Dün akşamdan beri gözüme uyku girmemişti. Kendimi uzun süre boyunca gözden geçirip aklımdaki tartıda tartıp durduğumdan üstümü bile değiştirme zahmetine girişmemiştim. Gerçekten rahatsızdım ama battaniyenin altında, yüzüm yastığa gömülüyken bu pek umrumda değildi.
Eskiyi düşündüğüm zamanlar Taehyung'un bana kendimi tartıp, gözden geçirip durduğumda ne kadar da kızdığı aklıma geliyordu. Küçük şeyleri bile her zaman kafaya takıp saatlerce düşünmüşümdür, insanların şakasına söylediği şeyler bile bazen bana hakaret gibi gelip çok umrumda olur. Küçükken de bu aynen böyleydi. Sanırım bu huyumla Taehyung'u çok sinirlendirirdim çünkü birbirimizin kırılmasına dayanamazdık. Birisi bana ne zaman laf atsa Taehyung beni korumaya çalışırdı, hatta bana laf eden kişiye bayağı bir diklenirdi. Ben ağlarsam da beni mutlu etmenin ne kadar da kolay olduğunu bildiğinden çikolata alırdı ancak ona asla söyleyememiştim, karamelden nefret etmeme rağmen bana aldığı karamelli çikolataları kusacak durumda olmama rağmen beğeniyor gibi yaparak yediğimi ona asla söyleyememiştim.
Kapım tıklatıldığında arkadan annemin sesini duymamla üstümdeki battaniyeyi üstüme daha da fazla çektim, artık tamamen yüzümü kapatıyordu. "Lisa, Jungkook gelmiş." Şu anda Jungkook'un gelmesi hem rahatlatıcıydı hem de gericiydi, onun soracağı tonlarca soruya maruz kalmanın hoş olmayacağını biliyordum. Bir sürü soru soracaktı çünkü Taehyung ile olan şeylerden haberdardı, Taehyung'u deli gibi seviyor olmam dışındaki şeylerden.
"Tamam, gel Jungkook." Dedim battaniyenin altından. Kapım açıldıktan kısa bir süre sonra muhtemelen Jungkook'un içeri girmesiyle tekrardan kapatıldı. Yatağımda artıdan bir ağırlık hissettiğimde Jungkook'un yanıma oturduğunu anladım.
"Biliyorsun ben biraz aptal olduğum için böyle konuşmalar yapamıyorum ama bana anlat be işte." Dedi beceriksiz, yapmacık duygusallığıyla. Bu durumda bile gerçekten beni güldürebiliyordu. Hafifçe tebessüm ettim.
"Zaten olanları biliyorsun, kavga ettik işte." Sesim muhtemelen boğuk çıkıyordu ama bunu pek umursamadım, aksine battaniyenin içinde bacaklarımı karnıma toplayıp kendimi daha da saklama çabasına girdim.
"Aslında ondan bahsetmiyorum Lisa." Diye mırıldandı Jungkook. Tanrı aşkına, başka neyden bahsediyor olabilirdi ki? Anlatmam gereken başka hiçbir şey olduğunu düşünmüyordum. Başımı kaldırdıktan sonra battaniyeyi yüzümden çektim, yerimde doğrulup aynı Jungkook gibi yatağın başlığına yaslanır konuma geldim.
"Neyden bahsettiğini anlamıyorum, başka neyi anlatmam gerekiyor?" Diye sordum bozulmuş saçlarımı düzeltirken.
"Çantanı unutmuşsun ve mesaj bildirimlerini gördüm." Saçlarımın üzerindeki ellerim aniden oldukları yerde durdu, bakışlarımı ona çevirdim dudaklarım aralıklı. Taehyung ile olan mesajlarımı görmüş olamazdı, değil mi? "Taehyung'a yazdığını bana neden söylemedin Lisa?" Alt dudağımı kemirmeye başladım ellerim kucağıma düşmüşken. Jungkook'un birine söylemesinden elbette korkmuyordum ama bu çok utanç vericiydi. Başkasına Taehyung'u deli gibi seviyor olduğumu söylemekten gerçekten çekiniyordum çünkü durumum acınasıydı.
