Kutay artık çok sıkılmıştı ve yorulmuştu. Hayatında hiç sevgilisi olmamıştı.
Ona, onu sevdiğini de söyleyen olmamıştı.
Belki zamanı gelmemiştir daha diyorsunuzdur.Nereden biliyorsunuz efendim zamanının gelmediğini?
Hani aşkın zamanı olmazdı.
Bir dediğiniz bir dediğinizi tutmuyor efendim.
Ama belki de biliriz efendim.
Belki de haklısınızdır.
İşte dedim ya bilemeyiz efendim. Bilemeyiz derken kimin haklı olduğunu bilemeyiz. Milyarlarca senaryo vardır çünkü.Kutay işten geliyordu. Aşçılık yapıyordu. Küçük bir kafesi vardı. İlginç gelir mi bilmem ama Kutay çok güzel tatlı yapardı. Kafesinde de tatlı satardı. Yemek yapmak daha uzun sürerdi ve çok beceremezdi. Ama iş kurabiyeydi, pastaydı, kekti onlara gelirse, eh bir de müziği varsa keyfine diyecek olmazdı.
Müşterisi yoğun olmazdı, küçük sakin bir yerde belli müşterilerle devam ederdi.
Taa ki o güne kadar.
Kapıdaki çan çalar çalmaz rengi hissetmişti. Hayatının genelinde siyah, kahverengi ve griyi hissetmiş biri olarak pembe hissetmesi garip gelmişti. Etrafına baktı ama tam yerini kestiremedi rengin. Sonra biraz daha bakındı, bu sefer gerçekten bakıyordu, rüyadan uyanmıştı sanki. Ve hissettiği pembeyi gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buldum mu? (bxb)
General Fiction[Tamamlanmıştır (×2)] Sevgi ya da aşk yalan mıydı? Ya da durun bir dakika asıl soru: Var mıydı? Bilmiyordu. Ama aramaktan da hiç vazgeçmemişti. Bulmuş muydu? İyi okumalar,