Beş

94 6 0
                                    

Taş lahit büyük bir çatırtı sesiyle parçalara ayrıldı. Her bir parça bulunduğu yükseklikten yere düşerek ortadan kayboldu. Taş parçalarından hiçbir iz kalmadığında içindeki şey gün yüzüne çıktı. Tüm krallık gaflet uykusundayken yaşamlarının seyrini değiştirecek olan uyanmak üzereydi.
.
.

Gulf gözlerini yavaşça açtı. Sık ağaçlarla ve ...ve büyük canavarlarla süslenmiş orman ona göz kı- hayır bekle salya akıtıyordu. Ne?

"Aaaaaa...." yattığı yerden çevik bir hareketle ayağa kalktığında gözlerinin kararmasına engel olamadı. Duyduğu hırıltı sesi dengesini bulmasına yardımcı olmuş ve hiç durmadan koşmaya başlamasını sağlamıştı. Ağaçların sıklığı hızını düşürüyor arkasındaki canavarın onu yakalamasını kolaylaştırıyordu. Gulf bir an tüm bunların saçma bir rüya olduğunu düşünse de tam burnunun önündeki dişler bu düşünceyi uzakta bir evrene fırlatmıştı bile. Elini çıkmasına engel olmak istercesine kalbinin üzerine koydu. Korkudan ölünebildiğini bir yerde okumuştu ancak yaşayacağı aklının ucuna bile gelmemişti. 

Yaşadığı yoğun duygular sebebiyle vücudu onu korumaya almıştı- kısaca bayıldı da diyebiliriz.

.

.

"E-efendim biz d-düş-" hırçın bir kükreme tüm odayı - ki burası taht odasıydı- doldurduğunda hizmetkarlar korkuyla büzüldüler. Nasıl olduğu hakkında bir fikirleri yoktu. Nasıl olabilirdi ki herkes uyuyordu, taş lahitin başındaki koruyucu kurtlar bile!

"Bright nerede?!!" sürü lideri genç efendinin hangi delikte olduğunu merak ediyor, lahitin ortadan kaybolmasına olan öfkesini alt kademedeki kurtlarından çıkarıyordu. Bu nasıl olabilmişti!

"Genç efendi ülke sınırları içerisinde yaşayan bir cadı bulmak için saraydan ayrılmıştı efendim. Henüz geri dönmedi!"

Yaşlı kurt ona verdiği görevi hatırladı ancak oğlunun bir cadı bile bulamamasını zayıflık olarak gördü. Bir cadı bulmak bu kadar uzun sürmemeliydi!

" Onu derhal buraya getirin!"
Birkaç kurt emre itaat için taht odasından ayrıldı. Efendi Bright'ın nerede olabileceğini az çok bilen birilerinin varlığına güvenerek yavaş hareket ediyorlardı.

"Bright, Bright, Bright.. Seni arıyorlar. Neden odanda saklanıyorsun? Onlara yardım etmelisin!"

Tüy gibi hafif ve dalga geçercesine çıkan ses genç alfanın uykusundan uyanmasına sebep oldu. Kimdi, neredeydi, nasıl girmişti buraya kadar bilmiyordu ancak bunun basit bir kurt olmadığına adı kadar emindi. Çevik hareketle yataktan kalktı. Hızlı bir taramayla hemen yatağın ayak ucunda duran hayaletimsi beden yerinden firlamasina sebep olsa da bu uzun sürmedi.

"Sen de nesin böyle?"

"Ben aradığın kişiyim Bright ama şu an benden daha önemli sorunların var! Yaşlı alfa seni arıyor ve çok sinirli."

"Siktir! Sakın bir yere kaybolma!"

"Buradayım genç alfa, seni bekliyorum."

Bright diğerinin son sözlerini duyar duymaz odasından çıkıp taht odasına koştu. Ne olmuş olabilirdi ki!

"Alfa, emrinizdeyim efendim." Bright yere kadar eğilmeden sadece başını eğerek selam vermiş ve alfanın ateş saçan gözlerine bakmıştı. Bu bakışı biliyordu genç olan. Bu bakış en son taht savaşında ortaya çıkmıştı ve şimdi tekrar görüyor olmak endişelenmesi için fazlasıyla yeterdi.

" Sana verdiğim görevi tamamladın mı Bright?" yaşlı olan ayağa kalkarak oğlunun yanına ilerledi.

"Hayır efendim. Henüz bir büyücü ya da cadı bulamadım."

MewGulf ~ OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin