıyla başladı...
"Ben tamamen onları dizmeye dalmıştım. Bir anda biri yanıma geldi, ve hiç birşey demeden Portakalların birini alıp havada atıp tuttuğunu, üstelik öylece arkasını dönüp gitmeye yeltendiğini görünce durdum. Arkasından seslendim...
"Hey! Nereye?" Gülümseyerek yüzünü bana doğru döndü...
"Niye nereye gittiğimle bu kadar ilgileniyorsun "Portakal Saçlı kız?"
"Daha yeni demiyorum bak tam şuan yüzünü gördüğün bir kıza, lakap takacak, o kızın senin nereye gittiğini, senin için sorduğu sonucunu çıkaracak kadar egoluyuz bakıyorum?"
"Adını bilmediğim kişilere lakap takmayı severim sana özel bi' durum değil. Saçların turuncu diye öyle dedim. Evet, portakalı aldım, ama sorun olmaz rahat ol yani"
"Sorun olmaz derken? Burası senin evin değil ego yığını. Öyle kafanın estiği gibi istediğini alıp gidemezsin sen. Yaptığının modern birşey olarak görüyor olabilirsin, ama, bu modern hırsızlık"
"Demek öyle ha? Demek, bu yaptığım modern hırsızlık. Sen benim kim olduğunu biliyor musun?"
"Hah! Bende nerde kaldı egoist topluluğunun altın cümlesi diyordum, içimi okudun" dediğimde
tam karşıma dikildi..."Hep böyle misindir?"
"Nasıl?
"Tanımadığın insanlar hakkında yorum yapan, onlarla ilgili önyargılı olmayı kendine düstur edinmiş, herşeyi bildiğini zanneden, ama aslında tek birşey bile bilmeyen?"
"Bana bu saydıklarını şuan kendinin yaptığının farkına varmayacak, varsan bile hatta bunu biliyor olsan eğilip burnunu yerden almayacak aksine havada tutacak kadar gereksiz özgüvenli sin"
"Beni tanımadığın o kadar belli ki" dedi gülümseyerek...
"Tanımak isteyeceğim insanlar kategorisine pek girmiyorsun. "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" Sorusu bana yetti sağol"
"Hani hırsız diyorsun ya bana hatta modern hırsızmışım ben. Sence benim hırsızlık yapmaya ihtiyacım var gibi mi duruyorum?" diyerek kendini tepeden tırnağa gösterdi...
"Kleptomani'in olmadığı ne malum? Ayrıca benim derdim paran olup olamaması mı sanıyorsun? Al portakal senin olsun umurumda değil ki"
"Ne o zaman derdin? Parasını ödemediğim için durdurdun beni farkındaysan."Portakal Saçlı kız"
"Görünen yada daha açık olayım, sana gösterdiğim sebep o. Ama asıl sebeplerim bunun yanından bile geçmiyor. Neden biliyor musun? Çünkü, bu Portakalı alan parası olmayan ama canı çekmiş bir çocukta olabilirdi. Gerçi karşımda yetişkin biri de yok. Neyse yani alabilirsin sıkıntı değil hiç. Ayrıca, Bana öyle demeyi bırak diye söylüyorum, adım Nil. Tamam mı? Nil. O dediğinden daha kısa hem"
"Ego yığını" ve "Hırsız demeyi bırak diye söylüyorum, adım Dirhan. Duyuyor musun beni? Dirhan. Peki, o zaman madem ucunu gösterdin, tam aç kartlarını"
"Olur, Seve seve açarım hem de. "Benim derdim sensin. Sen, ve bu küstah tavırların. Yeterince açık bence kartım. Ne dersin?" Diye sordum gülümseyerek...
"Herşey gayet açık. Teşekkür ederim. Madem açık oynuyoruz, o zaman ben ve küstah tavırlarım derdin olmaya devam edeceğiz. Birinciliğe oynuyoruz haberin olsun"
"Tehdit mi? Meydan okuma mı?
"Tercihen meydan okuma. Tehdit tarzım değil. Ha ama senin bu şıklardaki tercihini bilemem tabii"
"Gurur duyarım" elimi uzattım o zaman. Görüşürüz" diye de ekledim."Bundan şüphen olmasın Nil" dedi elimi sıkarken. Ve o da ekledi. "Bu arada Portakal bende kalıyor. Hediyen olarak kabul ediyorum"
"Et et. Afiyet olsun" arabasına binip giderken sırf gıcıklığına ona el salladım. O da aynı sebeple karşılık bana el salladı ve yoluna gitti...
"Artık biz ve kartlarmız konuşacak. Bir çeşit hayli kumar oynayacağız ve benim kaybetmeye hiç niyetim yok kimsenin olmaz. Ama, benim hep oynayacağım ve oynadığım oyunlar da ilk sözüm "Kazanacağım" olur. Ve hep Te kazandım. Yine söylüyorum. "Kazanacağım!" Ne pahasına olursa olsun. Beni yenen ilk kişi olmayacak buna izin vermem!..
Dirhan'dan"O kız Daha Dirhan Soydemir'i tanımıyor. Zaten tanısa bu hayali kumar masasına beni rakibi olarak oturtmazdı. Nesine derseniz iddiasına varım, kendini yenilmez olarak görüp şey diyordur...
"Benim hep oynadığım ve oynayacağım oyunlarda ilk sözüm "Kazanacağım" olur. Hep Te kazandım. Yine söylüyorum. Kazanacağım!" Ne pahasına olursa olsun, beni yenen ilk kişi olmayacak buna izin vermem!..
"Kimsenin onun bile hiçte yenilmez olmadığını görecek. Bunu ona göstereceğim. Öğreteceğim!..
1 Bölümün sonu...
"Merkablar :)
"Nasılsınız?" :)
"Umarım iyisinizdir :)
"İlk bölüm nasıldı sizce? İlginizi çekmeyi başardı mı?"
"Ve en önemli soru kimin tarafını tutuyorsunuz?"
"Yorumlarda buluşalım mı yine?" :)
"Ve yine o portakal renkli yıldıza basar mıyız? :)
"Görüşmek üzere :) ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Saçlı Kız
Ficção AdolescentePortakal saçlı bir kızla asil prensin öyküsü...