İstanbul'un derinliklerine İlk defa bu kadar yakından bakıyordum daha önce hiç bu kadar yakından inceleme miştim yaş 17 cesaret %100. Bunu söylememin nedeni ise şu an evden kaçmış olmam, evden en son annemle tartışıp çıktım. Bunu hep yapardım ama kısa bir süre yürüyüp gelirdim ya da meleklere giderdim. Melekler mi onlar benim kurtarıcılarım Sema ve Seda ikiz kardeşler ayrı eve çıktıkları için onlara rahatça gidip gelebiliyorum Ama şu an konu bu değildi hem onlara gidesim de yoktu. Sokaklarda yaklaşık 2 saat dolaştım saat 00.00 gösteriyordu. İstanbul'da gece kalmak tehlikeliydi fakat 17 yıldır buradaydım O yüzden korkuyordum bir süre daha yürüdükten sonra bir banka oturdum ve nefes nefese soluklandım yorulmuş gibiydim. "O da ne siktir" diye bir küfür savurdum arkamdan
gelen 3 tane pitbul du ve hırlayarak geliyorlardı. "Lanet girsin" koşmaya başladım hiç bu kadar hızlı ve nefes nefese koştuğumu hatırlamıyorum en sonunda önünde tel serili bir çıkmaza denk geldim. "Şansımı seveyim" telin önünde sakince durdum ve ölmeyi bekledim. Derken arkadan bir ses yükseldi "gelin buraya" hafif kumral kısa ve cılız olan adam köpeklerin alıp gitmişti. Pitbulların saldırgan olduğunu biliyorduk sahiplerini bile saldırı biliyorlardı Ancak bu cılız adamı nasıl oldu ki hırlama tenezzülünde bile bulunmamış lardı. "Ne yani ben bunca şeyi boşuna mı çektim". Evrene karşı yolladığım sorunun cevabı belliydi. Telin önünde beklemeye devam ettim saat 00.17'yi gösteriyordu. Ne yani bu olanları sadece 17 dakikacık içinde mi yaşamıştım inanılmazdı. Telefonu elime alıp tam babamı arayacaktım ki ensemde bir el olana kadar ağzımda O ıslak bezi burnumda o kokuyu hissettim ve sonrası yok. Vardı ancak 7 tane çift göz ile beraber.Gözümü açtım de 7 çift göz bana bakıyordu.Neredeydim niçin buradaydım hiç bir fikrim yoktu. İhtimalin %99 olması oranında kaçırıl
dım. Içlerinden birisi konuşmaya başladı büyük ihtimalle liderdi. Belirgin ve keskin yüz hatları vardı kumral saçları ve ela gözleri ile bakıyordu dünyaya. " Sen burada bulunmanın sebebini merak ediyorsun umarım" çekinerek tam konuşacaktım ki, normalde hiç kekelemem. " kabul etsen de etmesen de buradasın bu sınırlar Bu kararlar ve fikirlerin içindesin". bağırarak nasıl diye feryat ediyordum.
Siz "sapıksınız ve organ mafyasısınız" diye daha çok bağırdım. Liderleri olduğuna Bu kez kesin emin oldum çocuk "Bir ekip kurmak için buradayız ve seni 8. kişi olarak seçtik, buradaki hepimizin bir numarası vardır ve sen numara 8'sin" dedi. Tam tekrar sözü atlayacakken aynı sinir bozucu lider çocuk tekrar başladı lafa. " Anladığım gözlemlediğim kadar ailenle yaşıyorsun bu çok mühim değil artık bizim ekibimizdesin." Yeter diye araya girdim. "Anlamıyorum beni kaçırıyorsunuz ekipten bahsediyorsunuz ve benim hiç bir hakkım yokmuş gibi fikrimi sormuyorsunuz öylemi budalalar."
Aralarından uzun sarı saçlı ve güzel fiziği olan mavi gözlü kız söze girdi.
"Tatlım biz mafya ya da sapık değiliz. Bak ben numara 3'üm şu ikisi beni kaçırdığında Ben de senin gibi bağırıp çağırmıştım ailemle yaşıyorum ama bu engel değil." Filmlerde olduğunda genelde bu şekil macera aksiyon işlerini severim ama bu da fazla kan donduran cinstendi. " Peki tamam özel ekip gibi bir şey mi yapıyoruz amacınız ne?" Numara 1 yani lider söze girdi. " bu şehrin bazı kahramanları ihtiyacı var Ve sen son kahramansın bizim görevimize gelince kahraman olduğunuzdan dolayı kahramanlık yapmalıyız öyle değil mi numara 8"
"Ne yani düşmanlarımız var?" bunu baya bir düşünmüştüm. "Aynen öyle prenses." Tam kafamda bazı şeyleri sorgularken bir başka çocuk araya girdi. "Yani kabul ediyor musun?" O an hayatımın kararını vermek üzereydim. Eğer evet dersem hayatımın en iyi atraksiyonu yaşayacaktım hayır dersem peşimi bırakmayacakları bir
muammaydı.O halde kararım belliydi...
Sesimin boğuklugunda üşüyerek "Evet" diye mırıldandım.
"O halde aramıza hoş geldin numara 8:Hayatımın olan acayip değiştiğini düşünüyordum ama hala pek bir fark yoktu. Ne yazıkki buna nasıl devam edeceğimi düşünüyordum. Ailem özellikle annem çok çabuk fark ederdi bu durumu adeta bir Sherlock Holmes'tu. "Telefon numaranı verecek misin?" dedi numara 3. Tabi tabi diyerek on haneli numarayı söyledim ve anında bildirim geldi.
*NUMARA İSİMLİ GRUBA EKLENDİNİZ*
Liderleri,pardon liderimiz numara 1 tekrar söze girdi. Sonuçta artık bende bu ekiptendim ve onlar beni seçmişti yani istenilen taraf bendim bu sefer.
"Sen, burada hepimiz birbirimize numara sayısı ile hitap ederiz fakat adlarımızı biliyoruz, seninki nedir?"
"Ben mi ben İclal , İclal Zorlu"
"Pekala o zaman"Bizde...
Numara1:SENCAR SOYLU
Numara2:MERİÇ YÖRÜK
Numara3:İLAYDA ÖZ
Numara4:TUANA AYVALI
Numara5:MURAT KILIÇ
Numara6:HAYAT PARLAK
Numara7:ÇINAR KORKMAZBende pekala diyerek evden çıktım.
Evden çıkar çıkmaz tanımıştım burayı bizim eve çok yakındı yaklaşık 10 dakika falandı. Saate baktığımda saat, 01.12'yi gösteriyordu. Saat acayip geç olmuştu ama ailem, ailem beni niye hala aramamıştı. Bazen çok kısıtlandığımı düşünsemde arada bir önemsenmek hoşuma gidiyordu. Her neyse diyerek telefonu cebime attım.
Eve geldiğimde saat 01.20'ydi. Dediğim gibi çok yakındı toplanma yerleri. Ilık bir duşa girdim ve hızlı bir şekilde çıktım. Yatağımı yatıp bunların gerçek olup olmadığını düşünüp durdum ve resmen gerçek olduğunun farkına vardım. Inanılmazdı mükemmeldir ve son derece korkunçtu....
Ben İclal Zorlu şu ana kadar da ömrünün 17 yılını yaşamış gencecik bir kız hayatta beklemediği şeyler karşısına çıkan bir kızım. Sebepsiz yere mutluydum ama bir o kadar ağlayasım vardı.
Bunların ardından gözümden ufacık yaşlar Damla Damla dökülür vermeye başladı. Dakikalarca saatlerce ağladım sesim çıkmadan oluk oluk ağladım. En son ağlamaya doğduğumda açıkmış olacağım ki ağlamam durmuştu. Midem benim için herşeyden çok daha önemliydi. Bende mideme söz geçiremeyip mutfağa hızlı adımlarla ilerleyip , kendime sandiviç hazırlayıp çıktım. Telefonuma bildirim geldi.Yazan kişi numara birdi. Bu çocuk lider olduğundan mıdır ne bilmiyorum ama diğerlerine göre daha daha aktif konuşkan ve egolu biriydi. Diğerleri ona nazaran daha pasif kalıyordu.
Yazdığı mesaj *yarına hazır mısınız* yarın mı yarında ne vardı ki. Bu gruba katılalı 2 saat olmuştu ve ardından hemen bir mesaj daha *tabiki hazırız*
Herkesten bu şekilde aynı yönlü yanıt gelince dayanamayıp sordum. "Yarın ne var ki ne yapıcaz?" Hepsi aktifti belliki anında mavi tık oldu. Cevabıda gecikmeden geldi. "Bir kadın var millete bozuk kozmetik üretip satıyor , ayni zamanda işçilerine maaşlarını ödemiyor ödese bile formalite icabı" vay canına nasıl bir kadındı bu adı acımaz aynı zamanda şerefsiz. Birşey yazmam gerektiğini düşünerek "pekala yarın kaçta geliyorum numara evinize" uzunca bir süre bekledim cevabı en sonunda 12.30 yazdılar. Ne! Diye bir şok geçirdim ben hafta sonları zaten 13.00 kalkıyordum. Kısa vadeli şokumun ardından tekrar bir mesaj geldi. Bu sefer gelen mesaj numara altıdandı. "12.30 gibi buluşup detaylı bir plan yapmalıyız aynı zamanda aklımda çeşitli ve gayet başarılı olacağımız bir plan var." Numara altı yani hayat adında ki kız grubun beyniydi anlaşılan bütün plânların hepsini o yapıyor , bizede uygulamak ve iyi rol yapmak kalıyordu. Tamam yarın bakarız yazmıştı İlayda. Bu kızdan sebepsiz aslında bir o kadar sebepli yere pick me vibe alıyordum. Habire her yere tOtlOm lafını sokuyordu. "Şuanlık bir problem ve tan tana yoksa yatıp zıbarmak istiyorum" yazdı Sencar. Bu egoist çocuğa ilk defa hak veriyordum. Özellikle İlayda hakkında yaptığı olumsuz yorumlar konusunda. Ne yani sevmiyordum o kızı , sevemiyordum.Uzunca bir süre kadar hayatı sorgulamıştım ardından derin bir iç çekip yatağıma doğru kıvrıldım.
Penceremden vuran küçük ışıkla beraber gözlerimi kapadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMARA 8
Teen FictionKendini bir anda 7 çift göz ile bir anda bulan bir kızın hikayesi