Sigaramı içime çekip arabaya binen Aler'e bakarken" nasıl geçti bakalım günün" dedim. Aler elindeki kitapları arabanın ön kısmına koyup" yorucuydu ama güzeldi" dedi. Ona gülümserken elimdeki sigaraya baktı. Anında yüzündeki ifade sevinçten kızgın ve hayal kırıklığı içeren bir ifadeye dönüşürken" sigara mı içiyorsun?" Dedi.
" Arada bir içiyorum ya. Çok sık içmiyorum. " Önüne doğru dönerken" anladım. Tabi şu anda küçük yaştaki çocuklar dahi içiyor. Ben pek onaylamıyorum gerçi. Boş yere ciğerlerini bitiriyorlar" dedi. Boğazımı temizlerken " yani orası öyle ama işte insan bazen derdiyle başa çıkamıyor ve onu sığınacak dal arıyor" dedim. Gözümün içine bakıp" Aslında bilmiyorlar ki kendisini daha büyük bir kuyunun içine sürüklüyor" dedi. Zoraki bir gülümseme sunup" evet" dedim. Sigarayı arabadan dışarıya atıp bir müzik açtım ve arabayı çalıştırdım.
" Müslüm Gürses'i de çok seviyor olmalısın" dedi. Kocaman gülümseyip " tabi oğlum kim sevmez Müslüm baba'yı " dedim. Aler kocaman gülümseyip" benim ailem hiç bu tür şarkılar dinlemezdi. Onlar mozart, bach felan dinlerlerdi. Orta okula kadar klasik müzik dışında hiç müzik dinlemedim" dedi. " Vallahi büyük kayıp. Babamızı tanıyamamışsın senelerce " deyip güldüm.
Yürüyorum sokaklarda
Kimi geliyor, kimi gidiyor
Görüyorum insaları
Kimi ağlıyor, kimi gülüyorŞarkıya bende eşlik ederken Aler" ya Cüneyt" deyip güldü. Bende gülerken devam ettim.
Çaresiz insanlar
Ümitsiz insanlar
Benim şarkımdan ancak
Sevenler anlar, çekenler anlar
Yaşarken hergün, ölenler anlar
Yaşarken hergün, ölenler anlarAler kafasını iki yana sallayıp gülerken" türkücü keko" dedi. " Elit kekoyum canım ben" dedim. Aler " tâbi canım tabi" dedi. " Aler saat daha erken. Seninle balık ekmek yemeye gidelim mi ?" Dedim. Aler gülümseyip " olur tâbi" dedi.
Sahile doğru sürerken " Aler artık arkadaşız ya. Bu yüzden ben gerçekten içten içe çok mutluyum. Birbirimizden ne kadar farklı dahi olsak seninle gerçekten çok eğleniyorum" dedim. Aler bir süre yüzüme bakıp" bende Cüneyt. Gerçekten mutluyum" dedi. Sonra duraksayıp" Biliyor musun Cüneyt. Ben bu okula gelmeden önce ve apartmana taşınmadan önce de seni tanıyordum." Dedi. Şaşkınca ona dönüp" gerçekten mi?" Dedim. " Gerçekten. Sen beni hatırlamıyor musun?" Dedi.
Umutla yüzüme bakarken" Yani benim hafızam o kadar kuvvetli değil. O yüzden hatırlamıyorum" dedim. Yüzü düşerken" Anladım" dedi. " Sen beni nereden tanıyordun?" Dedim. " Aa bosver ya. Önemli bir şey değil. Birkaç kere görmüştüm seni. Aklımda kalmışsın" dedi.
Arabayı park ederken" Senin hafızan kuvvetli olmalı" dedim. Zoraki bir şekilde gülümseyip" sanırım öyle" dedi.
Küçük tezgaha doğru adımlayıp ustam bize iki tane at. Bol soğanlı olsun. İki tane de kola alalım şimdi ayranla gitmez" dedim. Usta" Lan kerata sen gelir miydin buralara ya" dedi. " Vallahi usta seni özlemesem uğramam da" dedim. Usta kahkaha atıp" hadi lan oradan" dedi. Sonra Aler'e bakıp" kim bakalım bu delikanlı" dedi. " Bizim okuldan bir arkadaşım ya" dedim. Aler bir adım ileri çıkıp" ismim Aler efendim. Arkadaşım çok methetti bende merak ettim balık ekmeğinizi" dedi.
Usta hemen gülerken" Sevdim bu çocuğu çok edepli" dedi. Aler ona saygıyla bakıp" teşekkür ederim efendim" dedi. Aler'in omzuna elimi atıp" öyledir öyle" dedim. Usta hatırlamış gibi" Ha bu arada Kağan 5-6 defa gelip yemek yedi ve hepsini senin ödeyeceğini söyledi oğlum" dedi. Hayretle kaşlarımı çatıp" şerefsize bak. Ustam sen onun hesabına yaz. Yarın gönderip ödetirim sen merak etme" dedim. Usta beni onaylayıp" tamam oğlum" dedi. Denize en yakın masaya otururken hava hafifçe kararmıştı ve denize vuran lambalar ortama güzel bir hava katıyordu.
