İyi okumalar.
Akaashi olduğu yerden Bokuto'nun merdivenlerden inmesini izledi ve geri dönmesini diledi. Birkaç dakika geçti ve kapının kilidini açıp, içeri girdi ve kapıyı biraz sertçe ve Bokuto'yla zaman geçirmek istemiş biri için fazla gıcık olmuş bir şekilde kapattı. Kıyafetlerini çıkardı ve telefonunu masaya attı. Yatağına gidip uzandı, iç çekişi yüzünü dayadığı yastıkta kayboldu.
İstediği gibi hemen uykuya dalmak yerine Akaashi bütün gece neler olduğunu düşündü. Bokuto'nun onu neden sadece yanağından öptüğünü algılayamıyordu.
Nefesim mi kokuyordu? Cevap vermem çok uzun sürdüğü için Bokuto vaz mı geçti? Benden hoşlanmıyor mu?
Akaashi kaşlarını çattı. Bu mantıklı bir cevaptı ama eğer Bokuto en baştan Akaashi'den hoşlanmıyor olsaydı onunla eve kadar yürüyüp, onu hiç öpmezdi. Değil mi?
Uuugh. Neden? Hiç mantıklı değil.
Akaashi hızlıca yatakta yuvarlandı. Masada duran telefonuna baktı.
Aptal Bokuto.
Akaashi'nin zihni tüm gün onu yakan Bokuto'nun görüntüleriyle doldu. Agresifliği biraz azaldı. Bokuto'nun adını nasıl da devamlı farklı telaffuz ettiğini hatırladı. Ya adını uzatıyordu ya da yanlış harfleri uzatıyordu ve Akaashi'nin adını yanlış söylüyordu. Bu gün duyduğu bütün "Akaaashiiiii"leri düşündü ve gülümsemesini örtülerin altına saklamaya çalıştı.
Akaashi yine yatağın üstünde yuvarlandı.
Tamam. Belki aptal değil. Ama hâlâ aptal.
• • •
Ertesi sabah Akaashi acı çekiyordu. Dün vücudunu fazla zorlamıştı ve şimdi acısını çekiyordu. Yataktan kalkarken inildedi. Yüzünü yıkamak için banyoya doğru sallana sallana yürümeye başladı ve anında geri yatağa dönüp yattı, hareket edemeyecek kadar yorgundu. Vücudu yıllardır böyle acımamıştı. Acıya rağmen iyi hissediyordu. Dün dışarı çıkmış, spor yapmış ve bir sürü yeni insanla tanışmıştı. Normal bir insan gibi davranmıştı. Ufak bir gurur ateşi göğsünü ısıttı.
O an her şey güzeldi.
Şey. İçindeki istekle dolu olan taraf dışında.
Ve kafası karışıktı.
Akaashi içindeki gurur ateşinin sönmek üzere titreştiğini hissetti.
Akaashi dikkatini dağıtmak için telefonuna uzandı. Ders için hazırlanması gerekiyordu ama bu gün yataktan çıkabileceğini zannetmiyordu. Vücudu fazla ağrıyordu ve o günkü dersleri pek de sallamıyordu.
Motivasyonu yoktu.
İsteksizdi.
Demek bu gün de o günlerden biri.
Akaashi yastığı kafasından çekti ve tavana baktı. Düne duyduğu gurur yok olmuştu. O günün gerçekten olup olmadığından bile emin olamıyordu. Sanki dilinin ucunda bir kelime veya gördüğü bir rüyaydı ama gerçekten olmuş gibi gelmiyordu.
İçini çekti ve telefonunu tekrar kontrol etti. Büyük ihtimalle derse gidemezdi ama dersi ektiği için hissettiği suçluluk duygusu midesini bulandırdı.
7:35 AM
Suçluluk duygusu gittikçe yayıldı. Kalbinin ne kadar hızlı attığının farkındaydı. İlk derse artık yetişemezdi. Dersi ekmesi için geçerli bir mazereti yoktu. Hocasının hayal kırıklığıyla kafa sallayan ve Akaashi'yi eleştiren görüntüsü zihninde canlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Sky and Guilt are the Only Feelings I Have Left
FanficBu hikaye tamamen oopsthisisqueertoo'ya aittir, ben sadece çevirisini yapıyorum. Akaashi her şeyin sonuna geldi. Hiçbir şey hissetmiyor. İnsanlığı çabucak parçalandı. Artık huzurlu ölümden başka bir şey istemiyor. Üniversitenin dördüncü yılında int...