Yardım Edecek Ve Alacak Kişi

837 57 18
                                    

Bilekliğe bakarken Profesör yanıma geldi.
Snape : Bir sorun mu var?
Ona döndüm. Sonra yeniden sete baktım.
Diana : Hayır. Sadece...... Şu set............. Bilekliği kayıp mı?
Snape : Evet. Onu buraya getiren adamlardan biri çalmış olmalı ki onu geri bulamadım.
Yalan gibiydi. Çünkü taşları bile benim bilekliğimle aynıydı. Ve o bilekliği beni bırakan adam yani babam düşürmüştü. Snape benim babam mıydı? Yok artık! Buna ben bile inanmam.
Snape : Bende.
Aklımı okuyordu yine. Artık bakışları biraz sinirli ve boştu. Emin olmalıyım.
Evet. Snape benim babamdı ve şuan yalan söylüyordu.
Snape : Hayır söylemiyorum. Evli bile değilim.
Diana : Evli olmanız mı gerekli annemle?
Snape : Bu konuşma hiç hoşuma gitmedi.
Diana : Benimde.
(Snape hata yapıp seti açıkta bıraktığına pişman olur. Asasını Diana'ya doğrultur.
Snape : OBLİVİATE!
Diana bayılır ve yere yığılır. Snape seti sandığına kaldırır.)

Malfoy Evinde
Voldemort : Demek kendinden büyük bir sihir yaptı ve gölü havaya kaldırdı?
Fenrir başını sallar ve onaylar.
Voldemort : Ya? Hmmmmm. Bu demek oluyor ki içindeki sihir gücü beni iyileştirmek için yeterli. Lucius!
Lucius : E-evet lordum.
Voldemort : O kızı istiyorum. Onu senden yardım istemesi için yalvart! Her ne konuda olursa olsun! Snape'in babası olduğu sayesinde mi? Yoksa kardeşi Rowan ile mi? Onu sen seç. Gerekirse ikisini de yap ama asla o kızı almadan huzuruma çıkma!
Lucius : E-EVET LORDUM! TABİKİ!
Voldemort : Güzel!
Narcissa hüzünle Lucius'a bakar. Ancak oğlu ve Diana arasında seçim yapmıştı. Ve oğlu onun için daha önemliydi. Sessizce odalarına döndüler.
Narcissa : Ne yapacağız?
Lucius : Snape'i işe karıştırmak istemiyorum. Diana zeki bir kız. Eminim babasının Snape olduğunu anlar. Rowan ile onu tehdit edeceğiz ancak kardeşi Rowan okul arazisinden dışarı çıkmıyor.

Gözümü açtım. Profesör elinde bir iksirle başımdaydı.
Snape : Diana? İyi misin?
Diana : Ne oldu? Ben hiç bir şey hatırlamıyorum.
Snape : Size süpürgeyi verdikten sonra soluğunuzun kesildiğini söylediniz. Ama suan iyisiniz. Bunu için.
İksirdir boğazımdan boşalttı. Ayağa kalktım. Süpürgeyi yeniden elime aldım.

Yerleri süpürdüm, sildim, camları temizledim, rafları, tozları ve bütün odayı. Sonunda kendimi koltuğa bıraktım. Profesör bana bakıp işine döndü. Gözüm yavaş yavaş kapandı. Kendimi uyumamak için zorladım ancak sabah aldığım ilaçlar beni uykuya iten ilaçlardı. Gözlerim kapandı. Her taraf simsiyah oldu.

İnce ve korkutucu bir ses duydum. Adımı söylüyordu.
Ses : Diana! DİANA! SANA YARDIM EDEBİLİRİM HER ZAMAN!
Bir uçurumdan düşmeye ve çığlık atmaya başladım.
Ses : YARDIM İSTİYOR MUSUN!
Diana : SEN KİMSİN!
Ses : SANA HER ZAMAN YARDIM EDECEK KİŞİ! VE SENDE BANA HER ZAMAN YARDIM EDECEK KİŞİSİN!
Benimle birlikte büyük bir taş üstüme düşmeye başladı. Kendimi havada yana çektim. Taş çok kısa bir süre sonra büyük bir gürültü ile parçalandı. Çığlıklarım artarken yere yaklaştım.
Ses : DİANA! DİANA!

Snape : Diana! Diana! Uyan!
Gözümü açtım. Yerdeydim. Terliydim. Titriyordum.
Başımı kaldırıp baktığımda Profesör'ü gördüm. Ona sarılıp ağlamaya başladım. Profesör bi an kaldı. Ardından kollarını bana sardı. Beni yavaşça pelerininin altına gizledi.
Snape : İyi misin? Ne gördün?
Diana : U-uçurum! Ses!
Snape : Şşşs! Sakin ol!
Sakinleşmeye çalıştım. Daha sonra yeniden Profesör'e baktım.
Diana : Bir ses duydum. Bana seslendi. Her zaman yardım edecek kişiyim. Sende bana her zaman yardım edecek kişisin dedi ve daha sonra uçurumdan düştüm. Bana bağırdı. Yardım ister misin diye. Kim olduğunu söylemedi.
Snape : Şşşş! Sadece bir kabus korkma.
Tam o sırada kapı panikle açıldı.
Dumbledore : Severus!
Profesör hızla beni yere attı. Doğrusu biraz incinmiştim.
Dumbledore : Diana? Neden senin kucağındaydı.
Snape : Ayağa kalkmasına yardım ediyordum.
Dumbledore : Neyse. Diana burada kalabilirsin. Severus kötü şeyler olacak. Tom güçlenecek ve bunun için hiç tahmin edemeyeceğimiz birinin yardımını alacak. O kişiyi bulmalıyız. Voldemort eminim ki ona yardım edecek ve daha sonra ondan yardım isteyecek. Aklıma gelen bir kaç kişi var. Bir kaç ölüm yiyen.
Snape : Ölüm Yiyenlerin hepsi Azkaban'da. Bakanlığa Azkaban hakkında bir uyarı yapsak.....
McGonnagal : Profesör! Az önce bakanlık bildirdi. Azkaban'dan büyük kaçışlar olmuş! Yaklaşık 8 kişi kaçmış
Profesörler bakıştı.
McGonnagal  Yerde oturan bana döndü.
McGonnagal : Diana? Yerde ne yapıyorsun?
Hala aklımı toplayamamıştım. Gördüğüm rüya buna yakındı çünkü. Voldemort birine yardım edecek ve yardım alacaktı. Rüyamdaki ses bana yardım edeceğini ve daha sonra yardım alacağını söylüyordu.
Dumbledore : Diana? Odana dönsen iyi olur. Bizim bir toplantı yapmamız gerekli.
Hemen yerden kalkıp odadan çıktım.

Dumbledore : Daha ne kadar babası olduğunu ondan saklayacaksın Severus?
Snape : Hazır hissettiğim ve onun bana ihtiyacı olduğu zaman.
McGonnagal : Her çocuğun babasına ihtiyacı vardır Severus!
Snape sustu.
Snape : Kucağımda olma sebebi kabus görmesiydi ancak bütün bunlarla örtüşüyordu. Ses duymuş. O ses yardım edeceğini ve yardım alacağını söylemiş. Daha sonra ise uçurumdan düşerken ona yardım ister misin diye sormuş.
Dumbledore affalladı.
Dumbledore : Diana. O gölü asla havaya kaldırmamalıydı. Eğer bunlar gerçekse onu iyi korumalıyız. Onu bir an olsun yanından ayırma Severus. Hatta şuan bile! Onun sana şuan ihtiyacı var.
Snape : Ancak ben hazır değilim.
Snape odadan çıktı.

Koşarak yemek salonuna gittim. Ortalıkta tanıdık tek kişi Laraydı. Beni görünce eliyle gelmemi işaret etti. Biraz istemeyerek yanına gittim.
Lara :......... Diana.
Diana : Efendim?.....
Lara :....... Teşekkürler.
Diana : Ne için?
Lara : Beni kurtardığın için.
Diana : Önemli değil.......
Lara biraz kıpırdandı. Draco yanımıza gelip oturdu.
Draco : Babam yine evimize...... Oh! Diana? Ne yapıyorsun burada?
Diana : Ne yapmamı beklerdin?
Ayağa kalktım. Biraz uzaktaki masada Rowan tek başınaydı. Ona ilerledim. O sırada büyük bir uğuldama duyuldu. Büyü ile yapılmış tavanı karartılar kapladı ve sonunda tavan patladı. Herkes kaos halkında kaçışmaktaydı. Kurt Adamlar ve karaltılar her yerdeydi. Bense Rowan'a ulaşmaya çalışıyordum. Yere yatıp sürünerek ilerledim. Ona çok az kalınca ayağa kalktım. Iki kurt adam onu götürüyordu. Rowan çığlık çığlığa yardım istiyordu.
Diana : Rowan! Hayır!
Aklıma gelen bütün büyüleri karaltılara ve kurt adamlara gönderdim. Bir karaltı beni tutup götürmeye çalıştı ancak başaramadı. Koşmaya devam ettim. Rowan'ı tutan kurt adama sonunda büyümü isabet ettirdim. Rowan yere düştü. Kurt adam bana döndü. Yanımdan geçen karaltı çığlık atarak elimden asamı aldı. Onun peşinden izlerken kurt adam dibime kadar gelmişti. Öylece kalırken kurt adam pençesini salladı. Sol gözüm acıyla kavruldu. Kendimi toplayamadan kurt adam beni havaya kaldırdı ve duvara attı. Peşimden koştu. Ellerimle kendimi kurtarmaya çalışıp onu iterken sol gözüme bir çizik daha attı. Gözümü tuttuğum an boynumda iki derin acı hissettim. Kurt adamın ısırığı. Acıyla bağırmaktan başka çarem yoktu. Tavan çökmüş içerisi gece gibi kararmıştı. Sadece savaşan profesörler vardı. Yerden elime bir asa geldi. Onu tuttum. Ancak biraz havaya kalkar kalkmaz elim yere düştü ve gözlerim kapandı. Tek hatırladığım ise kurt adamın geriye fırlaması. Saçları omzuna gelen pelerinli birinin beni kucağına alıp taşıması. Yüzü görünmüyordu. Bir şimşek çaktı. Işığıyla beraber adamın yüzü göründü. Snape.....

Kayıp Snape'in Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin