My Lost Soul | Jikook

1- Schnee

Hoş geldinizz! Buraya çok da bir şey yazmayacağım ama karışık bir kurgu olacak. Bazı şeyleri aklınızda tutamazsanız, anlayamazsanız endişelenmeyin. Her şeyi açıklayarak yazmaya çalışacağım. Kurgu yavaş  yavaş oturacak kafanızda, gözünüz korkmasın bebeklerim rahatça okuyun, umarım sıkılmaz ve seversinizz<3

Şimdiden iyi okumalar ve bölüm sonunda görüşürüzz!!

Jimin derin bir nefes aldı. Uzun zamandır aldığı eğitimi düşündü o an. Bu zamana gelebilmek için çok uğraşmıştı. Normal insan hayatından fazlaca feragat etmiş sürekli çalışmıştı. Artık karşılığını biraz olsun alabilecekti. Teoride birçok şeye hakimdi. Biraz pratiği de vardı. Ailesinin gururuydu ve bu sadece hayatının bir yönünde de değildi.

Hayatının iki yüzü vardı ve Jimin o kadar zorluğa rağmen ikisini de çok güzel idare edebiliyordu.

Şimdi sağına döndüğünde yanında dikilen ve kendisi gibi çocukluğundan beri eğitim gören belki de en yakın arkadaşı Miri ile göz göze geldi. Genç kızın ona gülümsemesi ve başını onaylarcasına sallarken elini tutması biraz da olsa Jimin'i sakinleştirmişti.

Miri her zaman yanında olmuştu çünkü ikisi de bu yabancı dünyada her şeyiyle sadece birbirlerine güvenmişlerdi. Normal hayatlarında da birbirlerinden ve ailelerinden başka kimseye tamamen güvenemezlerdi. Çünkü yaptıkları şey insanlarca normal değildi ve insanlar normal olmayandan korkmaya veya ondan faydalanmaya yatkınlardı.

Bugün hem Miri hem de Jimin için önemli bir gündü yani. Artık 18 yaşlarındalardı ve uzun zamandır bu anı bekliyorlardı. Miri ile doğum günleri üç gün aralıklıydı ve Jimin bu anı birlikte yaşamak için üç gün ertelemişti törenini. Ve bu üç gün sadece heyecanının daha da artmasına sebep olmuştu. 18 yıl hızlı geçmişti ama o üç gün bir türlü geçmemişti. Kapının ardında gelecekleri bekliyor denebilirdi.

Bugün ruh hayvanları ile bir hafta sonra ise kişisel danışmanları ile tanışacaklardı. Bu hayvanlar ruhlarının bir yansıması olacak ve her zaman onların yanında olacaklardı. Zaten doğduklarından beri bu hayvanlara sahiplerdi ama şimdi onlarla tanışıp bağlarını güçlendirmelilerdi. Ruh hayvanları kendileri ile güçlerini paylaşacaklar ve kendilerine yardımcı olacaklardı. Jimin bunun için çok heyecanlıydı işte. Ruh hayvanı kişisel ve özel bir şeydi. 

Tabii bir de ileride kişisel danışman olayı vardı işte bu biraz daha karışıktı.

Çok eski yıllarda onlardan önce yaşamış ataları, ölen bilge kişilerin bilgilerinden ve güçlerinden yararlanmak için güçlerini birleştirerek, canlılar ve ölüler katmanı arasında bir katman oluşturmuşlardı: Danışmanlar katmanı. 

Bu katman sayesinde layık olan, bilge ruhlar burada hala dünyaya hizmet edebileceklerdi. Bu ruhlar özel bir yolla seçiliyorlardı. O katmana geçmek için olan bir perde vardı ve oradan bazen geçemeyen bilge ruhlar bile oluyordu çünkü bu perde çok özenle hazırlanmış bir şekilde kimlerin layık olduğuna karar veriyordu.

Seçilen ruhlar dünyada kalan yoldaşlarına danışmanlık ve önderlik yapıyorlar. Deneyimlerini paylaşıyorlardı, çok nadir olsa da güçlerini... Bu düzen yüzyıllarca bu şekilde devam etmişti.

Şimdi Jimin ve Miri'nin yapması gereken ise karşılarında bulunan odalara gitmekti. Farklı odalarda olacaklardı, bu sayede enerjileri birbirleri ile karışmayacaktı ve odaklanıp meditasyon yaparak ruh hayvanlarını görmeyi bekleyeceklerdi. Sonraki aşamada -ki bu bir hafta sonra oluyor- ise ruh hayvanları onlara önderlik edip danışmanlarına götürecekti. İki arkadaş son kez birbirlerine bakıp gülümsediler ve ellerini ayırıp farklı odalara girdiler.