♤KİBRİT♤

♤SAKLAMBAÇ♤

Multi♤...
.
.
.
.
.
.BAŞLAMADAN ÖNCE YILDIZ TUŞUNA BAS...
.
.
.
.
.SATIR ARALARINA YORUM YAPMAYI
UNUTMAYIN...

《Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer ve bilirsin,o nehir asla durmaz》

YAZARIN ANLATIMI....

Afra silahı ile oyalanırken salona giren cesura kısaca bakıp elindeki silahla ilgilenmeye devam etti,
Cesur afranın karşısına oturup onu izlemeye başladı,
"Görev var" dedi sakince,
Afra başını kaldırmadan onu onaylayan mırıltılar çıkardı,cesur,içeri giren lara ve kargaya bakıp oturmalarını bekledi lara afranın oturduğu koltuğa oturduğunda karga da çaprazında duran tekli koltuğa oturmuştu,afra silahını beline koyup cesura bakmaya başladı.

Cesur boğazını temizleyip görevi anlatmaya başladı,
"Cemal kürekçi,58 yaşında,o'da diğerleri gibi kadın ticareti ve silah tacirliği yapıyor,
Kazandığı paraların yarısını arsalara kalanını da elmaslara yatırıyor,gelen bilgide,Dünyanın en büyük üçüncü elması olan 'The Incomparable' 1984 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde MIBA Elmas Madeni'nde bulundu. Ham hali 890 karat olan taş kesildikten sonra 407.5 karata düşmüştür. Bu taşın değerinin 20 milyon dolar civarında olduğu söylenmekte. Kesilmeden önce dünyanın en büyük kahverengi elması olan The Incomparable tüm renkler arasında da 4. sıradaymış,
Anlayacağınız,fazlasıyla nadir bir taş" Sözleri bittiğinde kısa bir sessizlik olmuştu
Herkes birşeyler düşünürken afra aklındaki soruları sordu.

"Pis işlerle uğraştığına göre güvendiği adamlar var arkasında,evinin iyi koruduğuna hemfikiriz öyle değil mi?" Dedi aklındaki planı anlatmak için hazırlanırken,
"Evet gözetleme için çakar'ı yolladık,evin etrafında on koruma var" Afra konuşan kargaya bakıp başını salladı,
Slaytta elmasın olduğu ev çıkarken afra anlatmaya başladı anlatırken evin etrafını nasıl kuşatacaklarını eliyle bölgelere dokunarak gösteriyordu,
"Kolay olacak,Cesur ve sen silahlarınıza susturucu takıp kapıdaki adamları ortadan kaldırırsınız,çakar nişancı olarak evin arka tarafındaki tümsekte pusacak,
beklemediğimiz misafirler gelirse uzaktan halleder,ben içeri girip elması alırım,larada bizi yönetecek" planı anlattığında hepsi tekrar sessizliğe gömülmüştü planda pürüz çıkarsa diye ikinci bir plan yaptıktan sonra dağılmışlardı.

Afra kısa bir duşun ardından dolabın önüne geldi,siyah boğazlı bol bir kazak giyip altına kahverengi deri bir mini etek giydi,
Kazağını eteğin içine koyup siyah dizine kadar gelen topuklu botunu giyip saçlarını kurutma makinesi ile kuruttuktan sonra hafif pudra sürüp yeşil gözlerine likit çektikten sonra kirpiklerine rimel sürüp dudağına şeftali tonu mat bir ruj sürdü, saçını dalgalı haliyle bırakıp kahküllerini maşa ile düzelltikten sonra çantası ve arabanın anahtarını alıp kardeli beyaz kabanını giyip odasından çıktı.

Karga bahçede telefonla konuşurken afra ile göz göze geldiklerinde afra gülümseyerek göz kırptığında karga öpücük atıp telefon konuşmasına geri dönmüştü,afra arabayla bahçeden çıktığında klimadan yayılan sıcak hava bedenini mayıştırmıştı,kış aylarını seviyordu.

Bir iki tuşa bastığında radyo açılmıştı müziği duyduğu zaman yüzünde hafif bir tebessüm oluşmuştu,
Kül şarkısı çalıyordu Boranın onun için söylediği şarkıydı,sevdiği kısım geldiğinde şarkı sözlerine kısık bir sesle eşlik etmeye başladı.

"Kalbimde bir yerde bir orman yanıyor, Bıraktığın şarkılar sahipsiz susuyor,
Şiirler hep dargın dualar şifasız,
Ömrüme Mıhlanmış bir cümle
kül olur kalbindeki Zamanla,yana yana"
Yüzündeki gülümseme solarken kendini toplayıp müziği kapattı,
"Kül oldun kalbimde zamanla barbaros"
Dedi sessizce.