Aşk oyuncak gibidir bazı oyuncakları seversin hep onla oynarsın sonra yeni bir oyuncak görürsün onu bırakır onla oynamaya başlarsın her zaman oyuncağı sen bırakmazsın bazen oyuncak kırılır ve oyuncak seni bırakır bazı oyuncaklar vardır onlar senin için çok değerlidir uyurken bile yanına alırsın yıllar geçse o oyuncağı bırakamazsın işte Yağmur da benim için her zaman yanımda taşıdığım yıllar boyunca unutamadığım oyuncağım.
Yağmurla tanışmam bundan yaklaşık 2 sene önceydi ilk gördüğümde üstünde okul forması vardı saçları uzun bir kızdı, çok ilgimi çekmemişti. Yağmur'un geometrisi kötüydü hatta ilk dönem geometri ortalamam kötü gelirse intahar edeceğim derdi ve ortalaması kötü geldi ama intahar etmedi iyiki de intahar etmemişti. Ya o gün intahar etseydi belkide bütün bu olanlar gerçekleşmezdi.
10.sınıfta başlayan Yağmur'a karşı ilgim 11.sınıfta daha da arttı ve ona olan aşkımı kanıtlamak için birçok şey yaptım ve birgün başka bir çoçuğu sevdiğini öğrendiğimde keşki o gün intahar etseydi de ona hiç aşık olmasaydım dedim.
Günler geçti ama benim Yağmur'a olan aşkım hiç bitmedi. Bir gün Yağmur'un artık o çoçuğu sevmediğini öğrendiğimde çok mutlu olmuş hatta kualanın ağaca sarıldığı ve ordaki yapraklar bittiğinde yeni yapraklar çıkana kadar orda beklediği gibi Yağmur'a sarılmak ve onu hiç bırakmamak istemiştim tabi bunu yapamadım.
Günler geçtikçe Yağmur'un bana olan davranışları değişti ya da bana öyle geliyordu ben son bir kez daha onu sevdiğimi, ona olan aşkımı anlattım. Bu sefer bana karşı olumlu yaklaştı ben "ben de seni seviyorum" demesini beklerken o "benim sevdiğim biri var" dedi meğerse Yağmur o çoçuğu unutamamış ve ona hala aşıkmış.
Bir gün Yağmur okula gözlerinde parıltı, ağzında küçük bir tebessümle geldi sonradan anladım ki o çoçuğa Yağmur'un arkadaşlarından biri Yağmur'un onu sevdiğini söylemiş. Çoçukta kız bulmuş bu fırsatı kaçırırmı hafta sonu Yağmur'u da alıp kafeye gitmişler yani çıkmaya başlamışlar. Ben bunu öğrendiğimde artık Yağmur'un peşini bırakmanın vaktinin geldiğini anlamıştım. Artık hayatımda Yağmur'un olmadığı günler beni bekliyordu.
Ertesi gün okula geldiğimde Yağmur gelmiş sevgilisiyle okulun bahçesinde dolaşıyor ve birbirlerine sarılıyorlardı.
Aynı sınıfta olduğumuzdan Yağmur'u unutmak kolay olmuyordu onun ipek gibi saçları, al yanaklarını ve suratındaki gülümsemeyi gördükçe ona tekrar aşık oluyor sonra Burak kendine gel onun artık bir sevgilisi var diyordum kendi kendime.
Okulun sonu yaklaşıyor ve mezuniyete az bir süre kalmıştı Yağmur ile o çoçuk hala çıkıyordu ve mezuniyete onla gideceği belliydi. Bense gitmemeyi düşünüyordum sonra bir kız gördüm tanımıyordum diğer sınıftandı büyük ihtimalle, merdivene oturmuş ağlıyordu yanına gidip neden ağladığını sorduğumda mezuniyete gitmek istediğini ama onunla gidecek bir erkeğin olmadığını söyledi ben hem Yağmur'u görmek için hem de Yağmur belki beni o kızla görürde beni kıskanır umuduyla kıza dönüp "Ben de benim ile mezuniyete gidecek bir prenses arıyordum benim prensesim olurmusun." dediğimde kızın yüzünde bir gülümseme belirdi ,bana sarıldı ve teklifimi kabul etti.
Mezuniyet zamanı geldi ben daha adını bile bilmediğim sırf Yağmur'u görmek için onunla mezuniyete gideceğim.
Kızı almak için evine gittim kız beni odasına aldı kırmızı bir elbise giymişti "elbisem nasıl" dediğinde kızı kırmamak için "güzel, zaten prenseslere her şey yakışır" dedim.Oyun oynadığımı bilmiyordu, onun oynadığım oyundaki Bir oyuncak olduğunu bilse belki beni bırakır mezuniyete gitmezdi.
Küçük çoçuğun annesiyle komşuya gittiği ve en sevdiği hiç bırakamadığı oyuncağını alamadığından komşunun çoçuğunun oyuncağıyla oynamak zorunda olan küçük çoçuğun bu oyuncağı sevmesede çok sevdiği oyuncağıyla oynayana kadar bu oyuncakla oynamak zorunda kalması gibiydi benim için. Küçük çoçuk bendim bu hikayeye göre ve oynamak zorunda kaldığım oyuncakta bu kızdı.
Biz mezuniyete gittiğimizde şarkılar çalmaya başlamış ve garsonlar gelen misafirlere servis yapıyordu. Yağmur ile o çoçukta gelmişti. Yağmur bembeyaz bir elbise giymişti, melek gibi oturuyordu karşımızdaki masada.
Hareketli bir parça çalmaya başladı Aslı ile dans etmeye kalktık masadan, isminin Aslı olduğunu evine gittiğimde annesinin "Aslı çok güzel olmuşsun" demesiyle öğrenmiştim. Dans ederken muzik değişti ve romantik bir parça çalmaya başladı. Çoçuk Yağmur'u dansa kaldırdı ben Aslı ile dans ederken gözümü Yağmur'dan alamıyordum o kadar güzel olmuş ki ben Yağmur'un güzelliğine dalmış hayallerde dolanıyordum.
2 dakika arayla ard arda gelen silah sesleri ile kendime geldiğimde silahı Yağmur'a doğru tutmuş bir genç çoçuk Yağmur'a bağırarak "Hani beni çok seviyordun hani benden başkasıyla çıkamazdın" dedi Yağmur'un çok sevdiği çoçuk Yağmur'un arkasına saklanmış korunmaya çalışıyordu. Silahlı genç "Kim Yağmur kim söyle kim beni bırakıp çıktığın çoçuk" Yağmur'un arkasında saklanan o çoçuğu göstererek "bu mu Yağmur söyle bu mu" o çoçuk " Ben bu kızı hiç görmedim, tanımıyorum ben değilim" dedi korktuğu çok belliydi. Silahlı genç silahını Yağmur'un kafasına dayadı ve "Senin söylemiyeceğin belli kim olduğu çıkmazsa Yağmur'u öldüreceğim" Yağmur'a dönüp "şimdi görürüz Yağmur beni bırakıp çıktığın çoçuğun seni ne kadar sevdiğini" dedi. Ben bir anda ne yaptığımı bilmeden "benim Yağmur'un seni bırakıp çıktığı çoçuk benim" dedim. Silahı bana doğrultarak Yağmur'un yanına geçmemi söyledi. Ben Yağmur'un yanına gittiğimde elimde bir sıcaklık hissettim elime baktığımda Yağmur elimi tutmuş ve bana dönüp "seni seviyorum" dediğin de şaşkın bir şekilde Yağmur'a baktım.
Tam o sırada bir silah sesi duyuldu Yağmur vuruldu ve cansız bedeni yere yıkıldı.
En sevdiğim yanımdan ayıramadığım oyuncağım kırılmıştı tamir etmek zordu yenisi yoktu bu oyuncak çok değerliydi benim için.
En sevdiği oyuncağı kırılmış çoçuk gibi Yağmur'un cansız bedeninin başında ağlamaya başladım. Bembeyaz elbisesi şimdi kanlar içinde kalmıştı. Bir silah sesi daha duyuldu, kalbimde bir sogukluk hissettim, göz yaşlarım durdu, üşüyordum.
Yere düştüğümde son gördüğüm silahlı gencin koşarak kaçması ve silah seslerinden korkan küçük bir çoçuğun elindeki oyuncak ayısını düşürmesiydi.