Hayat, bir tahtaravelli gibiydi. Bir sağa bir sola savrulan ağırlıklardan ibaretti ama her zaman denge sağlanamaz bazen bozulur bu denge safsatası, bir taraf daha ağır gelir. Denge bozulunca her şey yerle bir olur ve insanlar dengelerin bozulmasından asla haz etmez. Başlarda arada bulunan dengesizlik güzel görünür insanların gözüne, farklardır o dengesizliklerin sebebi; bunlar da din, kültür, varlık düzeyinde olan herkes tarafından kabul edilmiş farklılıklardır ama bu farklılıkların bir önemi yoktur eğer iki tarafta isterse o denge sağlanır, bunun adına fedakarlık diyoruz. İnsanlar aralarında bulunan farklılıkları bir farklılık olmaktan öteye taşırlar ve ortada bir denge söz konusu olur.
Davul bile dengi dengine, peh. Hangi insanın düşünceleri sonucu ortaya çıktı bu cümle? Kaç kişi üzerinde denendi ve onaylandı? her zaman zirveyi arzulayın, eş için iş için, yaşanabilecek bir hayat için çünkü ne kadar yükseği arzularsanız o kadar çok çabalar o kadar çok hedefe kilitlenirseniz, sonucunda sizi tatmin edecek bir sonuca her zaman ulaşacağınızın temennisini size verebilirim, tıpkı kore'de olan üç çılgın türk gibi.
Ceren, minik bebeğinin sırtını sıvazlarken Ceylan'da arkadaşına küs olsa da yoongi ile en son arasının bozuk olmasından dolayı gidebileceği tek kişi kalıyordu, sevgili arkadaşı Ceren. Erkek olanı almış yanaklarını ısırıyor her seferinde mızırdamaya başlayan bebekle tıslayan Ceren umutsuzca dudak bükmesine ve ağlamak istemesine neden oluyordu. Istenmiyor gibi düşünüyor ve bu canını sıkıyordu, bebekle oynanmasına bile izin verilmiyordu!
"Ceylan ağlayacaksan ağla bebeklerle mi yarış ediyorsun?"
"Ağlarsam pışpışlayacak mısın kucağına alıp?"
"Delinin zoruna bak neden seni kucağıma alacakmışım? "
"Off, cidden ceren azıcık rolüme adapte olsan ölür müsün? Kedi gibisin aynı O da aynı gerçekçi pis kedi!"
"Hangi kedi la?"
"Kapının önündeki kara kedi! hangi kedi olacak aptal!"
"Küfür etmek istemiyorum bebeklerimin yanında! Zaten evimize tünedin yuva yapacak kuşlar gibi! Evin yok mu senin?"
"Sen desene kocamla yiyişemiyorum diye!"
"ya sabır, ne diyorsun kızım ne yiyişmesi?"
"Geçen gördüğümde dudakların patlamıştı Allah Allah nedendi acaba?"
Ceylan muzipce gülümserken tek kaşını kaldırmıştı alayla, biliyordu arkadaşının sinirini bir de ikizlerin asla susmak bilmeyen birbirilerinin devamı niteliğindeki senfonileri de zaten fazla tuz biber olmuştu Ceren için, kim demişti Onlara hemen çocuk yapın diye? Gerçi aptal diğer arkadaşı da hamileydi, ah bir bekar O kalmıştı, cinnet mi geçirmeliydi, köprüye çıkıp aşağıya atlayacağım mı demeliydi? Ya da yoongi beni alsana almazsan gebersene mi demeliydi? Şimdi evde mi kalmıştı?
Hadi canım ne evde kalması?
"Ceren ben evde mi kaldım?"
"Evet?"
"NE!?"
"Ananı öperim Ceylan lan yeni uyuttum! Yah! Çıldıracağım!!!"
Evin içinde çatışan iki arkadaşın sesine uyum sağlayan senfonilerden biri başlamıştı bile, öyle görünüyor ki gece zorlu bir süreç olacak ve gece mesaisine kalınacaktı... seokjin ise üç bebekle uğraşmak zorunda kalacaktı... ne kadar kolaydı her şey... ne kadar otuzları devirirken inanılmazdı şimdiden yaşlanmış gibi hissediyordu.
....
Sessizlik...
Iç çekişler...
Pişmanlık...
Yorgunluk...
Jimin, koltukta dizlerini kendine çekmiş düşünceler eşiğinde oturuyordu, O da isterdi her baba olacak insanın yaşayacağı duyguları, buna sevinememişti bile baba olacağına sevinememişti. Her baba adayı gibi doğacak bebeği için yeni kıyafetler, düzenlenmesi gereken oda, konulması gereken isimler... eşiyle tartışmak istediği konulardan birkaçıydı... birbirlerine olan güven değildi.
"Jimin."
