▪[fluky]▪~ {LİSKOOK}

[18.bölüm]

Uzun, acılı ve bol rüyalı bir uykudan sonra uyandım.

Artık acı hissetmiyorum vücudum bu tür yaraları kendi kendine iyileştirip acısını yok ediyormuş.

Gördüğüm rüyada görmüştüm bunu ve bunun gibi birsürü bilgi edinmiştim.

Artık herşeyi biliyordum.

Ayrıca canım rüya kontrolcümle bir kaçış planı bile yapmıştık.

Rüya kontrolcüm bundan sonraki yolumda her zaman benimle olacak.

Ona bir isim verdim, adı sady.
Bu isimle konuşacağım onunla.

Şimdii planımıza geçebiliriz...

İlk önce jungkook'un adamlarını buraya çekmemiz ve ardından etkisiz hale getirmeliyiz. Ardından özel güçlerimden biri olan görünmez olma gücümü kullanıp evde olan diğer 6 kişiden kurtulacağım sıra gelecek jungkook'a oda benim gibi bir melez olduğu için beni görebilir. Bu yüzden jungkook'a özel bir kokuyla birkaç dakika bayıltacağım.
Ve baamm plan başarılı.

Hemen çığlık atmaya başladım.
Adamlar daha fazla dayanamamış ne olduğuna bakmaya gelmişlerdi hepsini teker teker indirmeye başladım.

En bi 80 adamı yere kavuşturmuştum şimdi 2. Aşama vardı.

Üst kata çıkmaya başladım tahmin ettiğim gibi hepsi siyah takım elbiseyle oturmuş birşeylerle uğraşıyordu.

Görünmez olduğum için beni göremiyorlardı.

Ama kapıya giden yolda jungkook'un odası vardı. Sıra jungkook'u bayıltmakta.

Elimi havaya kaldırıp mor bir sis çıkardım elimdeki sise üflediğimde jungkook'un odasına doğru yol almış ve kapının altından odaya girmişti.

Ve yine tahmin ettiğim yani ettiğimiz gibi plan başarılı.

◇

Evden çıkmıştım ve ruhları bile duymamıştı. Şimdi en son birşey kaldı.

wiot ve wonho'yu bulmak...

Sandy ile beraber rüyamda gittiğimiz araziye gittik ve kolu bulup aşağıya inmeye başladık.

Aşağıya indiğimde birden bğtün eloktronik silahlar bana çevrilmişti.

Hiçbirini umursamayıp yoluma devam etmiştim mermi sıksalar bile sandy beni görünmez bir kalkanla koruyordu.

Biraz daha yürüyüp içeriden seslerin geldiği bir odanın önünde durdum ve kapıyı açıp içeri girdim.

Bana şaşkınlık ve nefretle bakıyorlardı.

"Sakin olun beyler savaşa değil barışa geldim"

Sandalyeyi çekip oturdum.

"Kendi ayaklarında buraya gelmeye cesaret ettiğine göre önemli birşey olmalı"

Onlarda sandalyelerini çekip oturmuşlardı.

Herşeyi anlatmıştım jungkook'u ve olanları bana yaptıklarını intikam istediğimi ve onlarla birlikte çalışmak istediğimi.

Ve tabii ki benim gibi çok nadir bulunan bir melezi bırakmak istemediler ve kabul ettiler.

Artık wiot,wonho,lisa vardı.
Ve jungkook'tan intikam almak.

Jungkook ve diğerleri benim kaçrıklarımı fark ettiklerinde bütün heryeri aramaya başlıyacaklardı.

O yüzden apar topar toplanıp kimsenin bilmediği bir yere gitmeye karar verdik.

Sandy bana saklanacak mükemmel bir yer bildiğini söylemişti. Bizde oraya gidiyorduk.

Birkaç saatin ardından gideceğimiz yere varmıştık.

Burası bi malikaneydi ama ormanın içinde uzun duvarlarla çevriliydi.

Yani dışardan bakan bir insan burda bir malikane olduğunu görmez.

Malikaneyi dolaşıp kendime bir oda seçmiştim wiot ve wonha'da odalarına yerleştikten sonra hemen plan yapmaya başladık.

________________________
Jungkook bakışı

"Nasıl olur ya nasıl!!, nasıl o ahmak kızı elimizden kaçırırız!"

"Lisa çok güçlü bir vampir jungkook böyle korumasız bir yerden kolayca kaçması normal"

"O zaman şimdi nerde? Adamların bakmadığı yer kalmadı hiç bir yerde yok!"

Herkez susup düşünmeye başladı. Nereye gidebilir ki?

Seni bulunca vakit kaybetmeden kelleni arkadaşlarına hediye edicem lalisa manoban.

Sinirle evden çıkıp kendim lisa'yı aramaya başladım. Daha fazla evde durursam delireceğim.

Eminim ki bize saldırı yapmayı planlıyorlardı. O yüzden daha çok tedbir almamız gerekiyordu.

Üçününde kellesini uçurup kanlarını emeceğim.

Kan emmek demişken uzun zamandır ava çıkmıyorum.

İyice vampirliği unuttum. Bakalım ilk kurbanım kimmişşş.

Saat gece 3'dü ve ben dışarıda avımı bekliyordum.

Kimse gelmiyecek mi diyr yerimi değiştirmeye karar verdiğim sırada bi kadının bağırışını duydum. Ara sokaktan geliyordu.

Hemen binadan atlayıp koşarak sokağa girdim.

Bi adam kadına saldırmaya çalışıyordu.

Ahh işte mükemmel bir av.

"Hey baksana"

"Ne var lan ne istiyosun"

"Kadını bırak"

"Yok ya bırakmazsam ne olur?"

"Bıraksanda bırakmasanda aynı şey olacak zaten..."
kafanı koparıp
Damarlarındaki kan tükenene kadar kanını içeceğim.

Adam daha ne olduğunu anlayamadan üstüne atlamıştım kadın kaçmaya başlamıştı.

Doyduğumda adamın üstünden kalkıp leşini yandaki çöp kutusuna attım.

Artık eve gidebilirim. Yarın çok zinde bi gün olacak.

______________________________
♠️♦️♣️♥️