(Multimedia : Kerem Aydan)
(Black Sabbath - God Is Dead)Burun yapılarındaki yadsınamaz benzerlik.
Çene kemiklerinin birebir aynı olması.
Yapılı ve oldukça dinç görünen bir vücut.
Geniş omuzlar.
Okyanusu andıran bir çift derin bakışlı mavi göz.
Kerem söylemeseydi de içeri giren adamın babası olduğunu tahmin etmek için Sherlock olmaya gerek yoktu. Sanki Kerem'in 25 yıl sonraki görüntüsü karşımda gibi hissetmiştim ve bu oldukça ürkütücü bir histi.
"Kerem?"
Adamın bakışları uzun süre benim ve Kerem'in arasında mekik dokuduktan sonra sakin ve tok bir ses tonuyla konuşmuştu. Sesleri bile benziyordu.
"Ne işin var burada, Baba?"
Adam, Kerem'e aldırmadan etrafı inceliyordu. Ahşap sehpanın üstünde duran çerçeveli fotoğrafı eline alıp inceledikten sonra yerine bıraktı. Yüzünden farklı bir ifade geçmişti. Keder? Hüzün? Özlem? Sanki bambaşka bir ifadeydi, derin ve çözülmesi güçtü.
"Ben de sana aynı soruyu sormak üzereydim. Sen gerçi buraya hep bir şeylerden kaçmak istediğinde gelirsin, kolyeyi alamadığın için kız arkadaşınla buraya saklanabileceğini mi düşündün, evlat?"
Kerem ifadesiz bakışlarını çerçeveli fotoğraftan babasına çevirdi.
"Buraya bir şeylerden kaçmak için geldiğim zamanlar amcamın ölümüyle son buldu, unuttun mu? Ayrıca o saçma kolyeden kaçacak falan değilim, kolye yolda."
Adam kaşlarını nazikçe çatarak Kerem'e baktı. Görünmez gibi hissediyordum. Sanki kimsenin umrunda değildim.
"Sen burada öylece otururken, kendinden bu kadar emin olmanı sağlayan şey ne merak ediyorum doğrusu."
Adam alayla gülümserken Kerem bana döndü. Dudakları kıvrılırken konuşmaya başlamıştı.
"Kendimden bu kadar emin olmamı sağlayan kişi tam da karşımda duruyor."
Adamın okyanus mavisinden buz mavisine ani geçiş yapan gözleri bana odaklandı. Şu an görünmez olmayı tercih etmeye başlamıştım.
Kerem'in babası kafasındaki soruları belli edercesine kaşlarını kaldırdı.
"Öykü Özden. Kendisi Görkem Köksal'ın aşık olduğu kız oluyor. Sen Deniz salağıyla uğraşırken ben olayı başka bir açıdan ele aldım. Görkem bu kız için değil o dandik kolyeyi, kaşıkçı elmasını getirir."
Adamın gözleri parlarken bu parlaklıktan korkmuştum. Günlerdir beynimin üstünü örtmeye çalıştığı fikir su yüzüne çıktı.
Ben kozdum.
Hayatım tehlikedeydi. Görkem'in beni sevdiğini falan düşünseler de eğer büyük şeyler isterlerse Görkem yapamazdı. Belki de yapmazdı. Bilmiyorum. Tek bildiğim beynimdeki alarm zillerinin fazla gecikmeli de olsa çalmaya başladığıydı.
"Haklısın. Deniz bu tip olayların fazla dışında. Ama Görkem.. Babasına ne kadar benziyor, günün kahramanı olmak için nelerini feda edebilir görelim bakalım. Asıl soru, her şeyin sonunda kızı kapabilecek mi?" Dedikten sonra bana göz kırptı. Neşesi yerine gelmiş gibi bir hali vardı. Kerem'in rahatladığını yüz hatlarından görebiliyordum. Şu an odadaki en gergin insan bendim, sanırım.
"Vural Köksal ne kadar uğraşırsa uğraşsın oğlunu pisliğin içinden bir türlü çıkaramıyor, ne yazık!" Dedikten sonra tezgahta duran kadehe viski doldurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliyet Ailesi
Teen FictionYeni okulundaki tuhaf sistemle kendini taht kavgalarının arasında bulan Öykü'nün başı bir de onunla hiç alakası olmayan bir aile meselesiyle belaya girmiştir. Tüm bu problemlerden kurtulmaya çalışırken bir yandan da kendiyle olan savaşında galip olm...