"Seninle hiçbir ilgisi yok." Diye girdim söze. "Sadece başkasına söylemekten çekindim. Sonuçta biliyorsun, ben ondan gerçekten çok hoşlanıyorum ama artık eski konumuma bile sahip değilim. Eskiden ondan hoşlanan en yakın arkadaşıydım en azından, şimdi ondan hoşlanan nefret ettiği öylesine biriyim. Önemsizim. Sadece bunları söylediğimde karşımdakinin bana acımasından çok kork-'' Aniden bana sarılan kolların farkına vardığımda hafifçe tebessüm ettim, yüzümü Jungkook'un omzuna gömdüm. Eğer o olmasaydı durumumun ne olacağını düşünmek dahi istemiyordum. Jungkook ile yakın olmaya başladığım günü hatırladığımda iyi ki ona o kulaklığı uzatmış olduğumu düşünüyordum. İyi ki yanıma gelip bana hangi müziği dinlediğimi sormuşsun Jungkook, iyi ki ben de sana sadece adını söylemek yerine kulaklığımı uzatmışım.
Bedeni benimkinden ayrıldığında yanakları hafiften kızarmış bir şekilde bakıyordu yüzüme. Bu kızarıklıktan benimle ciddi bir konuşma yapacağını anladım, bedenimi tamamen ona çevirip ona bakmaya başladım. "Bazen işe yaramaz, derslerini salmış, aptal bir arkadaş olarak göründüğümü biliyorum ama ben de böyleyim işte. Senin en değer verdiğim arkadaşım olduğunu söyleyemem, sana her zaman yanında olduğumu söyleyemem çünkü dilim varamaz, utanırım. Yine de bunları şimdi söylüyorum ve muhtemelen sonuncu falan, aklında tut." Beceriksiz itirafına yanaklarım ağrıyana kadar gülümsedim. Kim Taehyung ile olan kavgam hâlâ aklımda olsa bile şu anda mutlu hissediyordum, Jungkook bunu gerçekten de çok iyi sağlıyordu.
"Teşekkür ederim Jungkook. Ben de aynılarını söylerdim ama bunları zaten biliyorsun." Beni anında başıyla onayladıktan sonra elindeki çantamı kucağıma bıraktı, bakışlarıyla çantamı işaret etti.
"Şimdi ona yazmalısın. Zaten kavga ettiğinizi biliyorum ama inan bana, mesajlar bakmana değecek."
...
Taehyung: Biliyor musun ben bazen çok aptal olabiliyorum
Taehyung: gerçekten de çok aptal okul etrafımdaki insanları incitebiliyorum
Taehyung: neden sana yazdığımı sorgulama sadece sana yazmak istedim
Taehyung: hey, orada mısın?
Taehyung: sanırım partiden sonra oldukça meşgulsün
Taehyung: aslında olayı gördüğünde hemen gelmen gerekirdi ama bunu sorgulamayacağım
Taehyung: ne kadar da uzattım, aptalım
Taehyung: Lisa'ya söylediklerim konusunda ileri gittim
Taehyung: ne bok yiyeceğimi bilmiyorum çünkü sırf kendimi haklı çıkartmak için ona öyle sert davrandım
Taehyung: lisa tamamen haklıydı
Taehyung: onu hiçbir sik olmadan öylece bırakacak kadar geri zekalı bir insanım ben
Taehyung: her neyse
Taehyung: geri gelmeni bekleyeceğim
İletildi, 23.39
Görüldü, 10.44
Siz: üzgünüm
Siz: birkaç işim olduğundan telefonumla ilgilenemedim
İletildi, 10.44
Görüldü, 10.45
Taehyung: sorun değil
Taehyung: yazdıklarımı okudun mu
Siz: evet okudum
Siz: lisa ile olan kavganız gerçekten çocukçaydı
Siz: ikiniz de birbirinize gereksiz yüklendiniz ama geçmeyecek bir şey olduğunu düşünmüyorum
Siz: yine çok çabuk affediyorum çünkü asıl aptal benim (Gönderilmedi)
Siz: bence ona bir özür borçlusun
Taehyung: beni seven bir kızın lisayla barışmamı istemesi biraz tuhaf
Siz: sadece iyiliğini istiyorum taehyung
Siz: onunla en azından konuşmayı deneyebilirsiniz
Siz: düzgün bir şekilde
Taehyung: haklısın sanırım
Taehyung: deneyeceğim
Görüldü, 10.50
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ily for 105120 hours, taelice
FanfictionSiz: 105120'nin anlamını söylersem beni sevebilir misin? Kim Taehyung & Lalisa Manobal. (Texting)