O gün

987 133 61
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Kartımı okutup içeri girdiğimde Andieler'in dinlenme odasında olduklarını bildiğim için direkt o tarafa yöneldim.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde şaşırtmayacak şekilde Aven, Achero, Chiru ve İzuku'nun PlayStation oynadığını gördüm.

"Brokoli kafa? Dönmüşsün sonunda."

Çantamı kenara bırakıp yanlarına ilerlerken Katsuki yanına oturmam için sağa kaydı.

İzuku tüm dikkatini oyuna vermişken bir elini kaldırıp kısa bir selam verdi, "Selam Alsie!"

Sinir olsun diye ayağımın ucuyla Aven'ın sırtına hafifçe vurdum.

"Sana da günaydın kumral popo!"

Chiru Aven'a gülmeye başladığında Katsuki yanağımı yavaşça öptü, "Günaydın bebeğim."

Başımı ona çevirip yavru köpek sever gibi saçlarını okşadım, "Yavru köpek gibisin. Çok şirin."

Burnunu işaret ve orta parmağım arasına alarak sıktım. "Günaydın manit."

Başımı sağımızdaki tekli koltukta oturan Andie'ye çevirdim. Yine kitap okuyordu, bu yüzden rahatsız etmek istemedim ve geri önüme döndüm.

Başımı Katsuki'nin omzuna yaslayıp karşımızdaki televizyondaki oyunu izlemeye başladım.

"Bir şeyler yedin mi?"

Katsuki'nin sorusuna cevap olarak başımı 2 yana salladım.

"Mutfağa gidelim."

Başımı hafifçe kaldırıp fısıldadım. "Eğer yine azdıysan çükünü koparır sosis diye eline veririm."

Gülmekle korkmak arasında gidip gelirken o da fısıldadı. "Azmadım. Acıktım."

Başımı salladım ve birlikte ayağa kalkarak odadan çıktık.

Mutfağa giderek içeri girdik. Buzdolabını açıp içine bakmaya başladım.

"Ne yesek ki? Im... Krep varmış! Krep yer misin?"

"Yerim."

Krep dolu tabağı elime aldım ve daha sonra da dolaplardan birinden nutellayı çıkararak Katsuki'nin üstüne oturduğu masaya koydum.

Çekmeceden de bir bıçak alarak geri masaya döndüm.

Kreplerden birinin üstüne Nutella sürmeye başlamıştım. Ve yanımda masanın üstünde oturan limon kafanın beni izlediğini fark ediyordum.

Nutellayı sürmeyi bitirince krebi rulo olarak sardım ve ona uzattım. "Al."

Ağzını açtığında gerçekten böyle durumlarda küçük bir çocuk gibi olduğunu tekrardan anladım ve ısırması için ona uzattım.

Bir ısırık aldığında bu sefer ben de bir ısırık aldım.

"Güzelmiş lan."

Evet anlamında başını aşağı yukarı sallarken tekrardan ağzını açtı ve tekrar ısırması için ona uzattım.

Krep bittiğinde bir krep daha alıp Nutella sürmeye başladım.

"Alsie."

"Hm?"

"Seni seviyorum."

Gözlerim kocaman olurken ona döndüm ve gülmeye çalıştım. "Neden aniden böyle şeyler diyorsun?"

Sevgiliydik ve böyle şeyler demesi normaldi. Ama ben böyle şeylere alışık değildim, aniden böyle şeyler duyunca ne diyeceğimi ve yapacağımı bilmiyordum.

Elimdeki krebi alıp ısırdı, "Söylemek istedim sadece."

Gülümseyerek saçlarını karıştırdım, "Ben de seni seviyorum limon kafa."

Yaklaşık 10 dakika sonra karnımızı doyurmuş ve mutfaktan çıkmıştık.

Çıktığımız sırada Andieler'de dinlenme odasından çıktı ve koridorda birlikte yürümeye başladık.

"Brokoli kafa nerede?"

Andie dümdüz karşıya bakarken mırıldandı, "Yüzbaşı çağırdı."

Anlarcasına mırıltılar çıkardım ama gözümü Andie'den ayırmadım.

Bugün neden... Bu kadar mutsuz duruyordu?

Andie normalde de çok sakin biriydi. Duygularını da kolay ifade etmezdi, yüzü çok düz dururdu.

Bu yüzden onunla yeni tanışan biri o mutsuz olmasa bile onu mutsuz sanabilirdi.

Ama bugün Andie kesinlikle üzgündü.

Koridorun ortasındaki koltukların olduğu kısma gelip bu sefer de oradaki koltuklara oturduk.

Katsuki ve ben ikili koltuğa, Andie sol çaprazdaki tekli koltuğa; Aven, Achero ve Chiru ise karşıdaki üçlü koltuğa oturmuştu.

Koridorun diğer tarafında Jake'i görünce onu izlemeye başladım.

O da çok üzgün duruyordu. Dünden daha üzgün.

Kaşlarım çatıldı. Bugün ne vardı da üzgünlerdi?

Birkaç kişi sırayla destek olduğunu belli edercesine Jake'e sarıldığında içimden o gün olmaması için dua ederken telefonumu cebimden çıkarıp tarihe baktım.

O gündü.

Telefonum hâlâ elimde açıkken başımı kaldırıp Andie'ye baktım.

O da bana bakıyordu, tarihi şimdi hatırladığımı fark etmişti.

Chirular Jake'e bakarken Aven mırıldandı. "Bugün o gün, değil mi?"

Hepimiz günü hatırlamıştık. Üzgün bir şekilde onayladığımızda Katsuki bana döndü.

"Ne günü?"

Başımı tekrar Jake'e çevirdim ve onu incelemeye başladım.

Gözaltları morarmıştı, saçları darmadağınıktı, yüzünde hiçbir mimik yoktu.

Daha 5 dakika önce mutfaktayken 2 bardak su içmeme rağmen ağzımın tamamen kuruduğunu hissediyordum.

En sonunda dudaklarımı aralayıp mırıldandım.

"Jake'in ablasının ölüm yıldönümü."

Bakugou x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin