Haber

12 1 1
                                    

Daha demin almış olduğum haberlere göre insanlar yavaş yavaş ölüme sürükleniyordu. Yeni yayılan virüs insanların akıllarına oyun yapıyor ve yavaş yavaş öldürüyordu. İnsanlar herşeyi unutmaya başlıyor ve gün geçtikçe nefes alıp vermeyi dahi unutuyorlardı, bunun sonu ise ölümdü. Çok korkunç ancak acı bir gerçekti daha olduğum bölgede vaka görünmemişti bu durumdan dolayı tüm ülke karantinaya alındı. Karantinayı ihlal edilenler ve protesto etmeye kalkışanlar elektronik bir silah ile vuruluyordu bu silah iç organlara çok büyük hasar veriyor ve patlama yaratıyordu. Ancak benim burda kalmam güvenli değildi. Aklı dengesi bozuk ve bıkmış çoğu kişi evde intih.ra kalkışıyordu ve artık burnuma kendi binamdan leş kokuları geliyordu. Burası güvenli değildi insanlar artık sokaklara çıkamaz oldu.
.
Neredeyse 12 gün geçti evimde yiyecek kalmadı eğer markete gitmezsem açlıktan ölebilirdim elektrik kesintisi yaşandı göz gözü görmüyor idi. Telefonumun flaşı ile binadan çok sessiz bir şekilde ayrıldım. Sokaklar çok tenhaydı her an üstüme birisi atlayabilirdi,flaşı kapattım ve karınca adımlarla markete gidiyordum, arkamdan bir ses yükseldi.

-Kimsin?

Kahretsin yakalanmıştım ancak yüzümü saklayarak burdan kaçmam gerekiyordu. Kendimi hazırladım tch kahretsin telefon ve azıcık para haricinde yanımda alet yoktu ve kolay lokma olacaktım. Sessiz ve sakin bir şekilde konuşmaya çalıştım.

-Acıktım evimde yiyecek kalmadı.

Adam yumuşak adımlarla yaklaştı ve elime bir bisküvi verdi.

-Evlat sokağa çıkma. Bu son uyarım ve şimdi evine git.

Koşar adımlarla evime gittim burası terkedilmiş bir şehirden farksızdı insanlar yabanileşiyordu. Telefonumun şarjı bitmek üzereydi ancak yine de flaşımı açıp çanta hazırladım içine adamın verdiği bisküvi ve yolda içebilecek kadar su ve keskin bir jilet ile çakı ilk yardım çantası ve ilaçlar hepsi tamamdı daha sonra aklıma evde fener olduğu geldi ve koşarak feneri aldım telefonumu tamamen kapattım ve çantama attım. Yola çıkmaya hazırdım ve binadan çıkarken merdiven altında birileri olduğunu gördüm. Kahretsin şimdi ne yapacaktım! Sesler yükseliyordu bir adam küçük çocuğu sıkıştırmış ve malzemelerini çalmaya çalışıyordu. Görmezden gelmem gerekiyordu ancak yapamadım elimde ki jileti adama sapladım. Çocuk çığlık attı ve korkmuş gözlerle bana bakıyordu ancak bu... Bu çocuk normal değildi çok tuhaf gözleri ve yaşlı bir teni vardı ilk başta gülümsedi daha sonra sesli bir şekilde kahkaha atmaya başladı. Korkuyordum çok korkuyordum jileti elimden düşürdüm ve ne yapmam gerekiyordu bilmiyordum. Çocuk yaklaştı ve birden sesi değişti o masum korkmuş çocuk ve bu çocuk aynı değildi kaçmaya çalışsam da ayaklarımı hareket edemiyordum.

Çocuk:Bu akşam görmüş olduğum en lezzetli et sensin. Puhhahha

Ne! Ne ben.. beni bir kurban olarak görüyordu ve beni yiyecek miydi? Siktir! Bu durumda olmamalıydım burdan kendimi kurtarmalıydım derken çocuk üstüme atladı ve çantamı arakladı.

-İstersen sana bisküvi verebilirim.

Çocuk:et istiyorum.

-Ancak yanımda sadece bisküvi var.

Çocuk:Seni yiyeceğim. Puahahha

Çantayı elinden kaptım ve başardım yerde ki jileti alarak çocuğa sapladım kahretsin hiç bir boka yaramadı! Arkama bakmadan çantam ve elimde ki jiletle kaçtım. Dışardaydım sessiz olmam gerekiyordu ancak çocuk beni takip edebilirdi bu yüzden hızlı davranmam gerekiyordu. Arabaların altına sürünerek girdim ve 5-10 dakika boyunca burda bekledim kimse yoktu. Tam zamanı diyerek sürüne sürüne mahalleden çıktım. Bir market vardı ve içerisi darmadağın idi. Yerde bulduğum bazı paketli şeyleri çantaya doldurdum ve ara mahallelere girerek yoluma devam ettim burda elektrik kesintisi yoktu ancak insanlar o kadar çok vahşileşmişti ki çığlıklar bağırışlar haricinde başka ses yoktu. Korkuyordum ancak yine de devam ettim kurtuluş yolum tek buydu önümde bir araba vardı ve arabanın üstünde küçük dolu bira şişeleri arkasında ise bir adam vardı. Adam beni gördü ve sırıttı. Serhoş idi ve iğrenc kokuyordu elinde ki sigarayı yere attı ve bana doğru gelmeye başladı. Kahretsin ne yapacaktım kaçmaya çalıştım ancak ara mahallede bu tiplerden fazlasıyla vardı arkadaşları olduğunu düşünüyorum bunlar sadece bu durumdan yararlanıyorlar elimde ki jileti çıkardım ancak adam korkmadı bile ve daha da yaklaştı.

Üst düzey birliği

Ekip olarak iyi ilerliyorduk güzel gelişmeler aldık. Ancak takım kaptanı bendim ve ekiptekiler çok sorun çıkarıyordu bu ekibi kuran Erwin Smith bu sıralar sadece kardeşinin derdine düşmüştü. Ekipçe kardeşinin olduğu bölgeye gidecektik ancak bunu kaçak yollarla halledecektik. Mao Smith yani Erwin'nin kardeşi çok zeki bir kız olduğunu duymuştum ve onun aklından yararlanmayı düşünüyordum. Olduğumuz bölge de virüs yok karantina yok ve normal yaşam gibi sadece dışardan gelen misafirleri veya ticaret ürünlerini kabul etmiyoruz umarım Mao denilen velette virüs yoktur tch zaten bir bu eksikti.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 20, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

-Attack On Titan- İnsanlık Adına/Virüs Levi AckermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin