Acıyı Soğukta Unutmak

113 10 13
                                    

İnsan çok garip bir canlıdır. Bazılarının dışından baktığında soğukkanlı buz gibi biri gözükür.
Bir buz kütlesinin içinde olan bir canlı düşünün. İnsanlar işte böyle görür. İçi ile dışı aynı. Hadi bir düşünün o buz kalıbını erittiğinizde o varlık ortaya çıkar. O buzdan çözüldüğünde aslında daha farklı bir kişiliği ortaya çıkar. Ama benimki böyle değil. Benim kişiliğim o buzun hiç erimemesi, içten bile o buzun olması, hissedilmesi. Şöyleki bana çok sevdiğim, saygı gösterdiğim biri "Her gecenin ardından bir gündüz gelir" demişti. Ama benim gecem bitmeyecek, o aydınlık gündüzün ışığını asla göremeyeceğimi çok iyi biliyordum.
Yazardan
Kışları sokağa çıkmayıp ailenizle evinizde oturup sohbet ettiğinizi düşünün. Kışın sokaklarda sadece 1 kız var. Sokakların ışıklarının tam yanmadığı sessiz, uğultusuz sokaklar. O sokaklarda sersem bir şekilde yürüyen bir kız. Herkes o kızı içi kötü, içkici biri diye düşünür. Sebebi gecenin bir yarısı sokakta sersemleyerek dolaşıyorsa onu tekin olmayan biri zannederler. Ama o sokaklarda dolaşan kız tek birşey için orada. Acısını soğuklarda unutmak. O kız sersemleyerek yine yürüyordu o buz gibi sokaklarda. Yüzü kan, dudağı patlamış, ellerinde izlerle zar zor yürüyen , gözlerini kapatmış rüzgara boyun eğiyor, yaralarına  adeta buz değdiriyordu. Gözlerinin altı mor torbalarla kaplanmış, dudağında küçük kesikler oluşmuş, nefes almakta zorluk çektiği göğüs kafesi oynerken yüzünün acıyla buruşmasından belli. Kollarındaki izlerden bazıları kurumuş, kabuk tutmuş sanki yeni acıyı bekliyorum diyordu.
Kollarındaki bazı izler o kadar derindiki soğuk o yaraya işleyemiyor hatta kızın tabiriyle uğramıyordu bile. Rüzgarın dili olsa o yaranın asla iyileşmeyeceğini hiçbirşeyin ona etki etmeyeceğini derdi. Ellerindeki bir parmağın etrafı kanla kurumuş tırnaklarının içine kan girmiş, eli soğuktan morarmıştı. Bacaklarının birinden kanlar damlıyordu. Kızın yoluna kanlar eşlik ediyordu. Saçları rüzgardan arkaya gidiyordu. Her bir saç teli binlerce acıyı içine hapsediyordu. O saçlara dokunsan uçup gidecek, binlerce acıyı kusacaktı. Kıyafetlerindeki kanlar adet kırmızı boyaya batırılmıştı. Üzerindeki beyaz tişörtte kan adeta yol yapmış , tişörtün heryerinde küçük kandan kollar oluşmuştu. Özenle yapılmış gibi duruyordu. Bu kız sanki kendinde değildi. Vücudunda  birşey yokmuş gibi sokaklarda dolaşıyordu. Sokaklar bu kızın adımlarından dolayı ses çıkarıyordu. Her attığı adımda sokaklar sessizliğinde çığlık atıyor, kız durduğunda sokaklarda susuyordu. Kızın gözyaşları yere aktıkça sokaklar küçük acı sesler  çıkarıyor sanki ağlıyordu kızla birlikte. Kız durdu arkasına baktı yerlerdeki kanlara baktı gülümsemeye çalıştı sonrada önüne döndü. Yürümeye devam etti. Yine bir anda durdu. Etrafına baktı kendine gelmişti. Ağlaması şiddetlendi. Hıçkırıklara boğuldu. 1 saat aralıksız ağladı ama ağlayan tek o değildi. Onla birlikte sokaklarda ağladı. Neydi bu, neden her gece ağlıyordu. Ruhsuzmuydu, delimiydi, aptalmıydı. Hiçbiri değildi. Kız ayağa kalktı yürümeye devam etti.
Bölüm nasıldı diye soracağım ama okuyan kimse yok çünkü daha yeni katıldım. Neyse iyi okumalar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 20, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlıktaki IşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin