"Bana acıma Ulaş, yanımda ol, özüme karış ama bana acıma."
Ben bir gecede değiştim, şimdi bütün gecelerim onun.
Bölümler düzenli bir şekilde gelecektir.
06.07.2021
uzun bir aradan sonra herkese selamlar! keyifle okuyacağınıza emin olduğum bir bölümle geldim.
sınav vs derken buraya fazla yoğunlaşamadım ama yavaş yavaş dönmeye başlıyorum.
sizi çok özlemişim umarım bölümü beğenirsiniz.
yorumlarınızı bol tutarsanız çok mutlu olurum, oyları da unutmayalım.
keyifli okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(bu arada ben ve yazdıklarımı okuduktan sonra tonlarca yorum yapıp oy veren üç okuyucum hshahddhah)
🖤
**
Aralık duran kapıdan içeri baktım. Bura aklımdakilerin beni boğduğu yerdi. Uzun kitaplığın büyük raflarına doğru yürüdüm. Kitaplar, kitaplar, kitaplar... Aralarında ise bir fotoğraf albümü, dışı mat siyaha boyanmış.
Korkarak albümü elime aldım. Kapağı tozlu, dışı işlemeli albümün kapağını kaldırmak o an içime bir ürperti yaydı. İlk sayfaların boş olması ifadesiz bir suratla albüme bakmama sebep olduğunda bir sayfa daha çevirdim ve gördüğüm yüzle duraksadım. Dudaklarım aralandığında hafifçe titreyen parmaklarımla fotoğrafa dokundum.
Bu benim küçüklüğümdü.
Üzerimde pembe tütülü bir elbise vardı. Beyaz ve çiçekli ayakkabılarıma bakarak gülümsüyordum. En son ne zaman bu kadar içten gülümsediğimi düşündüm, çok uzun zaman olmuştu. Gözlerim dolu dolu fotoğrafı bir süre inceledim, kapağı kapatamıyordum.
Artık duygularıma dur deyip kapağı tam indirecekken elimden alınan albümle korkuyla etrafıma bakındım. Arkamı döndüğümde gördüğüm yüzle bütün vücuduma önlenemez bir titreme yayıldı.
Bu o lanet adamdı.
Üvey babam.
Ona korkuyla bakmam hoşuna gitmiş gibi pis dişlerini göstererek güldü ve ellerini bana doğru uzattı. Gözlerim ellerine kaydığında hızla başımı iki yana salladım. O ellere dokunmak istemiyordum. Birkaç adım geri yürüdüm. Ben gittikçe o geldi, geldi, geldi ve geldi.
Sonunda kollarımı kavradığında çığlık atmak istedim ancak sesim çıkmadı. Tekrar denedim, olmadı. Onun pis elleri bana değdikçe göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüyor, çıkmayan sesim her şeye tanıklık ediyordu. "Bade..." dedi pis bir vurguyla. "Babacığın seni çok özledi." Gözlerim irileşti, kalbimin göğüs kafesime vuruşları arttığında son kalan gücümle dudaklarımı araladım. Ses tellerimden kopup gelen tiz çığlık hızla gözlerimi aralamama sebep olduğunda yatağın içinde debeleniyor beni saran kollardan kurtulmaya çalışıyordum.