"Hadi benim güzel kızım."
"Devrim'im babacım kardeşinin elinden kalemi alırmısın."
Yere düşen kalemlik ve dosyalarla odanın ortasında delirmek üzereydi.
Kızları bırakabileceği kimse olmayınca mecburen ofise onları da getirmişti. Ama henüz ne Aslı hanımdan ne de Erva hanımdan ses seda yoktu.
Telefonunu eline alarak son aramalardan Zümrüt ablayı aramak üzereydi ki kapı açıldı. Karşısında kan çanağına dönmüş biri mavi biri yeşil gözleriyle yüzünün yarısı maskeyle kapanmış kadına baktı.
"Erva! Hoş geldin."
"Hoş buldum Kerimoğlu Emir." derin bir nefes alarak etrafına göz gezdiren kız, Devrim ve Evrim'e bakarak "çocukları getirmeseydin keşke burası çok dağınık. Onlarla zor toparlanır hem de bu toz toprak onlara dokunur sanki."
"Bırakabileceğim kimse yok ki güvenilir. Devrim'i kreşe bıraksam Evrim rahat durmuyor. İkisi de yapışıp kalıyor bacağıma. Evden çıkarken aradım Halide abla da müsait değilmiş. Eşi rahatsızlanmış, gelemiyor. İş başa düştü anlayacağın."
"Ne yapalım şimdi plan nedir? Aslı henüz gelmemiş anladığım kadarıyla buraların düzenini en iyi o bilir."
"Aslı hanım enteresan bir şekilde anlamsız tepkiler de! Gelmek istememekle gelmek için çırpınan enteresan bir tür. Ne zaman lazım olsa mutlaka önemli bir sorunu var. Anlamıyorum tanımıyorum da zaten önceden de böyle miydi? Yoksa Zeynep'in ardından ofise mi gelmek istemiyor? Psikolojisi çok kötüymüş. Yahu ben hayat arkadaşımı çocuklarımın annesini kaybettim ki üst üste üç kişiyi toprağa verdim bir ayda benim psikolojimin niye bozulmaya izni yok. Hayır ben duygusuz bir insan mıyım? Abi ben çok mu dayanıklıyım ölüyorum ya acıdan..."
Koskoca adam arkadaki koltuğa çöktü daha fazla ayakta duramadan elleriyle yüzünü kapattı, yanına oturan Erva derin bir nefes aldı." Sen güçlü, karakterli, sorumluluk sahibi, kendinden önce sorumlu olduğun insanların ihtiyaçlarına acılarına saygı gösteren bir adamsın. Yanın da olması gereken sana güç vermesi gereken yakınlarını kaybettin. Bak ben anlıyorum bile diyemiyorum çünkü asla senin acılarınla, kayıplarınla boy ölçüşecek acı kayıplarım olmadı. Keşke acını dindirmek elim de olsa yükünü hafifletmek."
Yanındaki kadının dingin sesiyle sakinleşen Emir kızlarına başını çevirip baktı. "Biliyor musun Erva çok korkuyorum, bana bir şey olursa kızlarıma ne olacağından da onları yalnız başıma büyütmekten de korkuyorum. Zeynep öyle bir kadındı ki o hepimizi çekip çeviren bir bilgisayar gibiymiş her şey o kadar düzenli ki evde her şey Zeynep'in düzeni. O kadar iyi tanzim etmiş ki bozmaya değişmeye imkan yok." Yumruk yaptığı elini dizine vurarak "ama ben o evde nefes alamıyorum. Karımın kokusunun sindiği o yatağa yatamıyorum. Havlulara yüzümü sürmeye korkuyorum o katladı diye üstümü başımı değişmek istemiyorum. Onun dokunuşları hayatımdan kaybolacak diye ödüm kopuyor. Ben Zeynep'i hep sevdim, küçüktü kardeşim gibi büyüdü arkadaşım gibi ve bir gün ailem Zeynep gelinimiz olsa dediğinde bambaşka bir gözle bakıp kalbime işledim onu. Onu sevmek o kadar kolay emeksiz bir şey ki sevmemek için kalpsiz olmalısın. Ama ben Zeynep'e hiç bir zaman onun bana baktığı aşkla bakamadım ben Zeynep'e hiç aşık olmadım. Sınırsızca sevdim benim için aşk denen şey faraza bir şeydi de Zeynep'in aşka aşık tarafına bile kızardım çünkü veremediğim tek şeydi. Şimdi kendimi o kadar büyük bir borcun altında hissediyorum ki nefes alamıyorum. Ona layık bir adam değilmişim bunu şimdi anladığım için kendimden nefret ediyorum."
"Emir bunlar çok özel şeyler keşke benimle değil de Zeynep ile konuşabilseydin zamanın da. Ben Zeynep'i bildim bileli sana aşık evlenmeseniz de aşık olarak kalacaktı. Sen onu severek onun hayatını paylaşarak ona sonsuz bir mutluluk verdin. Zeynep senden hiç bir zaman kötü bir şekilde bahsetmezdi. Hatta o sana kendini borçlu hissediyordu lütfen artık bu alacaklı sevgi durumundan çık." Eliyle kalemlerle oynayan Devrim'i gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ısmarlama Aşk
General FictionYeniden nefes almak gibiydi. Tanıdığı ses. Tanımadığı duygular! Utanç! Korku! Özlem! Aşk.. Hele şimdi asla olmaz!..