3.BÖLÜM "ÖDÜL"

5.7K 342 21
                                    

Demi Lovato - This is me
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Tam oynamaya başlayacaktık ama o çocuk geldi ve "ben de oynayabilir miyim?" dedi. Elif ve ben ağzımız beş karış açık çocuğa bakarken. Barış bize ağzınıza tükürürüm ne diye çocuğa yicekmiş gibi bakıyorsunuz bakışı atıyordu.
Gözlerimi kısarak baktım ve " gerek yok. Zaten boşluğumuz yok. Eğer sen girersen eşit olmaz takımlar" dedim. Nedense bir anda böyle davranması sinirimi bozmuştu. Kendini beğenmişin teki. Ne olacak. Ne demişler Allah'ım sen bizi yüzü lokum huyu ***um gibilerden koru. Cidden de doğru edilmiş bi duaydı. Hatta cuk diye oturuyordu.

Sinir bozucu bir şekilde güldü ve "ama ben oynamak istiyorum. İsterseniz dışarıdan bir kişi daha alalım" dedi. Hah? Çok bilmiş şey. Bir o biliyordu zaten.

Diğerlerine bakıp yüzlerinden ne dediklerini anlamaya çalıştım. Barış, hafif kaşlarını çatmış çocuğa bakarken, Gökmen tek kaşını kaldırıp çocuğun davranışlarını kestiremiyormuş gibi bakıyordu. Elif de kaşlarını kaldırmış dudaklarını bükmüştü ve çocuğu gözüne tatmin olmamış gibi bakıyordu. Pınar kollarını göğüsünün üste bağlamış ve ifadesiz gözlerle bana bakıp omuz silkti. Eceye baktığımda sinsi bir gülüş atıp bir bana bir de şu çocuğa bakıyordu.  Anlaşıldı. Oynayacaktık ve oyuna yeni birinin daha girmesi gerekiyordu.

Olanları kabullenip başımı salladım ve "Tamam. Hadi git birisini bul gel." dedim. Ellerimi 'hadi git git' dercesine salladım ve sahaya girdim. O da arkasına döndü ve yeni kişiyi çağırmaya gitti.

Elif yanıma gelip "kanka. Bu çocuk senden hoşlandı benden söylemesi" dedi gülerek. Tek kaşımı kaldırak ona inanamayan bakışlar attım.
"Ne var yalan mı. Bakışlarını görmedin mi çocuğun. Taş gibi çocuk kaçırma derim" dedi.

"Kimmiş o taş gibi olan çocuk" dedi Barış kuşkuyla. Elifle bakıştıktan sonra " hiç... hiç kimse..." dedim tedirgin bir gülümlemeyle. Bana baktıktan sonra bakışlarını tekrar Elif 'e döndü. Barış "emin misin? Bana hiç 'hiç kimseymiş' gibi gelmedi" dedi Elif 'e bakarak.
"Hı hı" diye geveledim ve barışı omuzların tutup arkasına çevirip omzuna babacan bi tavırda vurdum.
○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○

Allahın özene bözene yarattığı kulu olan çocuk ve yanın da getirdiği diğer çocuk geldiklerin de sahaya geçmeden önce "maçın sonun da bir ödül olsun" dedim. Tüm bakışlar bana dönmüştü. Pınar " nasıl yani? " diye sordu. "Yani... diyorum ki. Oyunu kazanan takım, karşı takıma pizza ısmarlasın" dedim. Herkes' e göz gezdirdim yüzündeki ifadeyi görebilmek için. Herkes 'napıyor bu kız' dercesine bakıyordu. Omuz silkip "eee ne dersiniz" dedim. Herkesten olumlu cevaplar alırken meteor çocuk " nasıl olsa biz kazanacağız" diye mırıldandı. Bunları söylerken yere bakıyordu ama benim duymam için bağırmıştı. Pislik.

"Tamam o zaman hadi grupları oluşturalım" dedim.
Bizim takımda ben, Ece, Barış ve Elif vardı. Karşı takımda ise Gökmen, Pınar,  meteor ve meteorun arkadaşı vardı. "Bu arada ben Damla, bunlarda Elif, Pınar, Barış, Gökmen ve benim kardeşim Ece "dedim kimseden ses çıkmayınca. Çocukta memnun olduğunu gösteren bir ifadeyle "bende Arda"dedi. Demek adı Ardaydı.
Diğer arkadaşını gösterip "bu da kuzenim" dedi.
"Tamam. Hadi artık başlayalım maça" dedi Gökmen. Rahatsız olmuştu anlaşılan. Sevgilisini de kıskanırmış. Pınar'a bakarak sırıttım.

□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■

Maça başladığımızda top benden başlamıştı. Ben Elife, Elif Gökmene attı ve gökmen de smaç bastı. Top diğer tarafa gidip tam sayı yapacakken Arda topu karşıladı ve Pınar'a attı, Pınar da Barışa attı. Top bize gelirken Arda'nın bana baktığını hissedebiliyordum. Topu karşılarken birazcık zorluk çekmiştim. Ama kurtarabilmiştim.

Sayılarımız ardı ardına geliyordu. Bizim sayımız on, karşı takım sekiz olmuştu. Açıkça söylemek gerekirse Arda güzel oynuyordu. Oyun gayet güzel gidiyordu, ta ki top fişek gibi bana gelene kadar. Top tam da kafama gelmişti o kadar hızlıydı ki kaçacak zaman bulamamıştım. Daha doğrusu fark edesiye kadar... çoktan top kafama gelmişti. Top kafama gelince beton bir duvardan yumruk yemiş gibi oldum ve yere düştüm.

Ben kafamı tutarken Gökmen ile Elif çoktan yanıma gelmişti. Onların ne ara geldiklerini anlayamamıştım. Hemen sonra Barış, Pınar ve Arda yanıma geldi. "İyi misin "dedi Pınar. Ona iyiyim anlamında kafamı aşağı yukarı salladım." Bir şeyim yok sonuç olarak biz kazandık zaten. Yarın görüşürüz. "dedim.

"Kıza bak arkadaş. Az önce kafasına taş gibi top gelen bendim sanki" dedi Gökmen.

"Ya oğlum burda öleceksin hâlâ yemek peşindesin" dedi Elif gülerek. Güldüm ve ayağa kalktım.

"Abi bir şey söyleyeceğim. Allah aşkına o topu füze gibi atan kimdi?" dedim hâlâ kafamı tutarken.
Arda elini kaldırıp sıkıntılı bir şekil de " ben" dedi. Sesi söylemekten çok mırıltı gibi çıkmıştı.

"Ha? Tamam" dedim ve etrafa bakmaya başladım. Kesin bilerek atmıştı o topu fakat o kadar sert geleceğini tahmin edememişti.

Başka bir şey demedi. Lan insan bir özür diler. Hayır özür dilemek acısını almıyor ama insan bir nezaketen söylerdi yani. Değil mi?

○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●

Herkes evlere dağılırken Ece ile birlikte denize girdik. Yaklaşık bir saat kadar yüzdükten sora havlularımıza sarıldık ve eve gittik. Yarın eminim ki çok güzel olacaktı.

Bölümler, olaylar değiştirilmeden düzenlenmiştir.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum unicornlar 😘🦄

YILDIZ #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin