**Doğu**
Kaşlarımı çatıp gömleğinin düğmelerini açmaya çalışan çocuğun hızla bileklerini tutup engel oldum ve "Uzay saçmalama!Gel gidelim artık.Herkese rezil olduk zaten."dedim dişlerimin arasından.Bir milletin önünde soyunmadığı kalmıştı amk!Hayır tandık falan çıkabilir ve onun erkek olduğu anlaşılabilirdi.
Uzay'ı zor bela zapt edip elinde ki içki şişesini yere bıraktırdıktan sonra bileğini tutarak peşimden sürükleyip bardan dışarı çıkarttım.Bardan çıkınca hız kesmeden onu sürükleyerek arabama götürdüm.
Arabanın önüne gelince Uzay bileğini tutuşumdan kurtarıp geri geri gitti ve "Sen-"dedi 'n' harfini uzatarak duraksayıp ardından hıçkırdı ve"Senin yüzünden sevkilim gitti biç heriv."dedi bütün imlayı sikip atarak ve ardından deli gibi gülmeye başladı.
Bu hallerine göz devirip yeniden kolunu tutmak için uzandım ama geri gidip "Dokunmağa banağa!"diye şarkı söyler gibi bağırdı ve yine deli gibi gülmeye başladı.Allahım sen bana sabır ver yarebbim!
Ben dilimin altında bildiğim bütün sabır duğalarını okurken,Uzay bir anda ağzını tuttu ardından yüzünü buruşturup hızlıca yere çöktü ve karnını tutarak kusmaya başladı.Elimi alnıma vurup sesli bir şekilde ofladım ve arabımın bagajına ilerleyip içinden su alıp Uzay'ın yanına geri döndüm.
Onun gibi yere çöküp suyu avcuma dökerek minik yüzünü ve ağzını yıkadım ardından suyun birazını avucuma döküp ağzına yaklaştırdım ve "Hadı suyla ağzını çalkala,ağzında ki acı tat gider."dedim yumuşak çıkarmaya çalıştığım sesle.
Beni ikiletmeden ağzını avcuma yaklaştırıp suyu ağzına doldurdu.Avcumla temas eden dudakları karnımın kasılmasına neden olurken sertçe yutkunup avucumu ağzının önünden çektim.Hızlıca ayağa kalkıp saçlarımı ıslak olmayan elimle karıştırdım,N'oluyordu bana lan?
Uzay alttan bana bakıp suyu kendi avcuna döktü ve bir kaç kez daha ağzını çalkalayıp yere tükürdü ardından ayağa kalktı ama bir anda sendelediği için düşmesin diye kolumu beline sarıp kendime çektim.Biraz fazla güç kullanmış olacağım ki Uzay kucağıma düşmüş ve kafası omuzuma yaslanmıştı.
Derince yutkunup saçlarından yükselen portakal kokusunu görmezden gelmeye çalıştım.Niye güzel kokuyordu bu amına koyayım? Yeni kustun sen portakal değil kusmuk koksana gerizekalı? Harika! Bir çocuğa güzel kokuyor diye kızmadığım kalmıştı! Kesinikle deliriyordum.
Ben kendi içimde kavga ederken Uzay'ın bir anda omuzları titredi ve ardından sesli bir şekilde burnunu çekti.Afallayıp belini bırakmadan kafamı geri çekip yüzüne baktım.Ağlıyordu...
Uzay hıçkırarak ağlarken kafasını omzumdan kaldırdı ve yüzüme bakıp "Beni dinlemedi bile Doğu! -hık-Ben ona açıklama yapmak için uğraşırken,onun için-hık- ağlarken, o evine başka birisini aldı! O çocuğu gözlerimin içine bakarak öptü! Hiç mi-hık-hiç mi sevmedi beni? Niye yaptı ki?"dedi son cümlelerinde kafasını tekrar omuzuma yaslayıp daha şiddetli ağladı.
Dişlerimi sıktım.Şerefsiz herif Uzay'ı zerre haketmiyordu.Ulan ben hayatım boyunca böyle sevilmeyi bırak seveni görmemiştim bile.Nankör herif.İnsan bir dinlerdi lan.Tamam belki bende aynı sahneyle karşılaşsam deliye dönerdim ama daha üstünden 24 saat bile geçmeden başkasıyla da düzüşmezdim aq.
Kolumu bir kadına göre gayet geniş ama bir erkeğe göre küçük olan omzuna dolayıp ona sarıldım ve "İnan bu kadar üzülmeni haketmiyor Uzay.Sana bir açıklama yapma şansı bile tanımıyor,üstüne başkasıyla oluyorsa o herif senin sevgini haketmiyor."dedim.
Burnunu sesli bir şekilde çekip kollarımın arasından çıktı ve benden tamamen uzaklaşıp "Sen ne anlarsın ki! Zaten her şey senin yüzünden oldu."dedi kaşlarını çatarak.Böyle de kediye benziyordu şerefsiz.
Nefesimi dışarı verip "Benim yüzümdem olmadığını biliyorsun.Evet olayı ben tetikledim ama demek ki oda ayrılmaya bahane arıyormuş,baksana bir çırpıda sildi seni."dedim sakince.O yavşak herifi savunması sinirimi bozuyordu.Zaten bana attığı yumuruğu telafi edememiştim.
Bana sinirle bakıp "Öyle değil! Tuna beni seviyordu!Sen olmasaydın ayrılmazdı!Hem sen ne anlarsın ya?Hayatından hiç terk edildin mi?"diye çemkirdi.
Alayla gülüp "Ben ne anlarım öyle mi?"dedim sertçe.Ona yaklaşıp hızla kolunu kavrayıp kendime çektim ve "Aslı'yla neden evlenmedim biliyor musun Uzay?Aladttı beni!Hemde kuzenimle! O yüzden bana terk edilmekten yada kazık yemekten sakın bahsetme."dedim yeşil gözlerine bakarak.
bu dediğimle duraksayıp yutkundu ve "Ben özür dilerim.Bilmiyordum."dedi kısık bir sesle.
Sanırım sarhoşluğu tamamen geçmişti.Nefesimi dışarı verip ona yaklaştım ve bana oranla küçük olan elini tutup "Bak ne kadar acı çektiğini biliyorum,inan bana anlıyorum da.Birilerini suçlamak ve öfkeni ondan almak istiyorsun ama Uzay sende biliyorsun Tuna seni gerçekten sevse dinlerdi,dinlemese bile başka biriyle olmazdı."dedim kısık bir sesle.
Yüzünü buruşturup yine ağlamaya başlayınca iç çekip kafasını omzuma gömdüm.Neden onun üzülmesi bu kadar canımı yakıyordu ki?
Kızıl saçlarını okşayıp "Seninle bir gece dışarı çıktık bir dizilik olay oluştu amınakoyayım ya."dedim şakayla karışık,ağlamasını istemiyordum.
Bu dediğime ağlamaları arasında gülerken kedi gibi omzuma sürtünüp bana biraz daha sokuldu.Mal gibi çarpan kalbime bir küfür savurup kolumla belini sardım sıkıca.Omzumda biraz daha ağladıktan sonra düzenli çıkan nefesleri yüzünden uyuduğunu anladım.
Mal,ayakta uyumuştı resmen.Kafamı iki yana sallayıp ağır olmayan bedenini bir kolumu bacaklarının arkasanıdan bir kolumuda belinden geçirerek kucağıma alıp arabaya taşıdım.
Ne bitmez geceydi ulan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı | Gay
Fiction générale+18 |Tamamlandı|√ • • Doğu kıp kırmızı olmuş bir şekilde,sakinleşmek için derin derin nefes alıp eliyle yüzünü sıvazladı ardından put gibi elimde ki tepsiyle dikilmiş beni gösterip "Erkek lan bu!Hem de askerlik arkadaşım olan bir erkek!"diye bağırd...