Merhabalar sevgili okurlarım!
Nasılsınız? İyisinizdir inşallah🙂🙂😙
Hepinizi çok seviyorum 😘😘😘
Bölüm pek içime sinmese de, sizi bekletmek istemediğim için paylaştım. Hoşunuza gitmeyen şeyler olduysa lütfen benimle paylaşın.
İmazımı bırakmayı unutmayın (🐾🐾🐾)
Ve keyifli okumalar❤️❤️❤️
🐾
Göz yaşlarım ile nemlenen yüzümü silip, kapıya doğru ilerleyen Anıl'ın sırtına öfkeyle baktım.
O bana istediğini yaptıramazdı. Ben bir kukla değildim!
Aralık kapıdan süzülüp, görüş açımdan çıkan Anıl ile sonunda ayaklarıma söz geçirip peşinden ilerlemeye başladım.
Çıktığım kapıyı gürültü ile kapattım. Bunu dikkat çekmek için yapmıştım. Merdivenlerden inmek üzere olan Anıl'ın bakışları beni bulup, sertçe bakmaya başlayınca amacıma ulaşmıştım.
İki yanımda yumuk yaptığım ellerim ile öfkemden bir şey kaybetmeden ona doğru hızla ilerledim. Doğrusu çatılı kaşlarıyla bana bakarken bunu yapmak pekte kolay değildi.
"Daha geç hazırlanmanı bekliyordum." dedi öfkesini gizlemeye çalıştığı umursamaz sesiyle. Kahverengi gözlerine kararlılıkla bakıp, iki yanımda duran ellerimi kaldırıp çelik gibi sert göğsünü yumruklamaya başladım.
"Ben hiçbir yere gelmiyorum kahrolası pislik." diye bağırdım. "Ben yöneteceğiniz aptal bir kukla değilim." Olanca gücümle onu yumruklarken pek de etkilenmiş gibi görünmüyordu. "Senden ve o aptal arkadaşlarının hepsinden nefret ediyorum. Ve ne var biliyor musun? Hepiniz kendi bok çukurunda yuvarlanan acınası domuzlarsınız."
Yumruklarımın etkisi her geçen saniye de azalırken, "Hepinizin canı cehenneme!" diye cırladım. Derin derin soluklanıp, yüzüne baktığımda, dudaklarının kenarı keyifle yukarı kalktı. "Bitti mi?" diye sorunca tükenen gücümle beraber onu yumuklamayı kestim.
Sessizce geçen saniyelerde bana bir şeyler söylemesini, hatta kızıp bağırmasını bekledim. Ama o öylece duruyordu. Cesaretimi topladığım bir anda bakışlarımı kaldırıp gözlerine baktım. Sonra ise buna pişman oldum.
Daha önce bana sinirle bakmıştı, daha önce bana öfke ve alayla da bakmıştı. Ama ilk defa bana böyle baktığına şahit oluyordum. Gözlerindeki acıma ve tiksinme ifadesi, beni olamayacağım kadar küçük hissetirmişti. Daha önce hiç bu kadar aşağılanmış hissetmemiştim.
O bana üsten bakarken, burnumun direği sızlayıp, göz pınarlarıma akın eden yaşlar akmaya başlamıştı. Derin bir iç çekip, titreyen sesimle "Bitti." diye mırıldandım.
"Şovun bittiğine göre gidebiliriz." deyip beni kolumdan sürüklerken tepki vermemiştim. Aralık kapısından bizi izleyen Dolunay'ın bana acıyarak bakmasına da tepki vermemiştim. Tek yaptığım küçük kız çocukları gibi titreyen dudaklarımla ağlamaktı.
Açtığı kapıdan beni içeri atıp, sürücü koltuğuna oturan Anıl oldukça hızlı bir şekilde arabayı kullanmaya başlamıştı.
Hız kesmeden ağlamaya devam ederken aklıma Zalim geldi. Ya benim yüzümden başına bir şey gelmişse. Vicdanımın sızım sızım sızlayınca yumuk yaptığım elimi kalbime götürüp acısını dindirmek istedim. Mümkünmüş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRANE +18
RomanceYetişkin içerik! Beni inceleyen cüretkar bakışları rahatsızca kıpırdanmama neden olmuştu. "Şey..." diye mırıldandım içime kaçan sesimle. "Ben nereye gideceğimi bilmiyorum." Elindeki içki şişesini son kez kafasına dikerek sert bir şekilde masaya bıra...