Çatallı bir şekilde çıkan ses tonunun sahibine ağlamaktan ve sinirden kızarmış gözlerini çevirmişti, birazcık da yanakları kızarmıştı, bitkin görünüyordu, eşinin gözlerini kaçırması ile dolgun pembe dudağına geçirmişti dişini, söylemek istediği dudaklarından dökülmek istenen çok kelime ve cümle vardı ancak eşi hamileydi, O'nun daha fazla kırılmasını istemiyor daha fazla stres altında kalmasını istemiyordu. Bebeği üzülebilirdi. Yine de eşinin ne diyeceğini merak ediyordu, yarım saat önceki hararetli tartışmadan sonra ikisi de koltuklara çekilmiş oturmuşlardı, Çünkü Arzu'nun başı dönmüştü ve mide bulantısi nüksedince önce lavobaya daha sonra ise jimin midesini bastırmasi için bir şeker vermiş ve koltuklara çekilmişlerdi. Cesaretlendirmek adına suskunluğuna son vermiş ve eşine gözlerini kırpıştırarak bakmıştı.
"Bir yerin mi ağrıyor?"
"Hayır."
"Canın bir şey mi istedi?"
"Hayır."
"uykun mu geldi?"
"seni hala seviyorum, sen de beni sever misin?"
Jimin, dudakları o şeklini alırken gözlerini kırpıştırdı. Her şeyi bekliyordu şu an ama bir sevgi itirafı ya da bir istek beklemiyordu. Ne diyeceğini bilemezken Arzu'nun telaşlı halinden vereceği cevaptan korktuğunu anlamıştı ama yine de eşinin düşüncelerine önem vermek istedi son kez. Minik bebeği için, sadece Onun için.
"jimin ben... özür dilememin bir anlamı var mı bilmiyorum ama... eğer bir anlam ifade ediyorsa senin için çok özür dilerim, hatalıyım. yaşadığımız şeyler bir dizi senaryosu gibi, aşırı mantıklı ve aşırı mantıksız... "
"Yani ben bilmiyorum yaşadığımız şeyleri geçirirken gözümün önünden gerçek olan bir ana tutuldum şu an."
Elini karnının üzerine yerleştirmiş burukça gülümsemişti, son kez diye geçirdi içinden. Son kez bir aile olabileceklerinin umuduna tutunmak istedi. Sesli bir nefes verdi ve başını kaldırdı, kaldırdı ancak kaldırdığı anda jimin'in koltuğa oturup elini elinin üzerine koyması ile nefesini tuttu. Küçük ve yumuşacık sıcacık olan el, içini eritiyordu.
"Jimin..."
"Hm?"
"beni sever misin, bebeğimizi sevdiğini zaten biliyorum ama lütfen beni de sev."
"Yanlış bildiğin bir şey var."
"Nedir? Ya-yanlış bir şey mi söyledim?"
"Seni sevmeyi hiçbir zaman bırakmadım."
"Biliyorum tamam zor beni sevmek ama ne??? Jimin?"
"Ama bana söz vermen gerek."
"Söz."
"Duymadın bile?"
Jimin tek kaşını kaldırırken kızgın tutmaya çalışıyordu yüz ifadesini, ama karşısında camı kırıp kaçan sonra yakalanan Küçük çocukların ifadesi vardı.. evet belki de affetmesi normal değildi, yıkık bir evde oturmaya benziyordu şu an bir aile kurmaya çalışmaları ancak önemli olan insanların niyetleri değil miydi? Battaniyen olmayabilir, sana sarılan biri olduktan sonra... evinde çeşit çeşit yemekler, içecekler olmayabilir, seni her daim sevecek kalbini doyuracak biri olduktan sonra. Jimin, eşinin elini kaldırıp avcuna minik bir buse bıraktı.
"Bir daha ne olursa olsun benden saklamak yok."
"Hayır, saklamam."
"Söz mü?"
"Son kez, son kez söz."
Merhaba milleettt, bir yıl sonra gelen yeni bölüm umarım bu soğuk havada içinizi ısıtır, hem melankoli nereye kadar değil mi? Biraz da mutluluğa doğru uçalım.😘😊👊👋 iyi okumalar.
Yeni yazmaya başladığım fice de göz atabilirsiniz, O da idol kurgulu olacak.😊👊💜 sarangheeeYeni bölümlerden ve yeni ficlerden haberdar olmak için takipte kalabilirsiniz.🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORE'DE 3 ÇILGIN TÜRK 2
De Todo1.kitabin bölüm sınırını tamamlamış bulunmaktayız :) 2.kitap ile sizlerleyiz. . Korede bulunan 3 türk ve onların başından geçen olayları anlatmaktadır.. #idol sıralamasında 8. Sırada (05.08.18) #crazy sıralamasında 8. Sırada (08.08.2019)