Uzun zaman sonra merhaba sevgili okurum! Bu kadar geç kaldığım için affet beni. Okuduğum bölüm bir hayli zor. Okul ara verene kadar yeni bir bölüm yazmam mümkün değildi. Umuyorum ki yeni bir bölüm daha iki hafta içerisinde yayınlayacağım. Umarım bu uzun süreli ayrılıkla sizi çok yalnız bırakmamışımdır. Dilerim ki iyisinizdir. Eğer değilseniz yaralarımızı sarabiliriz.
Şarkının sözlerine baktığımda Efser ve Evre için yazılmış gibi hissettim umarım bölümü keyifle okur, şarkıyı keyifle dinlersiniz.
- Dilara Gülçiçeği
Geniş odanın bir köşesinde kahverengi deriden yapılmış oturma takımı ve orta sehpa bir köşesinde ise toplantılar için ayarlandığı çok belli olan uzun büyük bir masa ve sandalyeleri vardı. Diğer duvar tarafında ise müdirenin makamı ile saygıdeğer veliler karşılıklı oturuyordu.
Efser'in annesinin titreyen elleri su bardağına var gücüyle sarılmıştı. "Ben anlayamıyorum. Efser'i böyle yetiştirmedim. Nerede nasıl davranmasını gerektiğini iyi bilen bir kızdır kendisi. Böyle bir hata nasıl yapar?"
Ezgi Hoca olayın öğrenilmesinden rahatsız olmuştu. Diğer yöneticilerin aklına gelecek ilk şey okulun itibarıyken onun ise tek derdi öğrencilerinin ve velilerinin çok ama çok üzgün olmasıydı.
"On beş yaşında bir kız nasıl böyle bir şey yapar anlamıyorum." Diyerek Belgin'in annesi, Efser'in annesini iğneledi.
Aralarında tek erkek olan Hikmet Bey, "On beş yaşında sizin kızınız sevgili yapabiliyorken başkasının kızının yaptıkları sizi çok da ilgilendirmemeli değil mi?" Dedi.
Belgin'in annesi öfkeli bakışlarını Hikmet'e doğru çevirdi. "Eşiniz neden gelmedi? Biz kadın kadına çözerdik."
Hikmet geniş omuzlarını sirkeledi. "Kızınız hastanede oğlumun yanındaydı eminim ki size eşimin rahatsızlığından bahsetmiştir ama illa benden duymak istiyorsanız söyleyeyim; eşim rehabilitasyon merkezinde tedavi görüyor."
Kadın başını sallayıp müdireye döndü. Ezgi Hoca boğazını temizleyerek konuşmaya başladı. "Sorun şu an Evre ve Efser değil. Ayrıca ayıplanacak bir şey göremiyorum çünkü ikisi de birinci sınıfta sosyal faaliyetlerden men cezası aldılar. Son iki senedir de ders notları iyiye gidiyor. Katıldıkları kulüplerde de başarı gösteriyorlar gayet disipline olmuş vaziyetteler. Yalnız şu son iki aydır tuhaf şeyler olduğunun farkındayım,"
Ezgi Hoca, Hikmet Bey'e kısa süren bir bakış attı. "Bu disiplinli vaziyetti bozan bir şey var Evre'nin aşırı giden siyasi görüşü. Karşıt görüşlülerle olan kavgası falan bunları zaten biliyorsunuz."
Hikmet mahcup bir şekilde başını yere eğdi. Oğlunun neden bu kadar siyaseti sevdiğine anlam veremiyordu.
"İki sene önceki bir olayı arkadaşlarını rencide etmek maksadıyla herkese yaydığı Belgin ceza alacak. Evre ve Efser cezalarını almışlardı zaten. Ayrıca çocukların üçü de psikolojik destek alıyor. Lütfen ihmal etmelerine izin vermeyin."
Pek fazla konuşmayan Ayşen Hanım konuşmaya başladı. "Seanslardan sonra Efser daha aklı başında ve sakin davranmaya başlamıştı. Umarım aynı ilerlemeyi Belgin de gösterebilir."
Belgin'in annesi Ayşe nHanım'a hiddetle döndü. "Kızınızın bir sorunu olduğu belli lakin benim kızımın bir sorunu yok ayrıca siz nasıl anne babalarsınız çocuklarınızın yediği haltlardan haberiniz yok!"
Ezgi Hoca avuç içiyle sertçe masaya vurdu. "Burcu Hanım lütfen kendinize gelin! Kızınız aynı suçu iki kere işlediği için dosyasını hazırladım ve yönetime gönderdim. Terapilerde ilerleme kaydetmezse uzaklaştırma alacak ve siciline kaydedilecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDUSA'NIN GÜNAHI
Novela JuvenilEfser, Evre, Eliot ve Meriç on yedi yaşında liseye giden dört arkadaştır ama hayatın zorlukları ve akranlarının zorbalığı yüzünden ne kadar çevrelerine belli etmeseler de içlerine kapanık gençlerdir. Bu lise çağındaki dört arkadaşın çevresinde geliş...