(Emir'den)
Ege'nin dediği şey doğruydu. Onun neşesini ben bitirmiştim. Benim yüzümden mutsuzdu. Kendime olan kızgınlığımı ise Açelya'dan çıkardım. Ve onu bir kez daha üzdüm. Bütün gece onu izledim ama o bir kere dönüp bakmadı. Onu çok üzmüştüm. Haklıydı. Onu kaybetmekten deli gibi korkuyordum. Yattığımda düşüncelerimle boğuşmaktan uyuyamadım. Açelya da benim gibi uyumuyordu. Sürekli yatakta dönmesinden anlayabiliyordum. En sonunda oflayarak ayağa kalktı. Yanıma geldi. Uyuduğumu sanıyordu. Elimi tuttu ve konuşmaya başladı.
Açelya'nın gerçek düşüncelerini duymak bana iyi gelmişti. Kendimi affettirebilmem için bir şansım vardı. Onu iyi kullanacaktım. Hayatımda en çok değer verdiğim kadını kaybetmeyecektim.***
Uyandığımda yatakta olduğumu fark ettim. İyi de ben buraya nasıl gelmiştim? Ne ara yatağa girdiğimi hatırlamıyorum. En son Emir'in elini tutup kafamı koltuğun üstüne koymuştum. Sonra ben buraya nasıl geldim?
"Günaydın." Yerimde sıçrayıp
"Sen ne ara uyandın ya?"
"Korktun mu?"
"Dalmışım sen bir anda bana seslenince korktum."
"Kıyamam ben sana."
Ona şaşkınca döndüm. Bu adamla biz daha dün tartışmamış mıydık? Ama sen böyle yaparsan ben nasıl mesafeli durabilirim ki? Aklıma gelen şeyle suratımı astım. Doğru ya biz ayrılmıştık. Aklıma gelen düşüncelerle yatağa oturdum.
"Başım çok ağrıyor."
"Ağrı kesici vereyim mi?" Gözlerimi devirip ona döndüm.
"Hasta olan sensin Emir ben değilim."
"İyiyim ben merak etme."
"Bugün sana biraz egzersiz yaptıracağım. Hızlı toparlaman için yavaş yavaş başlayacağız. İlk süreçler ağrılı olabilir. Ağrın çok olduğu zaman bırakırız."
"Yaparız sen iste yeter ki."
"Emir sen içtin mi?"
"İçmedim."
"Sarhoş olmadığına emin misin?"
"Senin kokunla sarhoş olmaktan bahsetmiyorsan hayır değilim." Söyledikleri beni mutlu ediyordu. Dün ve ondan önce yaşanan şeyleri yaşanmamış gibi davranmayı seçmişti. Bende ona ayak uydurmaya karar verdim. Onunla kötü değil iyi günlerimizi hatırlamak istiyordum.
"Ben dün gece nasıl yatağa geldiğimi hatırlamıyorum."
"Ben taşıdım."
"Ne? Ne demek ben taşıdım?"
"Benim elimi tutarak koltukta uyumuşsun. Oturur pozisyondaydın. Sabaha kadar öyle kalsaydın boynun tutulurdu." Ayağa kalkıp karşısına geçtim.
"Emir sen deli misin be adam? Ben sana çok hareket etme dinlen diyorum. Sen ise tutmuş beni kucağına alıyorsun. Hangi aklınla yaptığını sorabilir miyim?" Benim yüzümden canının acımasını istemiyordum. Ben onu kendinden bile korurken o kalkmış beni taşımış. Kim bilir nasıl canı yanmıştır?
"Açelya senin o halde yatmana izin veremezdim. Ayrıca kalbim daha çok acıyor. Seninle ayrı kalma düşüncesi canımı çok yakıyor." O an içimden gelen şeyi yaptım. Yanına gidip sarıldım.
"Unutmamı sağla."
"Söz veriyorum sağlayacağım." Geri çekildiğimde gözümdeki yaşları sildi. Alnımdan öptü.
"Sen benim herkesten saklamak istediğim oyuncağım gibisin. Hani bir tane oyuncağın olur. Onu çok seversin. Başkası onu kırar endişesiyle sadece evde oynarsın. Ben seni içimde saklamak istiyorum. Ömrümüz bitene kadar seninle yaşlanmak istiyorum. Çocuklarımız olsun. Onları evlendirelim ve torunlarımızı sevelim. Seninle mutlu bir hayat yaşamak istiyorum. Sürekli mutlu günlerimiz olmayacak elbette. Kötü günlerimiz de olacak. Yeri gelecek kavga da edeceğiz. Ama en son dönüp dolaşacağımız yer birbirimiz olacağız. Birbirimizin bazen yorulunca yaslandığı bir çınar ağacı, bazen geminin yanaştığı güvenli bir liman, bazen ise zor zamanlar için yapılmış bir sığınak olacağız." Yanağını öpüp ayağa kalktım. Beraber güzel bir kahvaltı yaptık. Emir'in kırığı ciddi bir kırık değildi. O yüzden biraz daha rahat davranmasına izin veriyordum. Beraber egzersiz yaptıktan sonra bir diziye başladık. Emir'in ağrısı olduğunu anlayınca onu rahatlatması için ilaç verdim. Kırık olan yerin hafif morardığını görebiliyordum.
"Hastaneye gidelim mi?"
"Ben hastanelerden nefret ederim. Abim kanserken çok hastaneye gittik. Hastaneler benim için sadece abimi hatırlatıyor."
"O gün neden söylemedin bunu?"
"O gün seni düşünmekten abim aklıma gelmedi. Sadece seni üzdüğüm için sürekli kendime kızıyordum." Yanağını okşadım.
"Abimi özledim. Uzun zamandır yanına gitmiyorum."
"Yarın gidelim olur mu? Bugün ağrın var. Kendini daha fazla yormana izin veremem."
"Tamam." Emir gözlerini kapattı. Ben elimi çekecekken elimi tutup
"Beni sevmeye devam et lütfen. Buna ihtiyacım var."
"Tamam." Ben saçlarını ve yüzünü severken Emir gözlerini kapatmış anın tadını çıkarıyordu.
"Açelya?"
"Efendim?"
"Sana güveniyorum. Yanına gelirken asıl amacım ne olduğunu öğrenmekti. İlk başta beni aldattığını düşündüm kabul. Sonra ise Açelya sana bunu yapmaz. Kendine gel dedim. Yanına gelirken sadece kendime kızıyordum. Nasıl böyle bir şey düşünürsün diye. Ama senin yanına geldiğimde yaşadığım şeyler geldi aklıma. Söylediklerim sadece o gün ondan hesap soramamanın kızgınlığıydı. Sana kimseye güvenmediğim kadar güveniyorum. Bana inan lütfen." Ona olan sevgim çok fazlaydı.
"Sana inanıyorum ama zamana bırakalım Emir. Bana güvendiğine emin olmadan seninle tekrar bir ilişkiye başlayamam. İlişkide en önemli şeylerden biri güvendir. Ona güvendiğin gibi kimseye tekrar güvenemezsin. Çünkü o sana bir dersti. Ama bu kadar güvensiz de olmamalısın. Biraz bize zaman ver. Toparlayacağımıza eminim."
"Tamam güzelim nasıl istersen."
Emir düne göre daha iyiydi. Hazırlanıp abisini ziyaret etmek için yola çıktık.
"Hangi mezarlık?" Söylediği mezarlık ailemin de gömüldüğü mezarlıktı. Yolu çok iyi bildiğim için bir şey söylemeden arabayı sürdüm. Mezarlığa gelince Emir'in arabadan inmesine yardım ettim. Emre abinin yanına geldiğimizde
"Ben sizi yalnız bırakayım." Emir elimi tutup bana döndü.
"Seni abimle tanıştırmak istiyorum." Ona gülümseyip elini daha sıkı tuttum.
"Abi bak sana sevgilimi getirdim. Onu sana her geldiğimde anlatıyorum zaten. Sonunda sizi tanıştıracağım."
"Emre abi seninle tanışmadan hakkında çok şey öğrendim. Emir beni üzdüğü zaman gelir sana şikâyet ederdim. Emir'in kulağını çek bir aklı başına gelsin derdim. Sende Emir değil benim yanımda olurdun tabii ki biliyorum." Emir söylediklerime güldü.
"Abi onu çok seveceğine eminim. Tam senin kafadan."
"Valla abinle senden daha iyi anlaşırdım."
"Ona hiç şüphem yok." deyip abisine döndü.
"Abi eğer burada olsaydın bana çok kızardın. Kızı bu kadar nasıl üzdün? Git kendini affettirmeden gözüme gözükme derdin. Kendimi affettirdiğimde tekrar geleceğiz yanına. Kardeşin aşık olduğu kadını çok üzdü abi. Ama kendini affettirmek için çok uğraşıyor." Emir'in söyledikleri içime oturmuştu.
"Görüşürüz abi."
"Görüşürüz Emre abi. Seninle tanışmak çok güzeldi." Emir arabaya yönelince onu durdurdum.
"Ne oldu?"
"Ailemle tanışmak ister misin?"
"Çok isterim."
"Gel benimle." Onu ailemin mezarına götürdüm. Boğazıma bir yumru oturmuştu.
"Anne baba sizi Emir'le tanıştırmak istiyorum. Sizden sonra bana gerçekten yaşadığımı hissettirdi."
"Merhaba, tanıştığımıza çok memnun oldum. Açelya sizi çok sevdiği için hep sizinle olan anılarınızı anlatıyor. Çok iyi bir anne babaymışsınız. Kızınız bundan sonra bana emanet. Artık onu merak etmenize gerek yok. Ben her anında yanında olacağım."
"Sizi çok seviyorum. Uzun bir süre ziyaretinize gelemeyeceğim. İlgilenmem gereken koca bir bebek var." Söylediğime gülüp Emir'e döndüm.
"Gidelim mi?"
"Gidelim güzelim." Arabaya bindiğimizde o içimde hissettiğim boşluk geri gelmişti. Onları her ziyaret ettiğimde yokluklarını hissediyordum. Ben başımı direksiyona koyup ağlamaya başlayınca Emir kolumdan tutup kendine çekti. Bana sarıldığında
"Böyle yaparak onları da üzüyorsun."
"Onları her ziyaret ettiğimde içimde bir boşluk oluyor. Bazen nefes aldığım için onlara ihanet etmişim gibi geliyor."
"Öyle bir şey yok Açelya."
"Biliyorum. Ama kendime söz geçiremiyorum."
"Açelya bana bak." Geri çekilip yüzüne baktım.
"Onlar sen bu kadar güçlü olup, hayatına devam ettiğin için seninle gurur duyuyorlar. Öyle düşünmen sadece onları üzer." Elini kalbime koyup
"Hem onlar seninle beraber yaşıyorlar zaten. Sen nereye gitsen, ne yapsan onlar senin yanındalar. Senin kalbinde yaşamaya devam ediyorlar. O yüzden içinde boşluk olmasın Açelya. Onlar her daim seninle." Alnımı alnına yaslayıp
"Teşekkür ederim."
"Asıl beni bırakmadığın, bana şans verdiğin için teşekkür ederim."
"İyi ki varsın Emir."
"İyi ki hayatıma girdin Açelya."
İkimizin aynı anda söylediği sözlerle gözümü açtım. Ona kocaman gülümseyip dudağının kenarını öptüm.
"Yeterince yoruldun. Hadi yat bakalım. Eve gidince de bir güzel yemek yeriz."
"Anlaştık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
RomanceKendini karanlığa hapseden bir adam. Hayatını insanlara yardım etmeye adayan bir psikiyatrist. Peki bu adam babasının zoruyla gittiği psikiyatriste aşık olursa ve aşkının karşılıksız olmadığını fark ederse? Kadın adamı hayata döndürse ve aşkları içi...