Aler huzurla gülümseyip" İstanbul'un en güzel yanı. Denize vuran bu ışıkları" dedi. Onu onaylarken" şehri batırıp atsalar da bazen güzel yanları olabiliyor evet" dedim. " Ben çok seviyorum İstanbul'u çocukluğumdan beri bir yurt dışı bir İstanbul gelip giderdik. En güzel anılarım bu şehirde geçtiği için benim için yeri ayrı" dedi. Uzaklara bakan mavilerine baktım. Geceyle birleşince kararmış ve gece mavisine dönmüştü. Huzurla yüz ifadeleri değişiyor o mavilere ışık katıyordu.
Sarıya dönük kahve saçları rüzgârdan hafif hafif hareket ediyordu. Yüzüne vuran ışık yüzünü o kadar berrak ve kusursuz gösteriyordu ki... Alt dudağını hafifçe ağzının içine alırken nedensizce gülümsedim.
Bana doğru döndüğünde birkaç saniye ne yapamıyacak bir vaziyette yüzüne baktım. Sonra bakışlarımı kaçırıp" üşüyor musun?" Dedim. Beyaz t-shirtlerinin kollarını hafifçe aşağı doğru çekiştirip" birazcık. Ceketimi evde unutmuşum ya" dedi. Üstümdeki siyah kapşonluyu çıkartıp" al giy" dedim. Bir süre kapşonluya bakıp" ya yok . Gerek yok yani. " Dedi aceleyle. Sinirle" Al oğlum işte minnacık bir şeysin. Donacan" dedim.
Somurturken" iyi be" dedi. Kapşonluyu alıp giyerken" kaç beden giyiyorsun ya" dedi. " L giyiyorum da biraz geniş giymeyi sevdiğim için genelde XL alırım" dedim. Büyük olan hırkaya ters bir şekilde bakıp" çuval gibi oldu" dedi. Bir kahkaha atıp" bodur tavşan" dedim. Bana öfkeli bir kaç bakış atarken yemeklerimiz geldi. Yemekleri yerken sesizdik. O denizi izlemişti. Bense istemsiz bir şekilde onu izleyip durmuştum. İyice kafayı yemiştim sanırım.
Arabaya binerken " çok güzeldi yemek" dedi. Gülümseyip" afiyet olsun" dedim. O da gülümseyip arabaya bindi. Eve doğru sürdüm. Aşırı derecede trafik vardı. Sıkıntılı bir şekilde oflayarak"1 saattir bekliyoruz. Bu ne ağbi ya" dedim. Aler" evet ya. Sanki bütün dünya buraya yığılmış gibi" dedi. 2 saatte yakın bekledikten sonra eve varmıştık. Eve vardığımızda saat 9'du. Biraz bizim evde oturup annemden izin alıp Aler'in evine geçtik.
Evi o kadar hoş ve güzel dizayn edilmişti ki bayılmıştım. Aşırı derecede temiz kullanıyordu evini ve her odada bir kitaplık bulunuyordu. Evi full kitaptı. Bu kadar kitap sevdiğini hiç bilmiyordum. Odasında bir piyano, gitar ve masasının üstünde açık bir şekilde duran kemanı vardı. Yatağı genişti ve benimkisi gibi duvara dayalıdı.
Aler dolabından kıyafetlerini çıkartırken" ben duşa gireceğim. Yatmak için sende kıyafet getirmiştin istersen sende yap o şekilde yat. " Dedi. " İlk ben gireyim o zaman. Yatmadan önce sigara içeceğim" dedim. Kaşlarını çatıp bana baktı. Ağzını birkaç kere açıp kapadı ve sonra" tamam gir" dedi.
Odadan dışarı çıkarken bende duşa girdim. Yarım saatlik bir duşun ardından giyindim ve dışarıya çıktım. Kıyafetlerimi kucağıma alıp yatağın yanındaki minik sehpaya yetleştirdim. Saçlarımı kuruturken Aler usulca kapıyı tıklattı. " Cüneyt müsait misin?" Dedi. " Müsaitim" dedim. Aler içeriye girerken " sigara içeceksen balkonda içebilirsin. İçerde içersen ben rahatsız olurum" dedi. Onu onaylarken o da kıyafetlerini alıp banyoya girdi. Balkonda bir sigara içip odaya geçtim. Aler birkaç dakika sonra çıkarken" uyuyalım o zaman. Yorulduk zaten"dedi. Onu onaylanıp yatağa girerken Aler'de saçlarını kuruttu. Işığı kapatıp yanıma yatarken bana arkasını dönmüştü. Ona birkaç saniye baktım. Sarılıp yatmamız zaten abes kaçardı. Elimi başımın altına koyup gözlerimi kapattım.
Yarım saat kadar bir süreden sonra Aler elini göğsümün üzerine attı. Gözlerimi usulca aralayıp put gibi kesilirken kafasını boynuma gömdü. Yutkunarak ona baktım. Birkaç dakika sonra yüzünü buruşturup " sigara..." Diye mırıldandı ve arkasını döndü.
Kokudan rahatsız oluyordu. Sanırım bu yüzden içme diye bu kadar diretiyordu. Derince bir iç çektim. Yataktan doğrulurken Aler'e baktım. Bebekler gibi uyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece mavisi bxb ( texting)
Fiksi Umumülkücü, geleneklerine bağlı bir genç ile, modern , entelektüel bir gencin hikayesi...