M.Ö. 334 yılında İskender, 35.000 kişilik bir orduyla İran seferine çıktı. Marmara'ya akan Granikos Nehri'nde (bugünkü Kocaçay'da) Makedonya ordusu İran ordusunu yendi. Artık İskender'e Asya'nın bütün yolları açılmış sayılırdı. İskenderun yakınlarında İssos Vadisi'nde Pers Kralı III. Dara'nın 66.000 kişilik ordusunu yok etti. Bu zaferden sonra İskender, Fenike'yi istila etmeyi aklına koydu Thyrra (Tire) şehri halkı 7 ay İskender'in ordularına karşı koydular. Makedonyalılar şehri alabilmek için başka yandan yeni bir yol yapmak zorunda kaldılar, şehri aldıktan sonra 8.000 kişiyi kılıçtan geçirdiler, 30.000 kişiyi de esir pazarlarında sattılar. İskender bundan sonra Filistin'e yürüdü. Bütün şehirler İskender'e kapılarını açtılar. Yalnız Gaza şehri bir süre skender'e karşı koydu. Gazalılar da Tirelilerin akıbetine uğradılar. İskender ardından Mısır'a geçti. Mısırlılar, yıllarca Perslerin egemenliği altında yaşadıkları için İskender'e âdeta bir kurtarıcı diye baktılar. İskender, Nil'in ağzında yepyeni bir şehir kurdu. Bu şehre İskenderiye adı verildi. İskender, Mısır'dan sonra yeniden İran'a döndü. Pers hükümdarı Dara'nın ona karşı koymak için yeniden ordu kurmaya çalıştığını duymuştu. İki ordu Ninova şehri yakınında Arbela düzlüğünde karşılaştı. İskender, Perslileri kısa zamanda geri püskürttü. Arbela Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biri sayılır. Bu savaştan sonra Babil'in iki şehri de İskender'e teslim oldu İskender Hindistan seferi için hazırlığa başladı. M.Ö. 329'da Sogdiana'yı (Buhara) aldı. M.Ö. 327 yılında Makedonya orduları Hindistan'ın zengin topraklarına ayak bastı. , adı Doğu efsanelerinde yaşayan, o zamanki dünyanın yarısını 13 yılda fethetmiş, Pers İmparatorluğu'nun güçlü ordularını yenmiş, M.Ö. 336-323 yılları arasında Makedonya kralı ve tarihteki en büyük komutanlardan biri.Tarihin gelmiş geçmiş en ünlü atı sayılan Busefalus, satılmak üzere Kral Filip'e getirildiğinde, en usta biniciler bile hayvanı
yatıştırmak için boşuna uğraştılar. Genç prens İskender bunun üzerine hayvanı yularından tutarak güneşe çevirerek gölgesinden ürkmesini önleyerek sakinleştirdi ve azgın ata egemen oldu. Kral Filip bunu görünce "Oğul" diye seslendi; "Sen kendine layık bir krallık kurmaya bak, çünkü Makedonya senin için pek ufak." Kralın sözleri âdeta bir kehanet niteliğindeydi, çünkü azgın ata hâkim olmayı beceren genç prens, aradan yirmi yıl bile geçmeden İran'ı da fethedecek ve Doğu'da çok büyük bir imparatorluk kuracaktı. Kral Filip, M.Ö. 356'da, parlak bir askeri başarı kazandığı sırada, üç ayrı haberciden üç ayrı almıştı.Ünlü kumandanlarından Parmenion savaşta İlliryalıları alt etmişti; atlarından biri Olimpiyat Oyunları'nda zafer kazanmıştı ve karısı Olimpia oğlu İskender'i dünyaya getirmişti. Kâhinler krala, yeni doğan oğlunun savaşlarda yenilmek nedir bilmeyen bir komutan olacağını söylediler. Genç İskender'in öğretmenleri arasında ünlü düşünür Aristo da vardı. Aristo'dan aldığı eğitimin İskender'in kişiliğinin oluşmasında büyük etkisi oldu. Genç prens savaş sanatını iyice öğrenmişti. İlyada'nın bir kopyasını başucundan hiç eksik etmezdi. Savaş alanlarında ilk başarılarını kazandığında henüz 16 yaşında bir delikanlıydı. Babası seferdeyken ayaklanan Medyalıların üstüne yürümüş ve şehirlerini yerle bir etmişti.M.Ö. 338 yılında eski Yunan'ın en kuvvetli iki devleti olan Atina ve onun müttefiki Thebes'e karşı kazanılan Keronea Savaşı'nda da Makedonya ordusuna İskender komuta ediyordu. Kral Filip suikasta kurban gidip öldükten sonra kral olduğunda, İskender henüz yirmi yaşına bile varmamıştı. Filip yetenekli bir yönetici ve usta bir askerdi. Fakat sarayında dönen entrikalara engel olamamıştı. Eşi Olimpia'yı saraydan uzaklaştırmış, Kleopatra adında Makedonyalı bir kızla evlenmişti. Düğün sırasında gelinin amcası Attalos içkiyi fazla kaçırıp sarhoş olunca, soyluları tahta 'meşru bir veliaht' kazandırmaları için tanrılara dua etmeye çağırdı. İskender bunun üzerine annesine hakaret eden adamın suratına öfkeyle şarap kadehini atmıştı. Ardından, bunu bir saygısızlık olarak algılayan Kral Filip oğluna hançer çekmiş ama bir şey yapamamıştı.Babasının öldürülmesinde İskender'in parmağı olduğunu ileri süren tarihçi ve yazarlar da vardır; fakat bu suçlamayı doğrulayacak sağlam ipuçları yoktur. Annesinin komploya karışmış olması daha akla yakın gelmektedir. Ayrıca Olimpia'nın, Kleopatra'ya intihar etmesi için emir verdiği bilinmektedir. Kleopatra'nın dünyaya getirdiği çocuk da tanrılara kurban edilmiştir.Tahta geçtiği zaman henüz yirmi yaşında bile olmayan İskender, öldüğü zaman da daha otuz üç yaşındaydı. Fakat
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAPTIKLARI İLE DÜNYA TARİHİNE GİREN 3 BÜYÜK LİDER
Non-FictionMKA CENGİZHAN BÜYÜKİSKENDER