22. BÖLÜM

352 20 18
                                    

  Hazırdım. Bugün düğün günüydü. Dün gece kına yapılmıştı. Bugün sabah keşkek dövülüp yemek dağıtılacak, ardından akşam düğün olacaktı. Elbisem, her şeyim hazırdı. Bugünkü yemeğe yanımda getirdiğim basit bir elbise ile giymiştim. Hava biraz sıcak olduğu saçlarımı üstten toplamıştım. Önden bıraktığım kıvırcıklardan sonra hazır olduğum kanaatine varıp telefonumu alıp çıktım.

Babaannemler aşağıda beni bekliyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Babaannemler aşağıda beni bekliyorlardı. Merdivenlerden inip bahçeye çıktım. Dedem ve babaannem beni görünce baştan aşağı bakıp gülümsediler.

"Çok güzel olmuşsun." Dedi babaannem.

"Asıl akşam daha güzel olacağım." Dedim ona sarılıp.

"E, hadi madem gidelim artık." Dedi dedem.

Birlikte evden çıktık ve yemek verilen yere gittik. Davul zurna sesleri etrafı neşeyle dolduruyordu. Çocuklar etrafta koşturuyor. Kamera ile dövülen keşkek çekiliyordu. Düğün sahipleri ile selamlaştıktan sonra evin büyük ve geniş bahçesinde konulmuş masalardan boş olandan birine oturduk.

"Alp!" dedeme seslenen bir adam bize yaklaştı. Boynunda bir havlu vardı. Alnı terlemişti. Dedeme gülümseyerek yaklaştı.

"Oo, Hasan. Kolay gelsin." Diyerek dedemde güler yüzle kalktı ve adamla tokaşaltılar.

"Hoş geldin Alp. Sağol. Nasılsın?"

"İyiyim. Yemek yemeye geldik işte. Sen nasılsın?"

"İyiyim bende. Keşkek dövüyoruz işte. En iyi sen bilirisin bu işleri. Gel sende. Gençler görsün bir nasıl yapılıyor bu iş."

"Benim ne işim var bu yaşta Hasan?"

"Dede, lütfen yap bende izlemek istiyorum." Dedim dedeme. Bir bana baktı, birde Hasan abiye.

"Ver bana da bir havlu." Diyerek kollarını sıvamaya başladı. Hasan abi sevinçle kenardan bir havlu verdi. Dedemin sırtını sıvazladı. Bende yerimden kalktım ve onların peşinden gittim. Elimdeki telefonu çıkartıp kamerayı açtım. Bu anı kaydetmek istiyordum.

Terlemiş ve yorgun olan bir genç sırasını dedeme verdi. Dedem eline bırakılan ağaç kepçeyi aldı. Hızlı hızlı ve sertçe kepçeyi karıştırıp dövmeye başladı. Karşısındaki adamla gayet uyumlu bir şekilde bu işi hallediyorlardı.

Telefonum ile bu anın videosunu çektim. Dedem aslanlar gibiydi. Keşkek dövmek gerçekten onu işiydi. Herkesin elinden geçtiği için daha lezzetli olacaktı. En çokta dedemin elinden geçtiği için.

Dedem yorulunca sırasını bir başkasına verip benimle birlikte masaya döndü.

"Çok iyiydin dede. Biliyorsun bu işi."

"Ee, zamanında az dövmedik keşkek. Bak çok düğün olurdu bu köyde. Hep gider elimizi alıştırırdık. Şimdiki gençlerin toyluğu var üzerinde ama devam ettikleri sürece onlarda bizim gibi olacaklar."

YEKBUNUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin