1

100K 461 40
                                    

Parmak uçlarımda yükselerek bir tabağa daha uzandım. Kasıklarımda hissettiğim sancıyla geriye doğru sendelemem bir oldu. Dişlerimi dudaklarımın arasına bastırarak, ağrının yükünü sırtlandım. Dizlerimin üzerine eğilerek, cenin pozisyonu geldim. Zeminin soğukluğu, bedenimi tesiri altına almıştı.

Bir haftaya yakındır seks yapmıyordum, daha doğrusu yapamıyordum.

'Yan Komşum' dan bir yeni mesaj.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle irkilmiştim.

Olduğum yere çivilenmiş gibi hareket edemiyordum. Birkaç dakikanın sonunda tezgahın üzerindeki telefonuma uzandım ve gelen mesaja tıkladım.

Yan Komşum: "Birazdan sendeyim."

Mesaj kutucuğuna bakmaya devam ederken yüzüm istemsizce buruşmuştu.

Kapının kilit sesiyle düşüncelerimdem sıyrılıp, bana seslenişine odaklandım. Bu kadar çabuk beklemiyordum.

"Ekim ben geldim. Neredesin?"

Sesimin tiz çıkmasını umursamadan cevap vermeye çalıştım.

"Mutfaktayım."

Ayak seslerini daha yakından duymaya başlamamla buraya doğru geldiğini anlamıştım. Gözlerimi sıkıca kapatıp, ağrının beni ele geçirmesine olanak sağladım.

Belimde hissettiğim sert kuvvetle, bedenimi ele geçiren soğukla yollarımız ayrılmıştı. Ensemi gıdıklayan nefes alış verişleri, yüzümde ufak tebessüme sebep olmuştu. İçimden kendime küfür savurdum. Ağrıya göz yuman gözlerim, birbirini tamamlaya devam ediyordu. Sarsılan vücudum ile mutfaktan çıktığımıza emin oldum. Ağır ağır yürüyordu. Merdivenin gıcırtılı sesleri sayesinde, odama çıktığımızı anlamıştım.

Burnuma dolan parfümünün kokusu, beni iyice mayıştırmıştı. Sırtımdaki kuvvet son bulduğunda, beni yatağa yatırdığını hissedebiliyordum. Gözlerimi bir an olsun açmıyordum. Ne o ne de ben bir tek cümle kuruyorduk. Bacak aramda hissettiğim sertlikle üstüme çıktığını anlamıştım. Şu an buna hazır olmadığımı söylemek için gözlerimi açıyorken, dudaklarımda hissettiğim ıslaklıkla tekrar kapatmak zorunda kaldım.

Dişleri dudaklarımın arasında gidip geliyordu. Diliyle daireler çiziyor, parmaklarıyla boynumu kavrıyordu. Ona kolaylık sağlamak için, dilimi diliyle buluşturdum. Bu hareketim yüzünden mi bilmiyorum fakat kısık kısık inliyor, kendini bana bastırıyordu. İşin ciddiye bineceğini anladığımdan, dudaklarımı dudaklarından ayırdım.

"Yağmur şu an olma-"

Cümlemi bitirmeme izin vermeden tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Sancım tekrar kendini göstermeye başladığında altında kıvranmaya başladım. Bana daha çok sürtünüyor, dudaklarımı ısırıyordu. Boğuk inlemesiyle dudaklarımı bırakıp, boynuma yöneldi. Parmaklarımı saçlarına daldırdım ve çekiştirmeye başladım. Kafasını gömdüğü yerden söylene söylene çıkardı ve gözlerini gözlerime dikti. Yüz hatlarını hiç bu kadar yakından incelememiştim. Dolgun çenesi sinirden gerilmiş, ela renkleri ateş püskürtüyordu. Göz altları biraz morarmış, uykusuz kaldığını ima ediyordu. Burnunun üstünde çilleri olduğunu yeni fark ediyordum. Dikkatli bakıldığında anlaşılıyordu. Dudakları ise az önce yaşananları simgelercesine kızarmıştı. Cildi fazlasıyla kusursuzdu.

"Beni izlemen bittiyse işimize devam edelim?"

Dudakları arasından dökülen kelimeleri zar zor idrak edebildim.

"Yağmur bugün olmaz. Çok ağrım v-"

Kısık bir şekilde inledim. Cümle kurmakta bile zorlanıyordum. Hala üstümden kalkmayan Yağmur, beni süzmeye devam ediyordu. Bakışlarına aldırış etmeden kıvranmaya devam ettim.

"Hastaneye gidelim."

Sesi oldukça katı ve sert çıkmıştı. Sanki aksini söylemek istesem dinlemeyecek yine kendi bildiğine gidecekti.

"Allah bilir hangi piçin dölü yüzünden bu haldesin."

Son sözleri üzerine gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"Ben kimsenin altına yatmadım! Çabuk sözünü geri al ve hemen üstümden kalk!"

Alaycı bir şekilde gülmeye başladı. İçimden bir şeylerin kırılmış olduğunu hissediyordum.

Üstümden hızlıca kalktı ve beraberinde beni de kolları arasına aldı. Ona direniş dahi gösteremiyordum. Yatakta oturur pozisyona gelmiştik. Parmaklarıyla çenemi kavradı ve yüzümü odak noktası haline getirdi. Bir kez olsun yüzüne bakmıyordum. Kendini biraz daha yaklaştırdı ve dudaklarıma kısa kısa öpücükler bırakmaya başladı. Gözyaşlarımı umursamadan öpücüklerine karşılık vermeye başladım.

"Artık gitsen iyi olacak."

Sesimde kırıklara yer vermemek için büyük çaba sarf ediyordum. Aklım hala söylediklerindeydi. Yalnızca sanaldan sexting yaptığımı biliyordu. Zevkten ya da tatmin olmak için yapmıyordum, yalnızca para içindi.

Her şey para için.

"Ekim, benimle para karşılığında şu an beraber olur musun?"

22/01/2022
Cumartesi.

Her Şey Para +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin