-------------------VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN---- <3
Sorma dünyam ne biçim
Bir kördüğüm ki içim
Çözdükçe dolaşıyor
Ya her şeyim ya hiçim
Sorma dünyam ne biçim
Bir kördüğüm ki içim
Çözdükçe dolaşıyor
-
Kutay'ın normalde en sevdiği yemek vardı bugün yemekhanede. Lakin kaşığıyla pilavda gelgitler yapmak ve zeytinyağlı fasulye yemeğini boş bakan lacivertleriyle seyretmek haricinde yaptığı hiç bir şey yoktu.
Lacivertlerinde dolan yaşlar düşmek için fırsat kolluyor olsa da Kutay da onlar kadar inatçı ve dirayetliydi. Ağlamazdı.
"Erkek adam ağlamaz."diyen babası bir şeyi kırk defa söyleyerek belki de gerçek kılmıştı. Oğlu erkek bir adam olmuştu ve ağlayamıyordu için için yanarken ve kalbi göğüs kafesi batıyorcasına yanarken dahi.Kutay teninde dalgalanan kemer darbelerine de razıydı ya da suratına inecek bin tane darbeye de.
Ne kadar işe yaramaz,baş belası, varlığı gereksiz,hayatta gereksiz bir yük olduğunu bozuk bir plak gibi anlatacak babasının alay dolu bakışlarına da "Katranı kaynatsan olur mu şeker,cinsini siktiğim anasına çeker.."diye mırıldanışları da acıtmıyordu bu denli.
Ama ahu gözlerin kırgınca yüzünde dolaşan boş ve anlamı yitirilmiş bakışları yakıyordu her zerresini. Kutay bin defa ölmek istiyordu sırf o uzun kıvrık kirpikli kahve gözlerin böylesine sulanmaması için.
Lakin yorulmuştu.
Her gittiği yerden sürgün yemekten yorulmuştu. İstenmemekten de yorulmuştu.
Bir defasında hiç unutmuyordu babası eve şarapçı arkadaşlarını doldurduğunda deli gibi sigara içilen odada nefesi daha fazla dayanamayarak öksürük krizine girdiği için bile banyoya kilitlenip dayak yemişti. Çünkü babası öksürük sesine bile katlanamıyor,başını ağrıttığını söylüyordu. Müzik sesi engellenirken oğlunun öksürüğünü banyoya kilitleyerek alem yapmayı istiyordu yalnızca.
Ya da ortaokulda hiç unutamıyordu herkesin düzgün ütülü gömlek ve formalarını. Kendisi ise kırış kırış gezdiği için azarlanıyordu. Defterleri buruşuk diye,ataçlanmamış diye. Ailesi defterlerini kontrol etmiyor diye,babası para tutuşturuyordu. Hoca inatla "beslenme listesi" veriyordu. Kutay dışarıdan yemeye ne zaman alıştığını da bilmiyordu lakin sınıfı bozuyor eşitsizlik diye diye Kutay bazen sırf hocayı işitmemek için hiç bir şey yememekte buluyordu çözümü.
Bir defasında babannesinden istemişti gömleklerini ütülmesini o da "Annen olsaydı,kaçıp gitmeseydi.Seni de alsaydı.."diyerek başlamıştı ki..
Kutay cinnet getirerek gömlekleri yırttığında on yaşında dahi değildi.
Bir keresinde de ütü yapmaya çabalayıp yaktığında "evi başımıza yakacak yıkacak" diye bir posta kemer seansı daha geçirmişti babasıyla.
Arkadaş edinmeyi denemişti lakin Kutay'ın çevresi de Kutay gibilerden oluşuyordu. Oldukça zararlı alışkanlıklara henüz çocuk yaşta bulaşmıştı. Alkolün tadını bilmemesi gerek yaşlarda alkol kusuyordu. Ya da kanına hiç bulaşmaması gereken ucuz yollu uçucu keyif vericileri soluyordu boş bulduğu arkadaşlarının evlerinde.
Unutmak için.
Acıyı geçirmek için.
Ama gözleri önünde titreyerek can verenler ya da dişlerini kaybedip tamamen bilincini de yitirenler arasından sıyrılması kolay olmuştu. En azından bile isteye akıl hastanelik ya da morgluk olamayacak kadar az tüketmişti bağımlılık yapıcı şeyleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Perde
Romance"Hiç sevilmemişsin,sevdiğin ise meçhul!"diye gürledi ceylan gözleriyle. Sevmek ve sevilmek nedir özenle ince ince öğreteceğini bilmeden...