Liseye ilk başladığım zamanlar herşey yolundaydı ve kendi halimde zaman geçiriyordum. Hiç kimse ile sorunum yoktu. En azından ben öyle sanıyordum. Derslerim de gayet iyiydi. Hatta en sevdiğim ders Türkçeydi. Tabii Türkçe öğretmeni de beni çok seviyordu. Derslerde ki başarımı takdir eden Türkçe öğretmenimiz düzenlediği tiyatro da beni baş rolde seçti. Çok mutlu olmuştum ama bu mutluluğum uzun sürmedi. Okulu daha yeni yeni tanımaya başlıyordum. Bu yüzden çok fazla arkadaşım yoktu. Okulda her zaman ki gibi cama kafamı koymuş müzik dinliyordum. Kendimi Müziğin coşkusuna bırakmıştım ama birden Camın titremesiyle ve çıkan Gürültülü ses ile kendime geldim. Aşağı baktım ve bahçede iki kız gördüm. Beni aşağıya çağırdıklarını fark ettim. Kulaklığımı çıkardım ve bahçeye indim. Kızların benimle arkadaş olmak istediklerini fark ettim. Tabii ki de önce adlarını sordum. Birinin adı Ceren, diğerinin adı ise Beren'di. Beren'in bakışlarının endişeli olduğunu fark edince ne olduğunu sordum. Sanırım Ceren fark etmedim sandı ama ben Ceren'in Beren'i dürttüğünü gördüm. Daha sonra Beren hiç bir şeyin olmadığını söyledi ve ben bir şeylerin ters gittiğini anladım. Ceren ve Beren ile arkadaş olduk. Çok iyi anlaşıyorduk ama ben yine de dikkatli davranmaya çalışıyordum. Ertesi gün Ceren elinde hediye ile yanıma geldi. En Sevdiğim şeyin müzik dinlemek olduğunu herkes bilir... Tabii Ceren de bunu biliyor ve bu yüzden bana kulaklık ve MP3 almış. Çok sevindim ve içimden " Tamam, bu kız aynı bana benziyor. Neyi sevdiğimi de biliyor. Çok sevdim ben bu kızı çok. " diye söylendim. Ceren'le çok iyi arkadaş olmuştuk. Okula beraber gidip beraber dönüyorduk. Ta ki Ceren benim baş rolde oynadığımı üstelik, Ceren'in sevdiği kişi olan Burağın da benimle birlikte başrolde oynayacağını öğrenene kadar. Ceren tiyatro etkinliğini öğrendiğinden beri soğumuştu. Çünkü o da başrolde oynamak istiyordu. Üstelik sevdiği kişi ile birlikte. Benden soğudunu fark etmiştim. Zaten başta da bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. Yine de bana iyi davranmaya çalışıyordu. Gözümü o kadar kör etmiş ki Ceren'den başka arkadaş edinemedim. Pazartesi sabahı Ceren benle birlikte kahve içmeye gitmek istediğini söyledi. Anneme haber verdim ve Ceren'le okuldan sonra kahve içmeye gittik. Ceren'e babası araba sürmeyi önceden öğretmiş . Bu yüzden ben pek güvenmesem de arabayla gittik çünkü Ceren gideceğimiz yerin uzak olduğunu söyledi. Arabaya bindik ve yola çıktık. Bir süre sonra Ceren benzin almamız gerektiğini söyledi ve benden borç para alarak benzin almaya indi. Ceren arabadan indiğinde arabayı kilitledi. Neden böyle bir şey yaptı bilmiyorum. Aklıma bir çok şey geldi fakat " Ceren yapmaz. " dedim ve ger zaman ki gibi iyi niyetli bir şekilde saf saf bekledim. Kimsenin gelmediğini fark edince çok endişelendim. Yine iyi niyetle " Ceren'e mi bir şey oldu acaba? " dedim. Fakat bu sefer iyi niyetimin gereksiz olduğunu fark ettim. Saflığımdan dolayı kandırılmıştım.
Devam Edecek....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Jeep'li Prens
ChickLitÇok kıskanılan masum bir kızın hikayesi... Acaba Burak Ceren'i öldürebilecek mi...