42.Bölüm

55.8K 3.2K 339
                                    

Ay merhabalar. Bu bölüm bir içime sinmedi. Sanırım Ercüment'i özledim ve tek başına Leylayı yazmak artık sıkıcı gelmeye başladı... En kısa zamanda gelecektir diye düşünüyorum özledik komutanımı😋 Umarım sizin hoşunuza gider❤️

İyi Okumalar Dilerim♡

"Numaranızı hasta yakını olarak Levent bey verdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Numaranızı hasta yakını olarak Levent bey verdi." Dedi. "Üsteğmen Ercüment Yıldırım operasyon sırasında yaralandı, şuan hastanemiz de tedavi oluyor. Ben haber vermek için aradım."

Kısa bir an zaman durdu sanki.
Sadece ben ve kalbimde hissettiğim bu acı var gibi hissettim. Her şey bir anda anlamsızlaşmış ama aynı zaman da her şey bir anda anlam kazanmış gibiydi.

Ne diyeceğimi bilemedim. Konuşmak istiyordum ama beynim doğru bir cümle kuramıyordu. Az önce duyduğum şey yüzünden uyuşmuştu sanki.

Sahi ne demişti?
'Üsteğmen Ercüment Yıldırım operasyon sırasında yaralandı.' demişti.

Usulca "Leyla?" Dedi annem. Bir şey olduğunu anlamıştı.

"N-ne?" Diyebildim en sonunda.

Şuan ne yapacağımı bilmiyordum. Nasıl bir tepki vermem gerekiyordu, ne söylemem gerekiyordu bilmiyordum. Bende doktordum ama durumunu bile soramıyordum.

"Henüz ameliyatı bitmediği için şuan durumu hakkında bilgi veremiyorum. Sadece haber verdim, iyi akşamlar."

Telefon kapandıktan sonra sertçe yutkundum ve kendime gelmeye çalıştım. Bir tepki vermem gerekiyordu, bir şey hissetmem gerekiyordu. Böylece donup kalamazdım.

Telefonu yavaşça kulağımdan çekip gelişi güzel koltuğa bıraktım.

"Leyla kızım ne oldu?" Diyerek yerinden kalkıp yanıma geldi annem.

"Leyla bir şey söylesene?" Dedi ve kollarımdan tutup sarstı. Şok etkisi geçerken birden gözyaşlarım akmaya başladı. Ercüment yaralanmıştı! Nasıldı, ne haldeydi bilmiyordum. Düşündükçe nefesim daraldı.

"Anne Ercüment." Dedim ağlayarak. "Ercüment yaralanmış."

Annemin yüzü birden değişti. "Nasıl? Nasılmış durumu?" Diye sordu telaşla.

Bilmiyordum. Hiç bir şey bilmiyordum, hiç bir şeyden haberim yoktu.

"Bilmiyorum, bilmiyorum anne hiç bir şey bilmiyorum." Dedim ve ağlamam daha da şiddetlendi. Ağladıkça kendime gelmiştim sanki.

Hızla ayağa kalktım. "Benim gitmem lazım!"

"Dur kızım nereye?"

"Bingöl'e anne. Benim Bingöl'e gitmem lazım, Ercüment'in yanında olmam lazım."

Annem hızla kolumdan tutup engelledi. "Kızım dur bir sakin ol."

"Sakin falan olamam anne." Diye bağırdım. "Olamam, gitmem gerekiyor."

Müptela | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin