8.Bölüm

244 17 11
                                    

Bölümü okuduktan sonra yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın...
İyi okumalar canlarım...

1 hafta sonra;

Tam bir haftadır silah eğitimi alıyordum. Üstüne bir de yeni gittiğim okulda ki kız çetesiyle uğraşıyordum. Neymiş kurallar varmış. Dövmemek için kendimi zor tutuyorum. Her neyse Halil amca silah eğitimi için Batuhan abiyi seçmişti. Kendisi çok sıcak kanlıydı. Zaten birkaç günde çoğu kullanım şeklini öğrenmiştim. Dinlenmek için oturduğum banktan kalktım. Her sabah koşu yapıyordum. Eve doğru koşmaya başladım. Ankaraya ilk defa gelmeme rağmen her yeri öğrenmiştim. Eve vardığımda Halil amca yoktu. Odama çıkıp biraz uyumaya çalıştım. Tam üç sene dayanmam lazımdı. Üç sene sonra o şerefsizlerin yerini bulmaya çalışacaktım.  Gözlerim kapanırken kendimi uykuya bıraktım. Beynimde yankılanan babamın, abilerimin, ikizimin sesiyle eski günlere gittim. Sevilmeyen bir kız olsam da babam her zaman beni sevmişti. Seni seviyorum baba...

'Evin içinde cılız gibi çıkan çığlıklarım abimleri durdurmak bilmiyordu. Bedenime değen tekmeler, kemerler, tokatlar... Karşımda oturan ikizim izlemekten başka bir şey yapamıyordu. Arada kalkıp abimleri tutmaya çalışıyor ama ittirilip aynı yerine oturtuluyordu. Bedenimden ayrılan kemer tekrar vurmaya hazırlanırken deponun kapası büyük bir gürültüyle açılmıştı. Ağlamaktan zar zor görüyordum. Kapıya baktım. İçimden tek istediğim şuradan kurtulabilmekti. Gelenin beni mutlu ettiği o saniyeler çok kısa sürmüştü. Gözlerim acı ve yorgunlukla kapanmıştı. Yaşamamayı dilerdim hep. Ama bu isteğim hep tersine işliyordu.'

'Ağlayarak küçük abime yalvarıyordum. Beni duymuyordu bile. Son attığı tekme yüzünden ağzımın içinde kan tadı gelmişti. Ve o gün ben yine ölümü istemiştim. Ağzımdan akan kanla duran abim gülmeye başlamıştı. Odama giren babamla abim geri çekilip hiçbir şey demeden odamdan çıkmıştı. Babam beni öyle görünce nasıl yanıma geldi. Hastaneye nasıl gittik hiçbir fikrim yoktu. Hastaneye gitmeden ölmek istemiştim.'

'Büyük abimin yüzüme attığı tokatla neye uğradığımı şaşırmıştım. Daha iki yaşındayken abimden yediğim tokatı sevme şekli olarak algılayacak biriydim. Daha acının ne olduğunu dahi bilmiyordum. İkinci tokat, üç, dört... Ve devamı gelmişti. Babam gelesiye kadar sürmüştü bu. Yorgun bedenim babam gelince kendini salmıştı. Yere düşüşü, babamın bağırışı kulaklarımda yankılanıyordu.'

'Elime değen sıcak suyla çığlık atmıştım. Ortanca abim elime çaydanlıktan su döküyordu. Elim sızlıyordu. Neden böyle yaptıklarını hiçbir zaman anlamamıştım. Ve anlamayacaktım da.'

Aylar ayları günler günleri kovaladı. Tam üç sene çaba gösterdim. Halil amca üç sene boyunca hep yanımda olup bana yardım etmişti. Ve şimdi üç senenin sonunda asker olacaktım. Yemin töreninin ardından...  Aslında burada bulunan bütün askerler benden 4, 5 yaş büyüktü. Ama sorun edecek değildim. Ben babamın istediği bir şeyi yerine getirecektim. Kendimle gurur duyuyordum. Ve işte yemin töreni başlıyordu. Sıra sıra dizilmiştik. Herkes heyecanlı herkes mutluydu... Başarıyorduk. İstediğimiz mesleğe sahip oluyorduk. Tane tane söylenecekti sözler...

Asya’nın anlatımından;

Tam üç sene geçmişti. Onu görmeyeli, bizi bırakıp gideli... Çok özlüyorduk. Hayal’in arada bir köşeye geçip ağlamasına şahit oluyordum. En duygusalımız oydu.

“Hadi kızlar okula geç kalacağız.” Dedi Manolya. Zoraki bir şekilde kazandığımız üniversitelere gidiyorduk. Nehir’in gitmesiyle derslerimizi aksatmıştık. Hazırlanıp yurttan çıktık. Hepimizin okulu farklı yerlerdeydi. Ben doktor olmak istiyordum. Manolya öğretmen, Delfin Avukat, Hayal hemşire olmak istiyordu.

IŞIKSIZ GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin