"Rüzgar annene küfür etmek istemiyorum ama sende buna beni zorluyorsun!"
Bana onaylamaz bakışlar atıp elimdeki sargı bezini sarıp pansumanı sonlandırmış oldu.
"Senin evinde kum torbası yok muydu? Neden gittin duvarları yumrukladın?" Ağzımı açmış bir şey söyleyecekken lafı ağzıma tıktı.
"Gerçi sen artık Doruk'la kalıyorsun dimi? O bebek suratta ne arar kum torbası!" Kendi kendine konuşmaya devam ediyordu.
Koltuktan kalkıp ellerini yıkamak için banyoya gitti. Ben ise acılı gözlerle ellerimi süzüyordum.
Ah be Nil keşke duvara vurmadan önce durup bir düşünseydin!
Biraz sonra kapı çaldı. Hiç istifimi bozmadan oturmaya devam ettim.
"Ben kapıya bakarım sen otur." Merdivenlerden koşarak indiğini duyuyordum.
"Zaten kapıyı istesem de açamam! Malum ellerim yaralı da." Koşar adım ilerleyip bana gözlerini devirdikten sonra kapıyı açtı.
"Ne işin var lan senin burada?"
"Nil için geldim."
"Siktir git lan!"
Duyduğum seslerle koşarak kapıya ulaştım.
"Rüzgar ne ol-"
Şu an ki görüntü tam olarak şöyle idi.
Rüzgar sinirle soluyor ellerini Doruk 'un yakalarına dolamış her an onu öldürebilirmiş gibi duruyor, Doruk da sakince bana bakıyordu.
"Nil ile konuşmaya geldim."
"Nil'in seninle konuşacak bir şeyi yok!"
Doruk 'un bakışları tekrardan beni buldu.
"Ona sormaya ne dersin?"
Ve bir çift öfkeli göz bana döndü.
Şu an ikisi de benden cevap bekliyordu ve ben ne desem bilemiyordum.
Sıçtın Nil, hem de çok fena sıçtın!
***
İki erkek gözlerini dikmiş ağzımdan çıkacak bir sözü bekliyorlardı.
Şu an ne diyeceğimi bilemiyordum. İki ucu boklu değnek dedikleri bu olmalıydı. Gözüm bir Rüzgar'ın bir de Doruk'un üzerinde gidip geldi.
Genzimi temizledim.
"İkinizle de konuşmak istemiyorum." Onlar bana şaşkınca baka dursun ben salona geri dönüp telefonumu aldım.
Dün hiçbir şey düşünmeden dışarı fırladığım için çantamı içeride unutmuşum. Rüzgar sadece telefonumu getirebilmişti.
Telefonumu alıp hala bıraktığım gibi duran ikiliye baktım.
"Rüzgar her şey için teşekkürler sonra seni ararım." Bir şey demesine fırsat vermeden Doruk'u ittirerek dış kapıdan çıktım.
Hızlı adımlarla ilerliyordum ki aklıma mantıklı iki şey geldi.
1. Eve gitmek için arabam yok.
2. Taksiye verecek param yok.
Neden leyla oldun aklına sıçayım!
Geri dönüp Rüzgar'dan para isteyecektim ki bana doğru gelen Doruk'u görünce sanki o vebalıymışçasına ondan uzaklaştım.
Arkama dahi bakmadan hızlı adımlarla yürüdüm. Nereye gittiğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Yalnızca Doruk'tan uzak durmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE VAR MISIN? (Tamamlandı)
Teen FictionNOT: Bölümler baştan sona düzenlenmiştir. Ana hikayeye bağlı kalıp diğer kısımların birçok yeri değişmiştir. Kitabı daha önceden okuyanların, baştan okuması gerekir. *** "Hayat bazen kaybettiğin yerden başlar." Nil ve Doruk karşılaştıkları zaman pe...