Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_________________________☆
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Görüşünü kaybettin, ardından zihnin sana yavaş yavaş kendini kaybettiğini düşündürdü. Yani bunun Felix ve Hyunjin arasındaki aptalca bir bahis olduğunu öğrendiğinde, ikisinin de kazanmasına izin vermeyeceğine karar vermiştin. Kalbini kaybedeceksen, bunu kendi şartlarınla olacaktı. Ve perilerle iblislerin ortak bir yanı varsa o da şuydu: ikisi de kaybetmekten nefret ediyordu .
Bu nedenle, bilincini yeniden kazandığını hissetmen sana sürpriz olmadı. Seni kurtarmışlardı. Nasıl olduğunu bilmiyordun. Önemli olan yapmış olmalarıydı .
Hyunjin, "Asla bahisle ilgili değil tatlım," diye bağırdı. " Sana canlı ihtiyacımız var. Lütfen bizi bırakma."
" Kalmama izin verdiğin sürece," diye dalga geçtin, gözlerini açarak.
Sana kalmak çin yalvaracağını söylemiştim, dedi Felix uygunsuz bir şekilde şaka yaptı.
Yine de yalvaran sensin, dedin sırıtarak.
"Nasıl bu kadar umursamazca bir şey yapabildin?" Hyunjin seni azarladı ve sıkıca sarıldı. "Sana kalbimizin yarısını vermek için sihir kullanmasaydık, ölmüş olacaktın."
"Kalplerinizi ikiye mi böldünüz? Benim için mi ?" şaşkınlıkla sordun. Büyük olasılıkla seni kurtaracaklarını biliyordun ama bir diriltme büyüsü yapacaklarını düşünmüşdün. Bu kadar ileri gitmelerini kesinlikle beklemiyordun.
Hyunjin ve Felix birbirlerine köpek yavrusu gibi baktılar ve aynı anda başlarını salladılar.
"Bizi gerçekten korkuttun kedicik," diye içini çekti Felix, saçlarını okşayarak. "Neden bunu yaptın?"
"Kardeşimin özgürlüğü için, almaya hazır olduğum bir riskti," diye itiraf ettin.
"Onu gerçekten ikimizden de çok seviyorsun, ha?" Hyunjin şakacı bir şekilde omzunu dürttü.
Erkekler ...Her zaman evrenin merkezi olduklarını düşünürler.
" Aşk mı?" şeytanca kıkırdadın. "Siz ikinizi sevdiğimi mi düşünüyorsunuz?"
Felix ve Hyunjin, sesindeki ani soğukluk karşısında tamamen afallamış bir şekilde sana gözlerini kırptılar.
"Beni aptal yerine koyabileceğini ve seni sevecek kadar büyüteceğimi mi sandın?" dilini şıklattın. " Beni öyle ya da böyle kurtaracağını biliyordum . Artık nasıl olduğunu bildiğime göre ...sanırım yarı peri ve yarı iblis olmanın bazı avantajları var. Dünyaya geri dönüyorum, canlarım. Kardeşime. Ve beni durdurmak için söyleyebileceğin ya da yapabileceğin hiçbir şey yok."
"Bizimle gerçekten oynadın mı?" hem Hyunjin hem de Felix mutlak bir inançsızlık içindeydiler.
"Kimse seni bir cadıya asla güvenmemen konusunda uyarmadı mı? En azından kızgın olanlarına." diye sırıttın. "Son sözün var mı?"
"Artık yarı peri yarı iblis olduğuna göre hem peri dünyasına hem de yeraltı dünyasına bağlısın," diye açıkladı Felix temkinli bir şekilde. "Sanırım bunu gerçekten düşünmedin."
"Eve dönemeyeceğimi mi söylüyorsun?" diye sordun, korkudan yüzün solgunlaştı.
"Yapabilirsin ama geçici olarak," diye yanıtladı Hyunjin. "Eninde sonunda geri dönmen ve topraklarımızdan enerji çekmen gerekecek."
"Sizi kandırmak gerçekten mümkün değil, değil mi?" iç geçirdin.
"Artık gidebilirsin," diye omuz silkti Felix. Sanki onun için önemli bir şey değilmiş gibi. Öyle olduğunu biliyordun . "Ama ikimize de döneceksin. Beğensen de beğenmesen de."
"Belki sen haklısın. Belki ikinizden de uzak duramam," dedin, parmaklarını yanaklarında gezdirerek. Her birine tutkulu bir öpücük vererek. Unutamayacakları bir öpücük. Geceleri akıllarına musallat olacak türden . Sonra onlardan çekildin. "Ya da belki yapabilirim . Sanırım bunu zaman gösterecek."
Ve bununla, onların gözünden kayboldun . Kalplerini seninle birlikte alarak .
__________________
Yazarım yazdığı ilk bölüm bitmiş bulunuyor, devamını okumak istiyor musunuz? İstek yoğunluğuna göre 2. Bölümünü de çevirebilirim.
