Bölüm 32

4.7K 211 21
                                    

merhaba, öncellikle hepinizden özür diliyorum😥🙏

bölümüm atmama rağmen okuduğunuz için de teşekkür ederim iyi ki varsınız 🥰

bölüm şarkılarımız: Çağan Şengül- Şubat  ve  Çağan Şengül- Veda

keyifli okumlar 🦋

KORAY TAHTACI

        Günlerdir gökçeden haber almıyordum, elimdeki telefonla tekrar bir haber var mı diye açtım ama yine ne bir mesaj ne bir arama vardı. Gökçe neredeydi? Ne yapıyordu? Bilmiyorum ama bize ihtiyacı vardı bunu hissediyordum, çünkü asla bu kadar habersiz bırakmazdı bizi bir toplantım var deyip çıkmıştı ve geri dönmemişti.

Oturduğum koltuktan hızla kalktım ve önümdeki bardaktaki viskiyi tek dikişte içtim, babamı arayıp yardım isteyebilirdim ama bunu yapmak benim yine ona muhtaç olduğumu kanıtlardı dizimin üzerine elini koyan kızıma baktım yürüteciyle bana doğru gelmişti minik elini tutum eğilip öptüm gittikçe annesine benzeyen gözlerine baktım.

Kendime söylemesem de duruya her baktığımda kendimi kötü hissediyordum çünkü onu istememiştim üstelik istenmemenin ne demek olduğunu bildiğim halde bunu kızıma yapmıştım, durunun ağzına gevelediği şeylerle birlikte onu kucağıma aldım ve annesiyle birlikte kaldığımız odaya götürdüm.

Üzerine bir şeyler alıp, anneme götürmeliydim onu sonra kendim bütün şehirde gökçeyi arayacaktım ve kızıma annesini getirecektim, ilk kez bir ailem olmuştu onu kaybedemezdim.

Duruya iki gündür ben bakıyordum, meral ve ceren de kötü durumdaydı aynı zamanda derya hanım da çok kötüydü hastanede sakinleştiriciyle duruyordu doğal olarak da duruya ben bakıyordum ama benim de burada durmam çok zordu gidip sokak sokak sevdiğim kadını aramak istiyordum, durunun üzerine birkaç bir şey alıp giydirdim. Onu güzelce sarıp dolabından çantasını aldım içeresine aynı gökçe gibi bir şeyler koydum,

" aynı annen gibi yaptım babacığım, onun ki gibi olmaz ama idare edelim artık." Duruyu kucağıma aldım tam odadan çıkacaktık duru eliyle bir şeyi gösterince geri döndüm durunun emziğini gösterdiğini görünce onu da yanımıza aldım hemen yanında duru ve gökçenin kameraya gülümseyerek baktığı bir resmi görünce gözlerim doldu.

Güçlü olmalıyım.

Bunu kendime sürekli hatırlatmam gerek sanırım, acaba gökçe nasıl hep dik başlı ve güçlü kalabiliyor çünkü kalması çok zor ve ben erkek halimle dayanamıyorum.

Emziği alıp, odadan çıktım daha sonra da evden, geliyorum sevgilim. Neredensin bilmiyorum ama geliyorum beni bekle.

Arabanın arka koltuğuna duruyu koydum, iyice sağlam olduğunu gördükten sonra ön tarafa geçtim ve gökçelerin evinden çıktım, yollar sanki her zamankinden daha uzundu içimde bir şeyler kopuyordu ve gökçenin bana ihtiyacı olduğunu fısıldıyordu o fısıltıların susması için kafamı ancak duvara vurmam gerekti.

Derin bir nefes aldım ve dikiz aynasında kızıma baktım, kendi kendine bir şeyler diyordu ve ağzıyla tükürük yapıyordu bunu yeni öğrendi sanırım ellerini de çalkatıyordu aynı zaman da ne çabuk büyüdü öyle değil mi? dün gibi aklımda onu istemediğim zaman ne aptaldım.

Telefonumun sesi arabayı doldurunca hemen açıp kulaklığa bağladım İrem arıyordu sert olmasını umduğum bir ses tonu ile,

" efendim İrem." Dedim, benim aksime iremin sesi durgundu, " abi ben yengemden bir haber var mı diye aramıştım da." Dedi endişeli bir şekilde, " yok kızım tek bir haber bile yok iki gündür ne bir iz ne bir telefon." Çaresizlikle konuşuyordum çünkü umudum gitmişti, " yer yarıldı da içine girdi siktiğim şehrinde."

ÇOCUĞUMUN BABASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin