------VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN!------
"K-Kutay.."diye fısıldadı oğlan en esrarlı tonlamayla.
Kutay isminin bu kadar güzel bir tınıya sahip olduğunu işitmemişti daha önce. İsmi bu kadar güzel miydi sahiden ? Keşke hep ismi böyle çağrılsaydı..Kutay dudaklarını oğlanın ince ve yumuşak derili beyaz boynuna bastırırken dilinin ucuyla hafifçe bastırdı altında kıvranan oğlanı titretirken.
Uygar'ın çırılçıplak bedeni üzerinde kendi çıplak göğsü dururken göğüs kafesinden fırlayıp ritmik bir biçimde onun teninde çarpıyordu varlığından bir haber olduğu kalbi. Sıcacıktı. Çok sıcaktı teni ve Kutay sobaya yanaşırcasına yanaşmaktan geri duramıyordu. Sanki buz tutmuştu soğuktan ve o an en cazip sıcaklık soba gibi iç ısıtıcı olan Uygar'ın bedeniydi.
Uygar'ın boynunu dişleri arasında ezip emerken Kutay zevk dolu bir inleme koyverdi. Oğlan titrek bir nefesle Kutay'ın koyu kumral saçlarına parmaklarına doladığında ise Kutay kafa derisinin alev alev yandığını hissediyordu.
Sanki Uygar parmak uçlarında alevden meşaleler tutuyordu ve her dokunduğunda oğlanın saç derisi yanıyordu.
Yanlış hapı içen oydu, onun yerine daha da kuduran Kutay idi. Ve hapsız bile çarpıntıdan kasılıyordu kalbi.Kutay sertçe oğlanın boynunu dişlerken altındaki yumuşak sesli iniltilerle birlikte zevk suyunun aktığı organını avuçladı hafifçe.
Uygar'ın tümsekleşmiş pembe uçlarını dilinde ezerken hiç bir şeyin tadının bu kadar lezzetli olabileceğini düşünmüyordu. Aromatik bir yemekte, tatlandırıcı dolu bir tatlı da asla sadece"ten tadı" olan bir göğüs ucunun lezzetini veremiyordu. Aslında bir tadı olmamasına rağmen tüm tatlardan aromatik ve lezzetliydi çünkü oğlanın minik tümsekleri.
Kutay dişlerini hafifçe uçlara sürterken tek eliyle kendini okşamayı sürdürüyordu. Altında titreyen ve yay gibi gerilen oğlanın her hareketinde daha da sabırsızlanıyordu ve sakinleştirmek için kendine biraz dokunması gerekiyordu. Uygar'ın uçlarına diliyle sert bir darbe bırakırken oğlanın ağlarcasına çıkardığı tiz iniltiyle birlikte adını çağırdı.
"K-kutay..."diye inledi Uygar. "D-Dayanamıyorum....Nolur.."
Kutay biraz korkuyordu.
Birincisi bir erkeğe dokunmamıştı ikincisi hiç arkadan ilişki tecrübesi olmamıştı. Ve üçüncüsü hiç el değmemiş bakir bir bedeni kontrol etmek zorunda kalmamıştı.Ve itiraf etmesi gerekirse anlık zevkler haricinde bir daha görüşmeyeceği yüzeysel insanların o an ne hissettiğini çok da kafaya takmadan kendi zevkini umursamıştı ; can yakmaya çekinmeden.
Ama canını yakmak istiyordu ve canını yakmamak da istiyordu eş zamanlı olarak.
Kutay dudaklarını oğlanın ufacık karnına gezdirip öpücükler kondururken yavaşça kasıklarına doğru ilerledi.
Kutay daha önce oral da yapmamıştı. Yaptırmıştı. Ama yapmamıştı. Hele bir erkeğe sakso çekme ihtimali bir saat öncesine kadar kıyametin alameti makamında bir "imkansızlık senaryosuydu."
Dilini oğlanın kasık hattında gezdirirken ufak pembeliğe bakındı dudaklarını ısırıp.
İğrenmesi ve geri çekilmesi gerekirdi.
Ama Kutay o ufak şeyin ağzına tam sığacağına ve tek lokmada yenebilecek olduğuna o denli emindi ki...Sanki bütün bir dilim pastayı ağza atmak kadar lezzetli o kadar kreması ağzında dağılıcı şekilde tam diline yayılacağını düşünmek haricinde pek de bir şey geçirmiyordu aklından.
Dudaklarını pembeliğin ıslak ucuna bastırırken titreyen oğlan çığlık kadar tiz bir iniltiyle saçlarını kavrayıp ensesinde tutamları okşadı Kutay'ın. Parmak uçları alevlerde yakıyordu ve buz gibi denizlerde dolanıyor hissi bırakıyordu.
Kutay onun erkekliğini diliyle okşarken saçlarının okşanmasıyla birlikte boğuk bir nefes bıraktı pembeliğe sıcak nefesiyle.
Uygar'ı ağzına alırken dudaklarının arasında kıstırdığı pembelikte dilini bastırıp ağzından çıkardı ve sesli öpücükler kondurdu. Diliyle yeniden okşayıp ıslatırken sıcak ağzına geri alıp yeniden öpücükler kondurdu,dilinin ucuyla baş kısmına vururken yeniden ağzına aldı oğlanı.
Uygar'ın dudakları arasından ağlamalı bir sesle duyana dek Kutay ismini bu denli güzel ve hoş olduğunu dahi bilmiyordu.
"Kutay..."diye fısıldadı Uygar lacivertlerin en derinine bakan uzun kirpikli ahu gözleriyle.
"Bambi?"diye fısıldadı Kutay yutkunup.
Uygar eğilip dudaklarını Kutay'ın dudaklarının arasına bırakırken Kutay ikisinin dilini de Uygar'ın tadına bulayıp altındaki bedeni sıkıca kavradı. Uygar kollarını Kutay'ın boynuna dolarken bacaklarını da sırtında birleştirdi.
Islak,sıcak yumuşak ve krema kadar ağızdan dağılan narin dudaklar. Kutay oğlanın dilini dudakları arasında emerken kendi sertliğini oğlanın sertliğine bastırıp boğukça inledi ağzına.
"Ah!"
Kutay oğlanın alt dudağını ezip daha da sertçe çekiştirirken sabırsızca kendi sertliğini onun sertliği üzerine bastırıp sürtünmeyi sürdürdü.
Uygar can simidine tutunur gibi Kutay'ın boynuna sarılırken Kutay hızla kendini oğlana sürte sürte bastırdı sertliğini.
Uygar ağzına tatlı tatlı fısıldıyordu.
Ve Kutay o vakte kadar büyü denen şeyin oğlanın tatlı dilinden geçen bir şey olduğunu bilmiyordu.
Büyülüyordu.
Kapılıyordu.
"İçimde istiyorum.."diye inliyordu Uygar dudakları dudaklarında nefesi nefesindeyken.
Kutay iri badem biçimli kahvelerin Bambi gibi titreşen harelerine bakarak oğlanın karnına boşaldığında Uygar'ın sıvısının kendi karnına akmasının verdiği tatlı sıcaklıkla daha da boğuk bir inilti koyverdi.
Altındaki oğlan sulu kahveleriyle aralık dudaklarıyla nefeslenirken Kutay boğuk bir sesle fısıldadı.
"Gece yeni başlıyor Bambi.."diye fısıldadı Kutay oğlanın boynuna burnunu gömüp derince solurken. "Bu gece seni kendime çalacağım...Sadece ben varım..."
Biliyordu Kutay.
Oğlan Tayfun itine aşıktı.
Ama bir gecelik de olsa, Kutay için nefesleri çarpsın ve kalbi atsın istiyordu çaresizce.
Uygar bir gecelik Kutay'a öyle Bambi gözleriyle baksın istiyordu Kutay.
Çok mu şey istiyordu ki ?
------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Perde
Romance"Hiç sevilmemişsin,sevdiğin ise meçhul!"diye gürledi ceylan gözleriyle. Sevmek ve sevilmek nedir özenle ince ince öğreteceğini bilmeden...