Önceki bölüm
İçi kıpır kıpır olmuştu.
Şimdi ne yapacağını bilmiyordu. En iyisi odasına çekilmek ve düşünmekti. Gerçekten de düşünecek çok şeyi vardı.
.
.
.
.
Nan Bei, düşüne düşüne aldığı tarifin iksirini yapıyordu. Bu tarifler zor değildi. Hatta onun için bebek oyuncağı idi. Bu yüzden de düşünmeye zamanı oluyordu.Öncelikle Bing Jingwei'yi kendi içinde değerlendiriyordu. Onunla tanışalı çok olmamıştı. Ayrıca beraber geçirdikleri vakit de çok azdı.
Fakat ilginç bir şekilde onu ilk gördüğü andan beri bir türlü güven vardı. Sanki onu tanıyormuş gibi hissediyordu. Fakat bir o kadar da yabancıydı.
Bing Jingwei de çok fazla şüpheli şey vardı. Yaşından daha büyük davranması, sonrasında kimsede olmayan tarifleri bulması, kendisinin bile bilmediği ve şans eseri oluşturduğu iksirleri değerlendirmesi...
Saymakla bitmezdi!
Çok fazla şey yaşamış gibi bir hali vardı. Fakat 10 yılı çıkartırsak geriye 6 yıl kalıyordu. Yani 6 yaşında ki bir çocuk ne kadar şey yaşamış olabilirdi ki?
Nan Bei, Bing Jingwei hakkında daha fazla şey bilmek istiyordu. Ona güveniyordu ve arkadaşı olarak görüyordu ama hep bir şüphe vardı içinde...
O gizemli tarafı öğrenmek istiyordu. Eğer öğrenirse daha da rahatlardı. Hep bir acelesi varmış gibiydi. Hep bir karamsarlık...
Nan Bei, aslında birisiyle çıkmayı daha önce sadece bir kez düşünmüştü. Onu da Bing Jimgwei'nin özel saatine şahit olduktan sonra..
Bir erkekle çıkmak...
Kızlardan ne farkı vardı?
Birisiyle sevdiğin için beraber olurdun. Cinsiyet ya da ırk veya yaş gibi şeyler önemsizdi.
Peki ya o, Bing Jingwei'yi seviyor muydu? Yani arkadaş olarak seviyordu ama daha fazlası olurlarsa nasıl olurdu bilmiyordu. Duygularından emin değildi.
Nan Bei, kendi içinde düşünerek yığınla iksir yaptı. Eğer ki zorlu bir yere gidiliyorsa hazırlıklı olunmaz gerekiyordu.
Yeşil olanlar zehirdi ve kırmızı olanlar da patlayıcı idi. İkisini bir arada kullanmak etkisini arttırırdı.
Bir de bu zehire uygun bir panzehir bulmalıydı.
Bu şekilde zaman yavaşça geçti!
Tam 2 hafta sonra her şey hazırdı. 100'den fazla iksir yapılmıştı. Bir tanesi bile temel kaynak aleminde ki birisini yok etmeye yeterliydi. Hele ki hepsini bir arada kullanırsa çok daha güçlüler bile yok olurdu.
Han Ganyu, Bing Jingwei ve Nan Bei, alacakları her şeyi almıştı. Çıkmaya hazırlardı.
-Hazır mısınız? Bu işin geri dönüşü yok artık. Vaz geçmek için tam zamanı.
Bing Jingwei, her ihtimale karşı uyarmak istemişti. Sonucta üç kişinin, binlerce kişilik bir klana saldırması delilikti.
Han Ganyu, derin bir çekti ve Bing Jingwei'nin kafasını okşadı. Yüzünde heyecanlı bir ifade vardı.
-Hey çocuk, ben kolay kolay vaz geçen birisi değilim. Ayrıca kabul ettiğim birine de ne olursa olsun yardım ederim.
Şimdi gözler Nan Bei'ye dönmüştü. Herkes onun ne cevap vereceğini merak ediyordu. İster Han Ganyu isterse Bing Jingwei olsun, vaz geçilmesi taktirde kesinlikle hayal kırıklığına uğrayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Name's BiTcH! [BL] [TAMAMLANDI]
FantastikEğer bir fahişe iseniz, hayattan fazla da bir şey beklemeyin. Çünkü hiçbir şey kazanamazsınız. Tabi akıllı bir fahişe olmadığınız sürece! Bu benim hikayem. Nasıl değersiz birinden, insanların üstüne bastığım ile ilgili. Bu kitap BL'dir. Küfür ve...